18.) KADERDEN KAÇAN İKİ İNSAN.

2.1K 82 1
                                    

"Ansızın girme hayatıma demedi mi? Bak gidişin nasıl yarı yolda bıraktı öksüz yüreğimi." Dudakları etrafı yangın yerine bırakırcasına iki yandan kıvrıldı.

"Bunu sen mi söylüyorsun? Düşlerimde bile seni senden sakınırken beni hayallerinde bile tutmayan sen mi yarı yolda kaldın?"

"Düşlerimde kurduğum gerçek sen değildin. Olamadın da. Eğer gerçek olup karşıma çıkacağını bilseydim düşlerimde bile yer vermezdim sesine, gözlerine..."

***

"Kör gece Sara..." Sislerin arasına karışmış ses bir zamanlar duymak istediğim tek sesti. "Sana bir hikaye anlatacağım," diye yanan şömineden uzaklaşarak giden babamdı. Onu dikkatle yerde oturmuş, söyleyeceklerini duymak için bekleyen de bendim. Ayakta durmuş elleri arasındaki kitabın sayfalarını karıştıran ve ölerek çocukluğuma toprak atan babama uzunca baktım. Onu o kadar çok özlemiştim ki, ne kadar bakarsam bakayım yetmiyordu. Onsuz oluşum en büyük eksikliğimdi. Geçmişime dair unuttuğum anıyı bir yabancı gibi izlerken sonsuza denk bu anda kalmak isterdim.

Çok uzun zaman olmuştu.

Mutsuzluğuma rağmen onun sesini yeniden duymak kalbime iyi gelmişti.

Ona kırgındım. Çünkü beni yarı yolda istemeden de olsa kötülüklerin kucağına bırakmıştı.

Savaşmak yerine kalmayı tercih ederken ikimizin de infaz emrini vermişti. Ölen babamdı ama onunla birlikte toprağa girende bendim. Babam sanki varlığımı sezmişçesine duraksadı. Yerde oturmuş yedili yaşlarındaki bana çaktırmadan etrafa şüpheyle baktı. Orada görmeyi beklediği şey değildim. Yutkunarak ona bakmaya devam ettim. Yüreğimdeki burukluk her saniye derinleşirken özlemle anılarımıza sarıldım. Koyu mavi gözleri, gür saçlarına karışan tek tük beyaz tutamlar, zayıf ama dimdik duran duruşu... O her haliyle babamdı, eksik yuvamın temeli, özlemini duyduğum evimdi.

Gözlerimden usulca aktı gözyaşları.

Son nefesini verirken korkmuş muydu ölümden? Beni beklemiş miydi son nefesleri arasında? Yanına daha erken gidemediğim için kendime kızgınım. Ama ne var ki bu kızgınlığım bana kaybettiğim babamı ve çocukluğumu getirmeyecekti. Ses etmeden görmem gereken, içine düştüğüm sahnenin devamını izlemeye devam ettim. Her şeyi normalmiş gibi karşılıyor olmama neden olacak o kadar şey başıma gelmişti ki, sevdiğim adam ve oğlumun yanında uyurken bile geçmişteki anıma tanıklık ettiğime şaşırmadım.

Ama bir sorun vardı.

Zihnimin en kuytu köşesine insemde daha önce babamla birlikte böyle bir anımızın olmadığına adım kadar eminim. Emin olduğum hâlde burdayım. Bu ana tanıklık etmek için getirilmiştim. Sırtımı duvara yaslayarak uzaktaki ikiliyi izlemeye başladım. "Hadi baba! Hikayeyi duymak için sabırsızlanıyorum!" İnatçı halime karşı yarım bir tebessümü dudaklarıma kondurdum.

"Pekâlâ!" Babam şöminenin çaprazında duran salanan sandalyeye oturduğunda sandalye üzerine çöken ağırlıkla birlikte ileri geri hareket etmeye başladı. "Anlatacağım hikaye bir prensesin bir demirci ustasına olan aşkını konu ediniyor... Sınıf farklılığın olduğu bir dönemde Larian prensesi Aşhir sabahın ilk ışıklarıyla saraydan kaçarak bir demirci ustasına aşık olmasıyla başlıyor hikayemiz. Prenses Aşhir gezmek, farklı insanlarla bir arada olmak için saraydan kaçarken o gün kalbine sonsuz bir kilidin vuracağından habersizdi. Demirci ustası Agal, yetim ve öksüz bir adamdır. Kendi için çalışır bir amacı bir isteği olmadan hayatını sürdüren sessiz sakin bir adamış."

CEVABI SENDE SAKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin