16

22 9 2
                                    

Ben senin 'Ona' olan aşkına, acına, kırgınlığına, öfkene saygı duyarken...

Sen benim 'Sana' olan aşkıma, kırgınlığıma, acıma, öfkeme saygı duymadın. 

Duymuyorsun.

Hoş, sana sadece aşkımı göstermiştim. 

Aramızda ki farkta bu değil mi zaten?

Ben adam gibi severken sen adam gibi sevdiğini zannediyordun.

Seni sevmekten başka hiç bir şey yapmamış olmama rağmen, ağzımı açıp seni sıkboğaz etmemiş olmama rağmen, önüne çıkmamış olmama rağmen ezip geçmiş, bertaraf etmiştin beni. 

Acımı içimde yaşamış, sen mutlu oluyorsun diye mutlu olmuş olmama rağmen hayatımın sillesini atmıştın bana.

Canın sağ olsun bile diyemiyorum ben sana.

Sen benim canım olmana rağmen beni ezip geçtiğin zaman canın sağ olsun diyemiyorum sana.

Nasıl diyeyim ki?

Ne zaman canın sağ olsun desem canımı hiçe saydın sen.

Ne zaman seni düşünsem 'kapı orada, çek git' demek istermiş gibi baktın bana.

Ben şimdi nasıl canın sağ olsun diyeyim sana?

Nasıl bakayım o yüzüne?

Nasıl seveyim seni?

Vazgeçmek koymaz bana, vazgeçerim senden. 

Vazgeçtim senden.

İlk defa kalbimi dinlerken bu kadar pişman olacağımı bilseydim sesini duymamak için kalbimden de vazgeçerdim ben.

Yine aklımı dinleme zamanım gelmişti.

Vazgeçme nedenim de bu ya...

Aklımı dinlemiştim.

Yoluma ışık tutmak için yine kendime ihtiyaç duyduğumu anlamamı sağlamıştı.

Kalp kırıklarımı bir köşeye süpürmüş, kısa zamanda ortalığa dağılmamaları için o köşeye yapıştırmıştım. 

Mahkum etmiştim, mahkum edilmiştim...

Lacivert SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin