Bölüm 16

17.1K 1.5K 1.4K
                                    

      Öğleden sonra ortak salona döndüklerinde ikisi de kimseyle karşılaşmamayı umuyordu. Birbirlerine söylemeseler de günün geri kalanını odada geçirmek istiyorlardı ama elbette mümkün olmadı. Harry Ron'a, Draco ise Blaise'e yakalanmıştı. Dolayısıyla akşama kadar kendi arkadaşlarıyla takıldılar. Akşam bir bahaneyle odaya geçebilen önce Draco oldu. Harry'nin Hermione ve Ron'dan ayrılması zor olduğundan daha geç saatlerde girdi odaya.

      "Vaay, Potter." Draco masasında takılırken başını kaldırıp Harry'ye baktı. "Odanın yolunu hatırlayabildin demek."

      Harry gülerek kapıyı kapattı. "Böyle konuşma, Malfoy, özlediğini düşüneceğim."

      "Ne münasebet?" derken gözlerini devirdi. "Özleyeceklerim listesinde sonlardasın."

      "Ah," derken elini kalbine koydu Harry. "Listede varım yani?"

      "Öyle bir şey demedim," derken başını yeniden masaya çevirdi ve tüy kalemini mürekkebe batırdı. Harry halinden memnun bir şekilde sırıtırken cevap vermedi ve ona yaklaşıp masasının üzerine sarıp sarmalanmış bir şey bıraktı. "Ne bu?"

      "Yemekte yoktun," diye açıklarken peçeteleri açtı Harry. Arkadaşlarının garip bakışları eşliğinde elinden geldiğince düzgün bir sandviç hazırlamaya çalışmıştı. Sandviçin yanına da bir dilim pekmezli turta sıkıştırmıştı.

      Draco'nun yüzüne ufak bir gülümseme yerleşti. "Listede birkaç sıra yükseldin, Potter."

      Harry gülerek, "Şu benim," dedi ve turtaya uzandı. "Alayım."

      "O niye?" derken Harry'nin eline vurdu Draco. "Bana getirmişsin, dokunma."

      "Sandviçi sana getirdim, turta benim."

      Harry bir kez daha almaya yeltendi ama Draco yeniden vurdu. "Bana verdin bir kere, geri alamazsın."

      Harry ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı bir süre. Sonra pes ederek elini çekti. "Tamam, tamam. Bu kadar istiyorsan senin olabilir."

      Draco sırıttı. "Tamam hadi, kıyamadım. Al."

      "Emin misin? Bak elime yeniden vuracaksan-"

      "Al dedim. Zaten senin kadar zevksiz değilim, ne yapayım turtayı?"

      "Sensin zevksiz," diyerek turtaya uzandı ve eliyle dilimi ikiye bölerek yarısını aldı sadece. "Yarısı senin olabilir," dedikten sonra elindeki dilimden ısırarak kendi masasına yöneldi. Draco ise keyifli bir şekilde sandviçi aldı eline.

      "Demek yokluğumu fark ettin," dedikten sonra içinde ne olduğuna bakmaya bile yeltenmediği sandviçten ısırdı.

      Harry Muggle ceketini çıkarıp masasına otururken, "Zor olmadı," diye cevapladı.

      "Gözlerin beni arıyorsa demek..."

      "Aslına bakarsan Nathaniel bizimle yerken-" Draco'nun sandviçten aldığı lokma boğazında kaldığında ve öksürmeye başladığında Harry duraksayarak ona döndü. "...kıyamet kopmadığı için anlamak zor olmadı demek istemiştim ama sen gözlerimin seni aradığı cevabıyla memnun olacaksan-"

      "Kendine kuyruk olarak mı aldın o çocuğu sen?" diye sözünü kesti. "Kıçından ayrılmıyor." Harry gülerek önüne döndü. "Ne gülüyorsun?" Harry gülmeye devam etti. "Kes sesini, Potter."

      "Tamam," dedi Harry. Gülmeyi bıraktı ama kendini tutmakta zorlandığı her halinden belli oluyordu.

      "Potter."

Nightmare | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin