01.10.2019... Bu hikâyeyi yeniden yazmaya başlama tarihim.
Daha önce, yani 2015 yılında yazılmış halini okuyanlar buraya,
Bu hikâyeyi ilk defa okuyacak olanlar da buraya yorum bıraksın.
Kalbim kaburgalarımın arasına sığmıyor yahu, öyle özlemişim ki...
Twitter ve Instagram: sumeyyelkoc
EMANET AŞK1
"Mutluluğun Kalbine Saplanan Kör Bıçak"
# Feridun Düzağaç - Kül
# Sam Smith - Fire on Fire25 Ağustos 1995, Saraybosna, Bosna Hersek
Tanyeri keskin bir makas gibi, ortadan ikiye bölmüştü gecenin karanlığını.
Genç kız, sabahın yaklaştığını göğün bağrına oturan kızıllıktan veyahut gecenin kurşuniye dönen renginden değil, peş peşe patlayan bomba seslerinden anladı. Bu kulak parçalayıcı sesler üç yıldır devam eden kanlı savaşın yoldaşıydı ve o, savaşa hiçbir zaman alışamamıştı. Korku ve gözyaşlarıyla uykuya daldığı geceler sabaha varırken, ilk patlama gürültüsüne sıçrayarak uyanırdı. Fakat ilk defa korkmuyordu, bombalar şehre sağanak yağmurlar gibi yağarken gözlerini bile kırpmıyordu.
Çünkü artık kaybedecek, uğruna mücadele edecek hiç kimsesi kalmamıştı.
Bu savaş ondan annesini, ablasını ve dün gece babasını çalmıştı.
Harabeye dönmüş tek katlı metruk bir evin, bombalardan yıkılmış duvarları arasında geçirmişti tüm gecesini. Saatlerdir buradaydı, yıkıntılar arasında kalmış geniş bir tahta parçasının üzerinde oturuyordu. Sırtını yasladığı soğuk, pürüzlü duvar onu zatürre edebilirdi ama umursamıyordu. Koşarken bir çalıya takılıp yırtılan elbise eteğinin, açıkta bıraktığı çıplak bacaklarını hissetmiyordu ama mühim değildi. Artık ne yitip giden gecenin bir önemi kalmıştı ne de doğacak sabahın. Ne alacağı nefeslerin ne de ruhuna emanetçilik eden gencecik bedeninin.
Gökyüzü usul usul aydınlanırken, durmaksızın patlayan bomba seslerini gözleri kapalı dinledi. Ve her an bir bombanın bu yıkıntıya tesadüf edip, bedenini paramparça etmesi için Yaradan'a dualar etti. Ölmek istiyordu lakin inancı gereği kendi kendini öldüremezdi. Oysa hiç günah işlememişti ama yaşarken cehennemi tatmıştı, tüm sevdikleri gözlerinin önünde can verirken izlemek bir insana verilen en ağır ceza olsa gerekti. Savaşta ölenlerin şehit düştüklerini biliyordu, tıpkı ailesindeki herkesin şehit düştüğü gibi... Kendisi de şehit olmak istiyor ve uzaklarda bir yerlerde, onlara vaat edilen cennette huzurla var olmayı diliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AŞK (KİTAP)
Teen FictionŞarkılar yalan söylüyormuş Baran, kimse kimseyi öldürmüyormuş sevdadan... Şayet öyle olsaydı, girmez miydim benim için kazdığın mezara? Düşmez miydim o dipsiz çukurlara, karanlık kör kuyulara... Şiirler de yalan söylüyormuş Baran, düşülmüyormuş öy...