Bölüm 25

17.8K 1.4K 3.1K
                                    

      Kovuk'taki yemekten hemen sonra Draco gitmeye yeltense de Mrs. Weasley biraz daha kalması için ısrar etti. Bu ısrara Harry'nin tatlı bakışları eklendiğinde Draco kendini çoğunluğunu kızıl kafalıların oluşturduğu kalabalıkla salonda takılırken buldu. Ortamda bir sürü farklı muhabbet dönüyordu ama hiçbiri umurunda değildi. İlgisi tamamen Harry'nin üstündeydi. Onun söylediklerini dinliyor, bakışlarını üzerinden ayırmıyordu.

      Gruplar halinde dönen sohbetlere ek olarak satranç turnuvası gibi bir şey başlamıştı. Draco 'gibi' olduğunu düşündü çünkü Ron önüne gelen herkesi dakikalar içinde fena ezerek gönderiyordu. Harry ve Draco koltukta yan yanaydılar. Ron ise tam önlerinde yerde oturuyordu. George da hezimete uğrayarak kalktıktan sonra Ron sırıtarak Harry'ye döndü.

      "Yenilme sırası sende sanırım," dedi. "Hadi dostum."

      "Yenileceğimi zaten biliyorsun," dedi Harry. "Beni pas geçemez miyiz?"

      Ron gözlerini kıstı. "Sevgilinlesin diye kaçabileceğini düşünme bile."

      "Merlin," diye mırıldandı Draco, söylenir gibi.

      "Çok istiyorsan seninle de oynayabilirim, Malfoy, yenilmekten korkmuyorsan tabii."

      "Siz tartışmaya başlamadan ben şöyle geçeyim en iyisi," diyerek koltuktan yere geçti Harry. Oynamaya başladıktan sadece bir dakika kadar sonra Draco daha fazla dayanamamış, koltuktan kalkıp Harry'nin arka çaprazına doğru yere oturmuştu. Harry'nin sırtına yaslanırken omzunun üstünden oyunu takip ediyordu.

      "Kaleni oyna," diye fısıldadı Harry'nin kulağına doğru. "Atını al."

      Harry bir süre satranç tahtasına baktı. Sonra hafifçe Draco'ya dönüp, "Ama o zaman-"

      "Sadece dediğimi yap, Potter."

      "Fısıldaşmayı bırakırsanız falan bir ara oynarsın diye bekliyorum, dostum."

      Harry hemen önüne dönüp Draco'nun söylediği hamleyi yaptı. Bu Ron'u şaşırttığı için anlık bir sessizlik oldu. Sonra Ron güzelce planlayıp yeni bir hamle yaptı.

      "E-3, E-5." Draco bir kez daha kulağına doğru fısıldadı. Ron kopya verdiğini fark etse de sesini çıkarmayıp hamleyi bekledi. Harry söylediği gibi fili oynattıktan sonra Ron derin bir iç çekti.

      "Güzel hamle, Malfoy. Ama yeterli değil."

      "Hey," dedi Harry. "Oynay-"

      "Bu hamleyi senin yapmayacağını anlayacak kadar çok oynadım seninle dostum," diyerek karşı hamleyi yaptı Ron.

      "H-5, F-6." Draco bu sefer daha yüksek sesle söyledi.

      "B-4, C-3," diyerek Harry'nin- daha doğrusu Draco'nun piyonunu aldı Ron.

      "B-1, C-3," ile piyonu atıyla aldı Draco. Bu sırada Harry sessizce kalkıp koltukta Hermione'nin yanına oturdu.

      Birkaç hamle sonra Ron'un yüzünde memnun bir ifade vardı. Draco ona vezirini feda etmekten başka şans bırakmadığında sırıttı. "Sonunda," dedi memnun bir şekilde. "Sonunda dişime göre rakip!"

      Hermione, Harry'ye doğru yaklaştı. "İyi anlaşırlar mı sence?" diye sordu hafifçe gülerek.

      "Sanmıyorum," dedi Harry. "Ama bu görüntüyü uzun süre unutmayacağım kesin."

      Hermione gülümseyerek başını Harry'nin omzuna yasladı. "Mutlusun," dedi kısık sesle.

      "Mutluyum," derken bakışları Draco'daydı. "Gerçi hala rüya olabileceğinden şüpheleniyorum."

Nightmare | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin