1820 İngiltere
Üç genç adam Haversham Dükünün oturma odasında otururken Oxford'daki zamanlarını hatırlayarak servis edilen içkilerini yudumluyorlardı. İlk olarak sözü Kingston Kontu William Thornton aldı. Elindeki içkisini önündeki masaya bıraktı.
"Jordan derslerde hepimizden başarılı olmuştur, ama kadınlar konusundaki başarısı da Stephen'i Jordan'ın önüne alıyor tabi ki" Yakışıklı zampara diye anılan Alverstoke Markisi arkasındaki koltuğa daha da yaslanarak ayaklarını önündeki sehpaya yerleştirdi. Tam ağzını açacakken Jordan uyarıcı bir bakışla sözü devraldı.
"O masa İtalyan.." Stephen daha da yerleşerek cevap verdi.
"Bu botlarda İtalyan, rahatla biraz Jordan sana yeni bir maun masa yollarım.. Ha sahi damat bey nişanlınızla ne zaman tanıştıracaksın bizi?"
"Evlenmeden eşimle tanışacağını sanıyorsan yanılıyorsun Alverstoke.." İşte, Jordan'ın sesindeki sinir belli oluyordu. William kaşlarını çatarak öne doğru yaklaştı.
"Neyin var Jordan bizi buraya sen davet ettin, şimdiyse suratın sirke satıyor"
"O Merriville denecek yaşlı bunak aklı sıra kızı karşılığında beni dolandırmaya çalışıyormuş, fakat avukatımın araştırmaları sonucunda deri fabrikasının iflas edeceğini ve hatta ipotek altında olduğu anlaşıldı" Burnundan soluyarak içkisini bir seferde bitirdi.
"Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun peki?" Soruyu Stephen sormuştu, ciddi olduğu nadir anlardan birindeydi.
"Bilmiyorum, yarın Lord Gilbert'la olan anlaşmam için Londra'ya gideceğim. Sözde nişanlımla da Gilbert'ın balosunda tanışacaktım.. Lanet olsun" Stephen tekrar suratına bir sırıtış yerleştirdi ve konuşmaya başladı.
"İşte bu yüzden asla kadınları değer verilecek varlıklar olarak görmüyorum.. Sadece ihtiyaçlarımı ve zevklerimi karşılarlarsa onlara istediği şeyleri verebilirim.."
"Ne istiyorlar senden?" William tembel bir sırıtışla Stephen'e döndü.
"Beni tabiki.." Bu cevap karşısında William kahkahalara boğulurken Jordan bile canı sıkkın olmasına rağmen gülümsedi.
"Bence kadınlar senin kafandan büyük olan mücevherlerini seviyorlar" dedi William büyük bir sırıtışla..
"Ya da onlara yaşattığım daha büyük zevkleri.. Sahi William Helena Redfern'le sıkılmadın mı daha?" Stephen William'ın bir süredir metresi olan kadını sorunca Jordan'ın kaşları çatıldı.
"Oxford'daki saçmalığını bir daha tekrarlamazsın umarım Stephen...Yoksa bu defa onun yerine ben seni düelloya davet ederim ve inan bana öteki buluşmamız mezarlıkta olur.."
"Seninle bir düelloya girecek kadar aptal değilim Jordan, ben sadece William'ın hangimize daha yakın olduğunu merak ediyordum"
"Sanırım ikinize de değil... Benim evlenme nedenim ancak bir varis için olabilir, asla bir iş için değil"
"Siz ne derseniz deyin önce o Merriville bunağıyla olan anlaşmamı feshedeceğim sonrada en yakın zamanda iyi bir anlaşmayla evleneceğim.. Böylece balolardaki koca avına gelmiş aslanlardan da kurtulmuş olurum.."
"Her neyse size iyi geceler bu sıkıcı iş ve eş konuşmaları beni pek açmıyor. Gilbert'ların balosunda görüşmek üzere" Stephen ayaklanınca Jordan ve William da kalktılar.
"Geliyor musun?" Soru William'dan gelmişti.
"Benimde gelin arayan bir annem var William her ne kadar istemesem de yaşlı Düşesin 'Hayır'ı cevap olarak kabul etmediğini biliyorsun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Asla (Tamamlandı)
Historical FictionMary Merriville amcasının yaptığı bir hata yüzünden Haversham Dükü Jordan Cameron'un öfkesine maruz kalır. Birde bu yetmezmiş gibi Londra'nın çalkantılı ve acımasız sosyetesi gözlerini Mary'e dikmişken; Mary birden bire kendini daha önce hissetmediğ...