Merhaba arkideşler bir bölümle yine karşınızdayım :D yarın yazılım olmasına rağmen bölüm yaziyim istedim :D Öncelikle multimedyada Alya var ^^ iyi okumalar :**
Sabah uyanmamın nedeni annemin saçma sapan 'kahvaltı hazır!' diye bağırması ile değil, aşırı yakınlık sonucu oluşan terleme ile oldu. Göz kapağımın birini açıp etrafa göz atarken kolumun altındaki kafayı görünce tırsıp başımı kaldırdım. Kolumu kaldırınca kolumun altında ezilen Çetin'in kafasına baktım. Bacaklarını bacaklarıma dolamış bir eli belimde diğeri başının altında yatarken, çarşafıma ve pijama altıma bulaşan kanı görmemle şoka girmem bir dakikamı bile almıyor! Regl oldum düşüncesiyle utançtan ağlamak üzereyken, Çetin gözlerini yavaşça kırpıştırarak uyandığını hissettirmeye başladı bile!
"Günaydın" diyip gözlerini ovuştururken elindeki kanı görmem beni daha çok dehşete sürükledi! Regl o kadar ağır olmuş olamaz dimi çocuğun eline bulaşacak kadar?!
"Elin? " kendimi tutamayıp şaşkınlıkla sordum. Eline bakıp inlemesiyle o kanın benden çıkmış olabileceğini daha çok gösterdiğinde utançtan ölecektim.
"Sorun değil"
"Çok utanç verici" yüzümü yastığa gömdüm.
Şaşkın şaşkın tavana baktı sonra gözlerini bana çevirdi.
"Ney utanç verici? Elimin kanaması mı? "
Başımı yastıktan kaldırdım.
"O senin elinden mi çıktı? "
"Evet, dün sen gidince sofrayı dağıttım falan." elini havaya kaldırıp sallarken canının acımasıyla inlerken yatakta doğrulup eline uzanıp baktım.
"Cam batmış olabilir. Canın çok acıyomu? " endişeli gözlerle ona baktım.
"Öpersen geçer" ona tip tip bakınca omzunu silkip konuştu.
"Annem hep öp geçsin derdi. Ben annemin yarasından her öptüğümde iyileştiğini söylerdi. Küçükken kalan birşey. "
Elini yüzüme uzaklaştırıp avucunu öptüm.
"Geçtimi anneciğim? "
"Sen öpünce geçti anne. "
Aramızda kıkırdarken ciddi bir şekilde konuştum,
"Eline baktırmamız lazım Çetin derin birşeye benziyor."
"Tamam" başını bacağıma koyup yaslanınca üstümden tutup beni kendisine çekti.
"Öpebilirmiyim?"
"Sanki izin vermesem öpmeyeceksin"
"Belkide"
O alt dudağımı kavrarken bende onun alt dudağını kavradım. E tersten öpünce alt dudağı bana geliyor yapacak birşeyim yok. Geri çekildim.
"Sen neden sürekli beni öpüyorsun? Sevgilin değilim birşeyin değilim. Önüme çıkan kısmetlerimi kapatıyorsun. "
"Çünkü seni öpmek istiyorum hoşuma gidiyor. Sevdiğimden değil yani. "
"Aman ben sana çok meraklıydım. Bir daha öptürmem kendimi haberin olsun "
"Hıhı tamam"
"Ayrıca sen nerden girdin bizim eve? Hırsız gibi girdin, ya annem görseydi? "
"Girdim işte sorma."
"Alya! Uyanıkmısın anneciğim! "
Koşarak kapıyı kilitledim.
"Evet geliyorum!"
"Eve gitme vakti ha? "
"Evet, hastaneye gidiceksin başta söz ver "
"Söz"
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Çetin'in sağlam parmağını kavrayıp evin içinde sessizce ilerledim. Aşağı indiğimizde annem yumurta çırpıyordu. Minik adımlarla dış kapıyı açtım ve ona döndüm.
"Hastaneye gidince haber ver belki bende gelirim. "
"Senin neyin var ki? " beni süzünce onu tek elimle hafifçe dışarı ittim.
"Senin için aptal benim birşeyim yok"
Yüzümü kavrayıp dudaklarını dudaklarıma bastırınca onu yine ittim.
"Hani öptürmezdin? "
"Tamam öptün hadi git" elimle kış kış yaparken bir yandan içeri anneme bakıyordum.
"Gidince ararım"
"Tamam" diyince gülümsedi ve aşağı indi. Kapıyı kapattım ve derin bir nefes alıp mutfağa geçtim.
~~~~
"Elin nasıl oldu? " elini tutup sahilde yürürken konuştum.
"7 tane dikiş attılar geldim"
"Nasıl ya? 7 tane dikiş mı? Canın çok acıdı dimi?"
"Yok ama şuan elimi fazla sıkıyorsun ve ağrımaya başlıyor "
"Ah. Özür dilerim "
Banka gidip oturduk.
"Pamuk şeker istermisin? "diye sordum.
"Neden ki? "
"Hani bir nevi hastasın ya, bende küçükken hasta olunca babam bana pamuk şeker alırdı mutlu olurdum, şimdi seni mutlu etmek istiyorum."
"Seni mutlu edecekse.. " gülümseyip şeker almaya gittim. Bir tane alıp geri döndüm.
"Al bakalıım"
"Açarmısın? Elim malum. "
Poşeti çıkarıp şekeri ona verdim. Bir parça koparıp ağzına atarken bir tane de benim ağzıma koydu.
"Mutlu musun?"
İçten gülümseyerek başını salladı. Eheheh mutlu etmek benim işim.
Çok sessiz olunca saçma bir soru sordum.
"Sakallarına dokunabilirmiyim? "
Pamuk şekeri sevmiş olacak ki başını hızlıca sallayarak ağzına bir parça daha şeker attı. Parmaklarımı yeni çıkan sakallarında dolaştırdım. Elimi tutup gözlerime baktı.
"İyi hissettiriyorsun sarışın "
"Biliyorum öküzcük herkes öyle söyler. Ben bir numarayım ya." havalara girince kahkaha attı.
"Gidelimmi? "
Başımı sallayarak koluna girdim ve park alanına doğru yürüdük. Biraz sonra eli aşağı kaydı ve elimi tuttu. Vereceğim tepkiyi merak edercesine bana baktı. Ben ellerimize bakıp yine önüme dönerken o da bakmayı kesti. O sırada yüzümdek piç smile'ı görmediği için kıkırdadım. Arabaya binince evime doğru sürdü.
"Günümüz hep bi ekşın hep bi ekşın. Yarın okul var Allahtan. "
"Ne? Okul var diye seviniyormusun cidden? "
"Ekşınsız geçen bir gün lazım bana. "
"Sen gününü seçemezsin."
"Haklısın. Neyse yarın ekşınsız bir gün olması dileğiyle yarın okulda görüşürüz " inip kapıyı kapatınca arabanın camı açıldı.
"Alya?"
Arkamı döndüm.
"Unuttuğun birşey var "
Yanına gidince kafamı camdan içeri soktum. Dudaklarıma yapışıp sulu öpünce ayrıldım ve dudaklarımı sildim.
"İğrençsin. Bir daha böyle öpersen beni öpmene hiç izin vermem."
"Sanada iyi günler Alya" diyip el salladı ve arabayı çalıştırdı. O uzaklaşınca eve doğru yürüdüm. Yorgunluktan ölücem galiba, uyumam lazım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Cazibe
Teen FictionSen siyah olamazsın. O renk seni karşılayacak bir renk değil. Sen mavisin. Bense beyaz. Ben sadeyken sen değişkensin. Daha güzelsin. Her tonun anlam taşıyor. Ve mavi beyaza aşık oldu.