26

164 7 3
                                    

Kuzenim Çağatayʼı gördüğüm de kolunu omzuna atmış esmer bir kız vardı.

Yanına gidip çağatayın kafasına vurdum, o 'ne oluyor lan' derken ben karşılarına geçmeye başladım.

"Sanem?!"

"Çağo?"

Gözlerimi yanında ki esmer kıza çevirip bir gözümü kırptım, 'ne iş?' dercesine.

"Ha, arkadaşım buse"

"Arkadooaağğş mıaaaağğğ?"

Kız ağzını yayarak konuşuyordu, bir koyacam geberecek şimdi.

"Pek arkadaş gibi gözükmüyorsunuz ama kol atmalar falan"

Çağatay gözlerini irileştirdi. 'sus lan yelloz' diyordu baya iyi anlaşıyorduk.

"Canıaağm pardoğn da seğn neyii oluyoorsuğn çağatayığn"

"Kuzeni tatlım, şu ağzını yayarak konuşmaya devam edeceksen normal bir şekilde de konuşamayacaksın"

Çağatay bana 'iyi koydun kız' dercesine gülümseyerek bakıyordu.

"Öf! Beğn gidiyoruğm çağatayğ"

Diyerek masadan kalktı hala yaygan konuşuyordu allahın manyağı.

Yürürken buse denilen gerzeğe çelme taktım ve yeri boyladı, çağatın önünde duran limonatayı alıp kızın kafadının üstünden döktüm.

O çığlık atarken kafede ki kişiler bize bakıyordu.

Buse giderken orta parmağımı ona salladım ve kapak yaptım.

Cebimde ki telefon çalınca cebimden telefonu çıkarıp kimin aradığına baktım, duygu arıyordu.

"Efendim?"

"Kızım açsana telefonlarımızı!"

"Açtım işte, ne var söyle duygu."

"Bora bok gibi"

"Beter olsun"

"Vicdansız mısın lan?"

"Duygu kapatıyorum sonra konuşuruz"

Yüzüne kapattım, çağatay bana bakıyordu çatık kaşları ile birlikte.

"Ne oldu kız zilli"

"Sonra anlatırım ya" dedim gözlerimi devirerek. "Ee senin burada ne işin var çağo?"

"Aslında bugün size geliyorduk annemle ama annem gitti size ben de cafede oturayım dedim yanıma şam şeytanı gibi hatun gelince.. Öyle işte"

"Ha, tamam hadi bize gidelim serkan seni görünce kıyameti koparacak!"

Ellerimi birbirine vurarak konuşmuştum, çantamı sırtıma taktım çağatay da hesabı ödemeye gitti.

Gelince durağa yürüdük, otobüse bindikten sonra eve gelmiştik.

Otobüste ki saçma salak sohbetlerimizden sonra..

Zili çaldığımız da annem güler yüzüyle açmıştı. 'ahh oğlumm hoşgeldin' faslını bitirdikten sonra içeri nihayet geçebilmiştik.

Serkanʼın odasına gittiğimiz de telefonunda oyun oynuyordu.

"Serkan!"

"Abi diyeceksin mal kız"

"Kardeşim ben geldim?"

"Ay götüm geldiğin yere geri gir satrın beni buğra ile şerefsiz"

Buğra babamın ablasının çocuğuydu, yani halamın. Çağatay ise teyzemin yani annemin kardeşinin çocuğuydu.

Serkan onları tanıştırdığından beri çok iyi anlaşmışlardı, bu yüzden serkan satılmış gibi bir şey olmuştu.

MALEFİZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin