Aile

20 6 12
                                    

Bu dünyadaki tek servet ailendir. Paradan ve kudretten daha önemlidir.

Aile, sadece ana baba çocukların olduğu küçük topluluk değildir. Aile, birbirine sıkı sıkı sarılmış dayılar, teyzeler, kuzenler, anne, baba, kardeşin olduğu kalabalık bir topluluktur.

Topluluk demek bile yanlış.

Biz sıkı sıkıya sarılmış birbirine kenetlenmiş kocaman bir aile dayımın uyanmasını bekliyoruz. Gittim gördüm bir sürü aletlere bağlı yatıyor. Hayatımın olmazsa olmazlarından biri içeride ama....

Ne demişti Doktor Eray 24 saat önemli. Son 12 saat ama dayım hala....

Herkes koridorda beklemekte hala.

-Hadi kalk eve gidelim. Biraz dinlen gene geliriz. Bişey olursa ararlar bizi zaten herkes burada. Doktor arkadaşlar, hocalar da beni arar.

-Olmaz bekleyeceğim. Gözlerini açacak ben biliyorum. O anı göreceğim.

-Açelya canım arkadaşım kendini harap ettin Burak doğru söylüyor git biraz dinlen gene gelirsin.

-Cemre..

-Açelya....

-Ceren hayır dedim üstüme gelmeyin

-Tamam kızma sustuk

Kasap et derdinde koyun can derdinde. Ben "dayım"diyorum onlar bana" kalk bişeler ye" diyorlar. Sanki boğazımdan bişey geçecekti de

Burak

-Tamam kalk cafeteryaya gidelim bişeler ye bari. Dedi

-Hayır Burak

-Kızım sen beni sinirlendirmeye mi çalışıyorsun? Kalk diyorsam kalk Açelya sabrımı zorlama.

Burak hala Sezer'in kıskançlığını yaşıyordu. Sesinden, nefesinden, hareketlerinden anlıyordum bunu.

-Burak içerideki adam benim dayım anlıyor musun? Dayım.... Kaç kere anlatacağım size bu adamın bendeki yerini? Anlayın beni ya. İçeride canımdan bir parça yatıyor ve belkide 12 saat sonra o parça kopacak.

Burak bana sarılmış kızlar ise benle beraber ağlıyordu.

Herkes perişan. Doktorlar "hastanın elinde herşey bekleyeceğiz" diyordu.

Burak kolumdan tutup

-Hadi cafeteryaya. Ağlama yeter artık dayanamıyorum senin bir damla gözyaşına. Yapma böyle dalama yüreğimi güzelim. Ne olur.... Dedi

Cemre

-Hadi gidin siz. Biz size haber veririz. Bir gelişme olduğunda. Dedi

Ağlamaktan tek bir kelime bile diyememiştim ki. Burak'ın elimden tuttuğum gibi onu takip etmeye başladım.

Cafeterya.....

-Senin bir cümlede adın geçse kalbimdeki perdede senin sahnen oynar hep. O perdeyi bana kapatma sakın. Ne olur.... Sensiz bir hayat, ellerini tutmadan geçen bir ömür, gülen yüzünü göremediğim bir bahar... Her anım seninle, sen olmasaydın eksik olurdum, yok olurdum. Gözlerin hep bana baksın, ellerin hep benim ellerimi tutsun seni çok ama çok seviyorum! İyi ki varsın iyi ki benimlesin. Ben bu elleri asla bırakmam merak etme sen. Pazara kadar değil mezara kadar tutarım bu elleri.

-Me-mezar deme bana ne olur.

Zaten duygusal biriyim. Birde şu iki günde iyice duygusallaştım. Herşeye ağlar oldum.

Bir B'aşk'A TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin