13

42 12 0
                                    

Yazıp yazıp karaladım adını, göğsümde.
Bak, üstünü çizmedim. Altına çizgi çekmedim.

Baştan sona siyaha boyadım seni.
Ruhuma akıttığın siyah kanı aldım, mürekkep gibi kullandım, seni karaladım.
Senin bana yaptığın gibi, bende senin ruhunu yasa boğdum.

Üzüldüm. 

Daha doğrusu, hissetmedim.
En büyük darbeyi yiyeli uzun zaman olmuş, bunu fark ettim.
Şimdi sırtıma yediğim ihanetler, boğazıma dizilen hançerler çok da umurumda olmuyor.

         

Ufak ufak notlar aldığım, minik, çizgisiz bir defterim var.
Üstünde Galata kulesi olduğu için her gördüğümde seninle Galata'ya çıkmayı arzu etmeme sebep olan.
Ne seninle, ne de bir başkasıyla çıkamayacağım Galata.
Senin gibi, o da kilometrelerce uzak bana.

Sadece hayal.

Gözlerimi kapatmadan önce aklıma yine gelecek olan, sen ve Galata.

Şuan yine aklımda.

         

Önce seni okudum.

Okuduğum yerden bin defa öldüm.
Öldüğüm yerden gözyaşlarım ile suladığım mezarımın toprağı gönlümün mezar taşını çamur yaptı, kirletti.

Pislendin.

Sonra yaşadım seni.

Yaşadığım yerden tekrar doğdum.
Doğduğum yerden tekrar yüzümde açan tebessüm ile gökyüzü çiselendi.
Mezar taşına dökülen yağmur damlaları seni temizledi.

Seni temizlerken benim toprağım, küflendi.

Yağmur sonrasında  toprak kokacağına, küf koktu yüreğim.

       

'Gün gelecek, devran dönecek.' Diyorlar.
Gülüyorum.
Değişen bir şey olmayacak.
O gün gelecek ve dönen tek şey; Seni görünce, başım olacak.

Her zamanki gibi.

Seni görünce dönecek olan şey, tek, hep, başım olacak.

Karşıma çıkacaksın,
Aklıma düşeceksin,
Ruhumu emeceksin,
Dönen devran değil, başım olacak.

Lacivert SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin