Bölüm 3

18.3K 1.6K 2.5K
                                    

      Draco gözlerini aralayıp yeniden kapattı. Bunu birkaç kez tekrarlayarak gözlerinin ışığa alışmasını sağladı. Sonunda sırtüstü dönüp gerinirken bir şeylerin ters olduğu düşüncesiyle doldu. Sabah olmuştu. Bunun ne anlama geldiğini anladığı anda yatakta doğrulup karşı yatağa baktı. Harry yerinde yoktu. Bu ne demek oluyordu? Harry kabus görmemiş miydi? Yoksa Draco önceki günün yorgunluğuyla onu duyamayacak kadar derin bir uykuda mıydı? Nedense ikinci ihtimali düşünmek Draco'nun sinirini bozmuştu. Yapması gereken şey altı üstü sesini duymaktı. Bunda nasıl başarısız olabilirdi?

      Üstündeki yorganı kenara itip yataktan kalktı. Derse geç kalmazdı ama kahvaltıyı kaçıracağı kesindi. Bu yüzden acele etmesinin anlamı olmadığına karar verdi. Önce hızlıca bir duş alıp hazırlandı. Sonra masasına oturup bir parşömen çıkarttı. Tüy kalemini mürekkebe batırdıktan sonra baskıdan çıkmış gibi görünen el yazısıyla yazmaya başladı.


      Anne,

      Henüz mektubuma dönmediğini biliyorum ancak bir an önce sormak istediğim bir şey var. Bana yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

      Ödevimde kullanabileceğim bir kitap arıyorum. Kütüphanedeki baskısında eksik sayfalar var. Benim için araştırabilirsen sevinirim. Bulursan lütfen bir an önce iletmeye çalış, olur mu? Ödevin teslim tarihi yaklaşıyor.

      George Myerscough – Güçlü Bağlanma Büyüleri

      Umarım bulabilirsin. Ayrıca rüyalarla ilgili bağlanma büyülerinden bahseden bildiğin kitaplar varsa gönderebilirsin.

      Seni seviyorum,
      Draco


      Katladığı parşömeni zarfa koyduktan sonra üzerine bilgileri yazdı ve saati kontrol etti. Baykuşhane'ye gidecek vakti kaldığını görünce cüppesini giydi ve çantasını da alarak odadan çıktı. Herkes kahvaltıda olduğundan boş kalan koridorları hızlıca geçip batı kulesine ulaştı. Merdivenleri aceleyle çıkıp taştan, yuvarlak yapının girişine geldiğinde beklemediği görüntüyle duraksadı. Harry baykuşlardan birinin gagasına zarf tutuşturmuş, göndermeden önce kafasını okşuyordu.

      "Potter."

      Harry duyduğu sesle başını kaldırıp girişe baktı. "Malfoy," dedi sakince. "Uyanmışsın."

      Draco başıyla onaylarken öyle dikilmenin garip olduğunu düşündüğünden içeri doğru bir adım attı. "Kime gönderiyorsun?" diye sordu. Gece kabus görüp görmediğini sormamak için kendini zor tutuyordu. O yüzden farklı bir konu açmak istemişti.

      "Seni ilgilendirmez," dedi Harry, oldukça sakin bir şekilde. Draco'nun onunla konuşma denemeleri hoşuna gitmiyordu. Altında kötü bir şey olmadan bunu yapacağına ihtimal vermiyordu Harry. Onu terslemesi bu yüzdendi.

      "Cevap umurumda olduğundan değil, Potter." Draco karşılaştığı tepkiye sinirlenmişti. "Hayır yani, sonuçta kime mektup gönderebilirsin ki?" diye sordu ama cümlesini daha bitirdiği anda pişman oldu.

      Harry baykuşu okşamayı bir anlığına bıraktı ve yüzüne acı bir gülümseme yerleşirken kafasını salladı. "O kadar haklısın ki kızmıyorum bile." Ardından baykuşu serbest bırakıp çıkışa yöneldi.

      "Potter- öyle demek istem-"

      "İşine bak Malfoy, gönderecek mektubun var herhalde." Kapıdan geçtiğinde ise arkasına bakmadan ekledi. "Azkaban'a mektup kabul ediyorlar mı bilmiyorum ama..." Ve baykuşların kanat sesleri eşliğinde merdivenleri hızlı adımlarla inmeye başladı. Draco elinde zarfla birlikte arkasından bakarken kendi söylediğinin pişmanlığını mı, yoksa onun söylediğinin sinirini mi daha yoğun yaşayacağına karar verememişti.

Nightmare | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin