Bölüm 19

15K 1.4K 1.2K
                                    

      Deliksiz, upuzun bir uykunun ardından gözlerini araladığında üzerinde bir ağırlık vardı. Önce nefes almakta, sonra yutkunmakta zorlanırken bir kolun beline sıkıca sarıldığını fark etti. Draco'nun nefes aldıkça inip kalkan göğsünün sıcaklığını sırtında, nefesini saçlarında hissediyordu. Sadece birkaç saniye içinde dünden kalan gerçekler zihnine dolmaya başladığında uyanmamış olmayı dileyerek gözlerini sıkıca kapattı. Ya da hatırladıklarının bir kabustan ibaret olmasını dileyerek... Ama olmadığını biliyordu. Hissediyordu.

      Harry, uzun zaman umutsuzca sevdiği kişinin de kendisini seviyor olmasının bu kadar acı vereceğini hiç düşünmemişti. Bunu ondan dolaylı da olsa duyduğu ilk gün, hislerinin gerçek olmadığını öğrendiği gündü. Bir gün bile sürmemişti mutluluğu. Üstelik bütün yaşananları nasıl unutacağını, ondan nasıl uzak duracağını ve lanet bağdan nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Ona kızgın değildi ve bunun için onu suçlamıyordu. Sadece... Keşke kendini bu kadar kaptırmamış olsaydı. Çünkü kısacık sürede ona o kadar bağlanmıştı ki şimdi kalmanın hata olduğunu bildiği halde çıkamıyordu kollarının arasından. Draco bunu yapmak zorunda mıydı gerçekten? Neden yanına yatmıştı ki sanki? Durumu ikisi için de daha zor hale getirdiğini düşünüyordu Harry.

      Kendinde yeterli gücü bulduğunda Draco'nun sıkıca sarılan kolundan kurtuldu ve doğruldu. Ayakları yeri bulduğu halde ayağa kalkamamış, arkası Draco'ya dönük halde oturmaya devam etmişti. Draco da yatakta onun oturduğu tarafa kaydı ve doğrulup yanına oturdu. Bir süre öylece oturdular. Birbirlerine bakmadan, konuşmadan... Sadece oturdular. Daha fazla dayanamayacağını hissettiğinde Harry ayağa kalktı, uzaklaşmak için bir adım attı ama Draco onu tişörtünün arkasından yakaladığında olduğu yerde durdu. Yavaşça arkasını döndü. Hala yatakta oturan Draco bu defa onu belinden tutmuş ve kendine doğru çekmişti. Draco'nun kolları beline, yüzü göğsüne yerleşirken Harry itiraz bile edemedi. Yetmezmiş gibi boynuna sarıldı ve yüzünü saçlarına yasladı. (bkz. medya işte)

      "Potter," diye mırıldandı ama cevap alamadı. Sonra şansını bir kez daha denedi.

      "Harry."

      "Malfoy," diye cevaplarken geri çekildi. Bakışları bir anlığına yüzünü bulduğunda iç çekti. "Yine uyumamışsın. Uyumanı söylemiştim. Kendi yatağında."

      Draco, Harry uzaklaşırken istemeyerek de olsa özgür bıraktı onu. "Biliyorum ama emin olmam gerekiyordu. Kabus görmediğinden."

      "Görmedim."

      "Biliyorum."

      "Bu durum için seni suçlamadığımı da biliyorsun, değil mi?"

      "Biliyorum."

      "Ve bu şekilde devam edemeyeceğimi?"

      "Biliyorum."

      "Güzel-"

      "Biliyorum ama anlamıyorum, Harry. Sana nasıl hissettiğimi açıklıyorum. Nasıl ikna edebilirim?"

      Harry hafifçe gülümsedi. "Edemezsin. Keşke bana böyle- isteyerek sarılanın sen olduğunu bilsem. Keşke sevgimden etkilenmediğini bilsem."

      "Sadece inanamaz mısın?"

      "Üzgünüm, Malfoy."

      Draco cevap vereceği sırada kapı tıklatıldığında ikisi de o yöne döndü. "Gereksizsen gelme," diye seslendi Draco. Birkaç saniye sonra kapı açıldı, Ron ve Hermione göründü.

      "Uyanmışsın," dedi Hermione, rahatlamış görünüyordu.

      Harry başıyla onayladı. "Hazırlanırım hemen-"

Nightmare | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin