Gözlerim dehşetle açılırken ona döndüm. Adını bile bilmediğim biri ile birlikte kızlar tuvaletinde ne yaptığım gerçeği bütün okula daha ilk günden yayılacak olması en berbat olaylar listesinde bile değilken ne yapabilirim?
Aniden kolumdan tutulmamla onun kokusunu bi anda daha çok almaya başladım. Beni hızlı bir şekilde çıktığım tuvalete soktu ve kapıyı kapadı.
Gözlerim daha çok açılırken kapattığı kapıya sırtımı dayadı ve eliyle ağzımı kapattı. Gözlerim gözlerine değerken bana sessiz olmam için uyarıcı bakışlar attığını gördüm. Zaten sen bu kadar yakınken ben bir adım bile atamam ki...
Ben bu hale nasıl girmiştim bi anda.
İçeri dolan kahkaha seslerine karşı hala gözlerimiz birbirine kenetlenmiş bir şekilde durduk.
"Nasıldı ama değil mi?" İtici bir kahkaha yükselirken duyduğum sesle yumruğumu sıktım.
"Aptal kız! Nasılda iki sözüme ağladı!" Onunla beraber yükselen kahkaha sesleriyle daha fazla sıktım yumruğumu.
Buradan çıkıp ona bir kere çakmak için neler vermezdim-
Ben neden çıkmıyorum ki?
Sinirle yumruk yaptığım elimi karşımdaki şaheserin ağzımda ki eline koyup çekmesi için ittirdim.
Fakat uyarıcı gözleri tekrar alevlendi ve beni daha sıkı tuttu.
Beni bırakması için gözlerimle işaret ederken beni takmadı ve tutmaya devam etti.
Aptal! Onun burda ne işi vardı ki?
Ya da benim burda ne işim var?
Beni bırakmasında ısrarım devam ettirdim ve onu ittirmeye çalıştım. Bir adım bile gerilemeden dururken kaşlarımı çattım. Allahım bunu neyle besliyolar!
Tekrar itmem sonucu tekrar hiçbir işe yaramazken daha çok kötü bir duruma düştüm.
Aniden beni belimden tuttu ve kendine yapıştırdı. Bedenlerimiz birleşirken elini ağzımdan çekti ve iyice yaklaştı.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladığında elimin ayağımın boşaldığını hissettim.
Cidden o beni bıraksa yerlerde sürünüyor olurdum kesinlikle.
"Sessiz ol" fısıldadığı sözler için havaya bıraktığı nefesi direk dudaklarıma çarparken titredim.
Lütfen bunu farketmemiş olsun! Lütfen!
Elimi ayağımı hissetmemem bize kötü gelirken yanlışlıkla kolumu arkamda duran kapıya çarptım.
İçerdeki sesler kesilirken yutkundum.
"Kim var orada? Biri bizi mi dinliyor?" Kapıdan gelen vurulma sesiyle gözlerim büyüdü.
Karşımdaki de gözlerini sabır diler gibi kapadı ve bir kaç saniye sonra açtı.
"Emin ol eğer dışarı çıkarsam içerde ne yaptığımızı sorgulamalarını istemezsin. O yüzden şimdi dışarı çık ve kavgasız bir şekilde konuyu kapat"
Nefesi dudaklarıma değip geçerken gözlerimi kapamamak için direndim.
"Eğer tek bir kavga sesi duyarsam buradan çıkar ve ortalığı yıkarım. Sana güvenebilir miyim?"
Kafamı gözlerine bakarak salladığımda onunda gözleri dudaklarıma kaydı. Yutkunduktan sonra kendini geri çekti ve bana eliyle gitmem için işaret verdi.
Kafamı salladım ve derin bir nefes bırakıp kapıyı içeri görünmeyecek şekilde açtım.
Dışarı ilk adımı atar atmaz gördüğüm çirkin yüzlerle içeri tekrar girip kapıyı kilitlemek istedim. Hadi kızım Umut! Çıktın bir yola sonunu iyi getir!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
Teen Fiction"Seni tanıyor muyum?" Çatılan kaşlarımın ardından bu ifademe daha çok güldü. Bir süre gülümseyerek sadece durdu. Bense hâlâ ona bakıyordum. Yüzü tanıdık değildi. Sanki yüzü bir şaheser gibiydi. Mavi gözlerini bir anda bana çevirdi. "Artık seni tanıy...