2.) BİLİNMEYEN YOLCULUK.

6K 210 47
                                    


Sen seçtiğin hayatı yaşarken ben, ardında kalanlarla yaşamaya çalıştım. Gördün, bildin arkanda kalan enkaza ve sen buna rağmen yüz çevirdin bir zamanlar benim için atan kalbine.

BİLİNMEYEN YOLCULUK.

꧁⸻꧂

Anılarda saklı kalan yaşanmışlık, ukte olarak kalan yaşanmamışlıklarla bir araya geldiğinde; insana en çokta yaşarken acı veren yegane duygunun esareti altına düşer. Eksik duygularla yarım yamalak yaşamaya alışırken hiç umadığım bir anımda anıların etkisi altına girmiştim. Kurulu düzenim arkamda kalan, düzeltemeyeceğim hatalarımla doluyken geleceğim zifiri karanlıkta ışığını arayan çöl bedevi gibiydi. Bazı anlarda olduğu gibi şimdi de bir yol ayrımına girmem gerektiğini düşünürken hangi yolun hatalarımın üstünü örtbas edeceğini bilmiyordum. Hatalarımla yüzleşmekten korkuyorum, hem de çok...

Dilimin tutulduğu, ne yapacağımı şaşırıp kaldığım; ruhumun bedenimden ayrılırken kendimi hiç olmadığı kadar hissiz hissediyorum. Yaşanmışlıklara karşı bitap düşen zavalı ruhuma rağmen ayakta durup yaşama tutunmaya çalışıyorum. Biteceğine umut ettiğim kabusumun bir oyun olduğunu bilmiyordum. Ne zaman son bulacağı belli olmayan, ne kadar yara alacağımı ve savaşacağımı bilmeden oyuna dahil edilen yalnızca bir piyondum. İplerim kuklacının parmakları arasında hareket ederken bu oyunda bir kukla olmaya hiç niyetim yoktu.

Yaşadıklarım koca bir hakksızlık!

Yaşamak bu kadar zor olmamalıydı.

Ömrümün ne kadar süreceğini bilmeden vaktimi beni yaralayacak meselelere ayırmak istemiyorum.

Her nefes alışım içi yanmış ciğerime kesik kesik ulaşırken toparlanmakta güçlük çekiyordum. Hare'nin çıldırmışcasına sarf ettiği sözler beni korkutmaya yetmişti. Hata öyle ki kıpırdayamaz olmuştu bedenim. Söyledikleri nedendir bilmiyorum ama doğru gibi geliyordu. İçimden bir ses uyarılarını dikkate almamı, sıkıca tutunmam gerektiğini söylerken arafta kalmışlık hissiyle yanıp tutuşmuştum. Delirme olasığım bana uzaktan el salıyorken ne yapıp ne yapmamam gerektiğine akıllıca karar veremiyordum.

"Sara sakın buradan ayrılma!" diye telaşla, soluk soluğa gözlerimin içine doğru baktı. Yüzü ve bedeni gözlerimin önünde siliniyordu. O kayboluyordu! Dediği gibi gidecekti. Bir daha karşıma çıkmayacaktı ama arkasında bırakıp gittiği enkaza ne demeli? "Hare ne demek istiyorsun? Hangi yoldan bahsediyorsun?" Yüzü saniyeler geçtikçe silinirken dudaklarını zorlukla aralıyormuş gibi acı çekercesine bir ses çıkardı. "Sara..." Devam etti. "O seni bekliyor. Senin için gelecek." Sözleri kesik kesik, ardı ardına kulağıma ulaşınca dehşetle kaybolmak üzere olan bedenini seyrediyordum. Müdahale etmek istediğim de sanki elimi boşluğa doğru savuruyormuşum gibi oluyordu.

Ona istesemde yardım edemiyordum!

İçeriyi saran tuhaf, baş döndürücü kokuyla elerim hemen burnumu buldu. Aldığım koku çürümüş bir şeyin kokusu gibi kötü ve ağırdı. Öğürmemek için kendi içimde savaş halindeyken Hare'nin son kez dudaklarını oynatarak bana bir şeyler anlatıyordu. "Seni bekliyor, uzunca..."

"Kim o! Beni bekleyen de kim?" Boğuk çıkan sesimi duydumu bilmiyorum ama konuşmadı.

Görünmeyen bir engel zırhını kuşanarak buna engel oluyordu sanki.

"Ona sakın güvenme!" Tamamen kaybolduğunda son sözlerini söyleyerek hayatımdan çıkıp gitmişti. Kime güvenmemem gerektiğini soramadan gitmişti.

CEVABI SENDE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin