Annem ve babam bana göre boşuna ayrılmış olsa da bir araya gelip okul kaydımı yapmaya çalışıyorlar. Bu arada yaşadığım il bile farklı. Ah her neyse. Sigara içtiğimi benden başka kimse bilmiyor. En yakın arkadaşım Simge bile. Söylersem annem gibi davranıp onu bırakmam için herşeyi yapacak. Tabikide bırakmam. Alıştım artık.
Sporlarımı ayağıma geçirip merdivenden aşağı indim.
"Anne?"
"Alya baban arabada bekliyor. Bir an önce çıkalım da dırdırını çekmeyelim" annem saçlarını savurarak evden çıktı. Bende arkasından oflayarak telefonumu ve sigaradan bir tanesini çıkarıp cebime koydum. Çakmağı da diğer cebime koyup evden çıktım. Arabaya doğru yürürken hâlâ kavga ettiklerini gördüm.
"Kesin artık sesinizi tamam mı yeter artık. Okula kayıt olmaya gidiyoruz günlük kavga zamanınıza 1 saat var" saatime bakıp söylenirken.
"Alya sakın bu okulunda da sorun çıkarayım deme. Okula gelip gitmekten bıktım"
Evet. Bir ayrılık etkeni daha. Okulda kavga çıkarmaya bayıldığımı anladım. Ve müdür odasındaki koltuklarda oturmaya. Arada kestirmek iyi olabiliyordu.
"Ahh tabi kavga yok." kendi kendime onu onaylarken. Onları dinleyeceğimi mi sanıyordu gerçekten?
"Aferin. Uslu dur." bana sanki köpeğiymiş gibi davranmasına ayrı kıl oluyordum. Ayrılık bunlara yaramadı.
Okula geldiğimizde özel okul olduğunu farketmem çok uzun sürmedi. Ben böyle siyah giymişken diğerlerinin mavi kırmızı giymesi ayrı komikti. Asla giymem.
"Baba geri dönelim başka okul yokmu?" etrafımı uzaylılarla kaplı olduğunu düşünerek arkalarında ilerlerken.
"Saçmalama Alya en iyi kolej burası. Eğitimini iyi tamamlamanı istiyorum"
"Sanki ben istemiyorum Mustafa!" annem babama kışkırtıcı bakışlar atarken.
"Ne dedim sanki ben Hülya. Burda bile kavga çıkarıyorsun ya diyecek hiç bir şeyim yok sana! Helal olsun" babam sinirini etrafa göstermemek için kravatını çekiştirip duruyordu. Sabır.
"Farkında mısınız benim için burdayız bari bi seferliğine kavga etmeyin amına koyim" sesiz olmasına rağmen dememle annemin "Terbiyesiz. Babasına çekmiş" demesi bir oldu.
"Seninle sonra hesaplaşacağız Alya hanım." babamın bana olan bakışları forever. Sanki çokta umrumdaydı.
Onlar okula girip müdür odasına çıkarken bende arka bahçeye gidip sigara içmeyi planladım.
"Iıı siz gidin ben bahçede biraz dolaşacağım"
"Peki. Biz müdür odasındayız"
Arkaya çardakların olduğu yere gidip oturdum. O sırada zil çaldı. Etrafta çok kişi olmadığından teneffüs zili olduğunu tahmin ettim.
"Şşt sen. Sigaralı sarışın. Kalk yerimizden"
Arkamı döndüğümde küçük bir erkek grubu -aralarında bir iki kızın olduğu- elleri ceplerinde beni süzdüklerini gördüm.
"Hem zayıf hem de sigara içiyor. Çok ateşli" dedi karşımdaki yakışıklı. Aralarından en uzunuydu. Ağzındaki yamuk gülüşüyle sırıtıyordu. Sigarayı ağzımdan alıp dumanını yüzüne üflerken gözlerini kapatıp bana hafifçe eğilip dumanı içine çekti. Gözlerini açınca kahveleri büyümüştü.
"Sen.." dedi saçlarımı parmağına dolayarak yüzünde hâlâ etkilenmiş gülüşü vardı. "-yenimisin sarışın? "
"Ah evet yeniyim" dedim dudaklarımı ısırarak. Onu etkilemek hoşuma gitmişti. Daha doğrusu etkilemeye çalışmak hoşuma gidiyordu.
"Peki.. demekki bilmiyorsun. Burası bizim yerimiz bir daha geldiğini görmeyeyim sarışın." deyip parmağına doladığı saçımı çekti.
"Bıraksana hayvan herif! Bırak diyorum sana!" onu itmeye çalıştım.
"Şşt şşt sakin ol sarışın" tek eliyle belimden tutup kendine yasladı. Bir anlık kendimden tiksindim. Kulağıma fısıldadı.
"Bana karışacaksın derken kendini yaralama sarışın. " sonrada beni diğer erkeklere itti. Elimle onlardan uzaklaşıp saçlarımı geriye doğru atarken tip tip baktım. Aralarındaki kızın gülüp "Çet bence yetti ona. Bir daha oturamaz buraya."
"Aynen Fire" dedi adının Çetin olduğunu tahmin ettiğim çocuk. Fire ne be? İnat yapıp masaya çıkıp oturdum.
"Hadi kaldırsana hadi Çetin" deyip sigaramdan tekrar aldım. Dumanını tekrar üfledim. Bu sefer ben onları süzdüm. Onlar kırmızı mavi tişört yerine gömlek giymişti. Daha cooldu. Çetin bana doğru gelip ellerini masadan yanlarıma uzatıp üstüme geldi. O geldikçe ben masaya daha fazla eğiliyordum.
"Masadan çok altımda kaldın. Böylesi daha iyi olmadı mı sarışınım?" burnunu yanağıma sürtünce onu itip masadan indim. Sigarayı önüne atıp ayağımın altında ezdim ve ona döndüm.
"Bir. Daha. Bana. Sarışınım. Deme." dedim parmağımı göğsüne koyarak. Arkamı dönüp okula ilerlediğimde Çetin'in sesini duydum.
"Yarın görüşürüz sarışınım"
Gıcık şey ne olacak. Ön kapıda annemi görünce yanına gidecekken hırkamın cebindeki naneli şekeri ağzıma atıp emdim. Yanına gittiğimde arabanın kapısını açtı.
"Yarından değil de bugünden başlaman gerektiğini düşündük. Akşam görüşürüz tatlım" dedikten sonra yanağıma öpücük kondurdu.
"N-ne? Anne sınıfım hangisi onu bile bilmiyorum ben?! Kıyafetlerim bile uygun değil. Yarın başlasam? "
"Olmaz Alya. Müdürün odası 2. katta. Yanına git, seni bekliyor" dedikten sonra babamla vedalaşamadan beni bu siktiğimin okulunda bırakıp gittiler. Okula bakarken Çetin ve diğerlerinin bana şeytanca baktığını farkettim.
Lanet olsun!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Cazibe
Novela JuvenilSen siyah olamazsın. O renk seni karşılayacak bir renk değil. Sen mavisin. Bense beyaz. Ben sadeyken sen değişkensin. Daha güzelsin. Her tonun anlam taşıyor. Ve mavi beyaza aşık oldu.