cennetini kaybetme

286 37 19
                                    

♪♪♪

♪♪♪

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪♪♪

"uyan yunho. ah tanrım!! heyecandan altıma edeceğim."

"çişinin geldiğinde tuvalete gitmelisin hongjoong." uykulu sesiyle konuştu ve kısık gözleriyle yüzüme baktı.

"manyak onu demiyorum. baban geldi baban."

"gelsin orada kalmayacaktı zaten."

"nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"

yunho yatağında doğrularak gözlerini ovuşturdu.

"neden gergin olayım hongjoong?"

sessiz kalmıştım ve odanın içinde volta atmaya başladım.

yunho üzerini düzelterek odadan dışarı çıktı ve tahminimce yüzünü yıkadı.

odaya geri geldiğinde yüzünde küçük bir tebessüm vardı.

"aşağı inelim, yemek hazır sanırım kocacığım."

odadan çıktım ve merdivenlerden indik.
bayan jeong'la eşi bizim için masaya portakal suyu koyuyorlardı.

"günaydınlarrrr." yunho'nun sesi dünyanın en şen çocukları gibi çıkmıştı.
bay ve bayan jeong bize bakarak gülümsemişlerdi ve birden kendimizi masa başında bulmuştuk.

"hongjoong bu çok sağlıklı, bundan yemeliayemelisin. çok zayıflamışsın yunho şundan bolca al. oğlum yedirmiyorlar mı sana oralarda?"

yunho annesinin sözlerinden sonra bana bakarak söylenmeye başlamıştı.

"hongjoong çok beceriksiz anne. doğru düzgün yemek bile yapamıyor."

bay jeong benim tarafımda olarak "sanki sen çok iyi yapıyorsun da." deyip oğluna soğuk savaş açmaya hazırlanmıştı.

bu tatlı sohbete dahil olmayı çok istiyordum ama konuşacağımız konu beni aşırı heyecanlandırıyordu ve iştahımı kaçırmıştı.

"oğlum sen neden yemiyorsun?"

bayan jeong yunho'nun tam yanında oturuyordu ve bakışlarımın yunho'ya ulaştığını farkına varmıştı.

tam lafa girecekken yunho konuşmaya başlamıştı ve kulaklarımın yandığını hissetmiştim.

"heyecanlandı da ondan."

sen güzide bir ahvaldin || hohong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin