"Teşekkür ederim Milard.."Mary döndüğünde Stephen'i elinde bir buket çiçekle gördü. Yakışıklı yüzünde çapkın bir gülümsemeyle Mary'e doğru yürüdü.
"Hala Afrodit olmadığınız konusundaki ısrarınızı devam ettiriyor musunuz Leydim?" Çiçekleri Mary'e verip elini öptü.
"Hoş geldin Alverstoke.." Jordan'ın tok sesi Mary'nin Stephen'den Jordan'a dönmesine neden oldu.Jordan'ın özellikle unvanını kullanması dikkatini çekti. Genç adam daha da keyiflenerek Jordan'a döndü. Yüzündeki tehdit dolu bakışlara aldırmadan sordu.
"Ağrınız mı var Lordum?"
"Muhtemelen, ama kolunda olduğundan şüpheliyim.." William suratında muzip bir sırıtışla cevap vermişti.
"Geçmiş olsun Dük hazretleri... Hastanın yanına çiçeksiz gelinmez diye düşündüm.." Stephen yerine geçerken Mary'e göz kırptı.
"Sanırım yanlış anlamışsın Stephen vurulan benim, Leydi Mary değil.."
"Aksini mi arzu ederdiniz Dük hazretleri?" Stephen'in yüzündeki sinir bozucu gülümseme ve Jordan'a sesleniş biçimi Jordan'ın iyice sinirlenmesine sebep olmuştu. Mary' se Jordan ve Stephen'in arasındaki anlamsız gerginliğe bir son vermek için atıldı.
"Çay alır mısınız Lord Stephen?"
"Zahmet olmazsa Leydim. Eee Jordan vurulmak nasıl bir duygu?" Mary her ne kadar moralini yüksek tutmaya çalışsa da Jordan'a sorulan her 'vurulmak' veya 'kurşun' la başlayan cümlelerde içinde oluşan vicdan azabını yenemiyordu. Uşağı çağırıp çay istedi. Sonra Jordan konuşmaya başlayınca o tarafa dikkat kesildi.
"Biraz daha sinirlerimi bozarsan yakında sende yaşayacaksın Stephen, o zaman nasıl olduğunu kendin söylersin" William Jordan'ın sözlerinde ki açık tehdidi duyunca ortama el koydu.
"Hafta sonu Hyde Parkta olacak at yarışına katılacak mısın Stephen?"
"Sizde mi katılacaksınız Lord Stephen?"
"Evet Leydim her sene ben, William ve Jordan bu yarış için iddaya gireriz.. Genelde Jordan kazanır ama birkaç kez William'la benim de aldığımız olmuştu. Fakat bu defa Jordan'ın katılamayacak olması şansımı daha da arttırıyor.."
"Katılmayacağımı nerden çıkardın Stephen?" Mary şaşkın bir şekilde Jordan'a dönerek konuşmaya başladı.
"Kolunuz bu haldeyken değil at sürmek, çizmenizi bile giyemezsiniz Lordum"
"Bu halde yarışlara katılmak sadece aptallık olur Jordan.." William ciddi bakışlarla cevap vermişti.
"O halde Leydi Mary'nin kurdelesine talip olmama bir şey demezsin umarım Jordan?" Stephen koltuğunda geriye yaslanırken sormuştu.
"Elbette Lordum" Mary gülümseyerek Stephen'e cevap vermişti. Fakat gülümsemesi Jordan'ın verdiği cevaptan sonra yüzünde asılı kaldı.
"Leydi Mary kurdelesini istediği kişiye takmakta özgür, fakat şunu bilmelisin ki yarışta beni geçmen için kurdelenin sana bir faydası olmayacak.. Şimdi izninizle biraz dinlenmek istiyorum" Jordan kalkmış gitmek üzereyken William'ın sorusunu duyunca durakladı.
"Yani yarışlara katılacaksın öyle mi? Peki bu defa ne için yarışıyoruz?" Mary bir Jordan'a bir William'a bakıyordu.
"Eğer kaybedersem kazanana 'Kara Fırtına'nın' yeni doğan tayını vereceğim"
"Ama onu-" William tam konuşacakken Stephen araya girdi.
"Ben kaybedersem evlenmek için herkesin önünde ant içeceğim" William şaşırmış bir şekilde gülümseyip Stephen'e döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Asla (Tamamlandı)
Historical FictionMary Merriville amcasının yaptığı bir hata yüzünden Haversham Dükü Jordan Cameron'un öfkesine maruz kalır. Birde bu yetmezmiş gibi Londra'nın çalkantılı ve acımasız sosyetesi gözlerini Mary'e dikmişken; Mary birden bire kendini daha önce hissetmediğ...