Yarışın başından itibaren Stephen ve William çekişmeli gidiyordu. Yarış pisti çeşitli engellerle doluydu. Yarışanların hem hızlı hem de yetenekli olmaları gerekiyordu. William son turda hızlanıp Stephen'in önüne geçti ve o kazandı. Stephen arkasından yüzü asık bir şekilde geldi. Fakat William gülümseyip koluna vurunca oda gülümsedi. Judith William'ın kazandığını görünce birden ayağa kalkıp alkışlamaya başladı.
"Lord Stephen'in kazanamadığına inanamıyorum.." Anna arkada sızlanırken Judith yerine oturdu. Cecillia konuşmaya başlayınca Mary'nin boğazına bir yumru oturdu.
"Lord Jordan ve Lord Ian'ın yarışını çok merak ediyorum.. Lord Jordan'a takması için kurdelemi verdim.."
"Umarım Lord Jordan kazanır.." Anna Cecillia'ya söylemişti. Ondan sonra ki yarışlar Mary için bir şey ifade etmiyordu. Sırayla yarışlar yapılmış ve galipler selam verip çekilmişlerdi. Sıra ev sahibinin yarışına geldiğinde neredeyse herkes soluksuz izliyordu. Önce Ian piste geldi. Alkışlar eşliğinde selam verdikten sonra Jordan'ın piste gelmesiyle neredeyse tüm Haversham ayağa kalkmıştı. Mary yarışı izleyenlerin arasında köylülerinde olduğunu gördü. Hepsi Jordan'a büyük bir saygı ve sevgiyle bağlıydılar. Sonra Mary'nin gözü Jordan'ın koluna bağladığı fulara takıldı. Gözünden bir yaş istemsizce eline döküldü.
"Ah! Cecillia Lord Jordan kurdeleni takmış.." Cecillia hevesle yerinden kalkıp Jordan'ın kolundaki fulara baktı. Sonra sessizce yerine oturup konuşmadı. Judith Mary'e eğilip fısıldadı.
"O Cecillia'nın kurdelesi değil.." Mary uzakta olduğu için Jordan'ın kolundakini göremiyordu fakat bir önemi yoktu. Jordan istediği kurdeleyi takabilirdi. Yarışmacılar yerlerine geçtiklerinde ortama sessizlik hakim oldu. Silahın patlama sesiyle iki at şaha kalkıp yarışa başladı. İkisi de hızlı ve atik bir şekilde pistte engelleri geçiyorlardı. Bazen birbirlerine o kadar yaklaşıyorlardı ki bütün misafirler kaza olacağından endişeleniyorlardı. Mary de herkes kadar yarışı nefessiz izliyordu. Son tura girdiklerinde Ian açık arayla önde gidiyordu. Jordan'sa hızını kesmiş arkasından geliyordu. Son engelde Ian'ın atı yorgunluktan dolayı yavaşladı. O sırada Jordan son bir atak yaparak yarışı kazandı. Tüm misafirler aynı anda yerlerinden kalkarak alkışladırlar. Jordan'da 'Kara Fırtına' ile birkaç kez pistte dönerek misafirleri selamladı. Daha sonra galiplerin şerefine verilecek yemek ve partiye hazırlanmak için herkes odalarına gitti. Mary odasına gitti ama hazırlanmadı. Kapının çalınmasıyla arkasına döndü.
"Girin.."
"Leydim.. Hazırlanmanıza yardım edeyim.." Mary isteksizce başını onayladı. Martha Mary'nin giymesi için birkaç tane elbise çıkarttı.
"Hangisini giymek istersiniz Leydim?"
"Fark etmez Martha.."
"Pembe şifon olana ne dersiniz?"
"Olur.."
"Leydim, bir şey mi oldu?" Mary Martha'ya dönüp sordu.
"Hayır, pembe olanı giyeceğim.." Mary hazır olduğunda üzerine pembe şifon elbisesi ve krem rengi eldivenleri vardı. Marta bu kez saçlarını geriye doğru taramış ve kalın dalgalar halinde omuzlarından aşağı bırakmıştı. Saçlarının aralarına elmas zincir dolamışlardı.
"Lord Jordan sizi gördüğünde dili tutulacak.." Mary gülümseyip odadan çıktı. Neredeyse herkes yemeğe indiği için ortalıklarda kimse yoktu. Birden merdivenlerden biri inerken yanına geldi.
"Leydim, izin verir misiniz?" Mary dönmeden onun kim olduğunu anlamıştı. Jordan siyah smokini, beyaz gömleği ve siyah boyun bağıyla Mary'nin aklını başından alıyordu. Mary kolunu Jordan'ın koluna koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Asla (Tamamlandı)
Historical FictionMary Merriville amcasının yaptığı bir hata yüzünden Haversham Dükü Jordan Cameron'un öfkesine maruz kalır. Birde bu yetmezmiş gibi Londra'nın çalkantılı ve acımasız sosyetesi gözlerini Mary'e dikmişken; Mary birden bire kendini daha önce hissetmediğ...