Bölüm 2

34 3 0
                                    

Merhaba. Yine ben. Ee yeni bölüm geldi. Nasıl beğendiniz mi 1. Bölümü?
1. Bölümü beğenenler inşallah bu bölümü de beğenirsiniz.
Sizden ricam lütfen yorum yapın ve oy verin. Beni gerçekten çok mutlu edersiniz. Haydi artık bölüme.
🥀🥀🥀
Gözüme çarpan güneş ışınlarıyla yerimde rahatsızca kıpırdanarak yeni bir güne daha gözlerimi araladım. Boğazım kuruduğu için başucumda ki komodinin üzerinde duran bardağa su doldurup birkaç yudum içtim. Telefonumu elime alarak saate baktım. Saat 06.59'u gösteriyordu. Üzerimi açtım ve ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Yataktan kalkarak banyoya doğru ilerlemeye başladım. Birkaç rutin işlerimi halledip tekrar odama döndüm. Dolabımın içinden koyu renk bir pantolon ile bisiklet yaka bir kazak aldım. Ayağıma sporlarımı geçirdim,saçımı salık bıraktım ve aşağıya inmek için merdivenlere yöneldim. Daha dedemin masaya gelmemesini fırsat bilerek telefonumu elime aldım ve en yakın kız arkadaşım olan Pınar'ı aramaya başladım. Birkaç çalıştan sonra Pınar'ın uykulu olduğu için boğuk çıkan sesini duydum.
"Alo"
"Alo Pınar benim Asel"
"Efendim Asel. Sabahın bu saatinde beni rüyanda mı gördünde aradın."
"Şey diyecektim. Bugün bizimkiler ile beraber buluşup bir şeyler yapalım mı?"
"Hı hı, olur"
"Tamam o zaman ben Doruk'u ararım. Sende Cem'i ara. Çağırmak istediğin kişiler varsa onları da çağır."
"Selini de çağırayım o zaman."
Söylediği söz ile birlikte gözlerimi devirdim ve
"Sen bilirsin" dedim.
"Tamam canım. Haydi by by."
"Tamam. Öpüyorum çok."
Dedemin aşağı masaya inmesiyle kahvaltıya başladık.
"Dedeciğim bugün arkadaşlarla buluşacağız iznin olursa."
"Tamam git ama akşama kadar evde ol. İş yemeğine gideceğiz ortaklar ile tanışacaksın."
"Peki dedeciğim ama dün de tanışacaktık. Dünkü davette onlar yok muydu?"
"Vardı ama işi çıktığı için acele ile gitmek zorunda kaldı. Sen de tanışamadın."
"Anladım dede." Son lokmamı da ağzıma atıp."Neyse sana afiyet olsun ben odama gidiyorum. Hazırlanıp çıkarım. Sana kolay gelsin." Dedem sadece kafasını sallamakla yetindi. Odama çıkıp duşa girdim. Uzun süren bir duşun ardından saçlarımı tarayıp kuruttum ve salık bıraktım. Odama geçip iç çamaşırlarımı giydim. Üzerime örgü, dizlerimin biraz üstünde biten bir elbise giydim. Bacağıma ince ten rengi bir çorap giydim ve ayağıma siyah bot tarzı topuklu ayakkabılarımı geçirdim.
Yüzüme hafif bir makyaj yapmaya başladım ve bu arada da Doruk'u telefonla arıyordum." Güzellik" Doruk'un sesi ile neşelendim.
"Doruk nasılsın?"
"İyiyim güzelim sen nasılsın? Hayırdır ne oldu?"
"Öylesine aradım ya. Bizimkiler ile buluşacağız. Sende gelsene."
"Tamam güzelim. Sizin evin yakınlarındayım. Yarım saate kapındayım. Seni alırım beraber gideriz."
"Tamam Doruk. Bekliyorum."
Doruk benim çocukluğumdan beri en iyi arkadaşımdı. Babam vefat edince dedem beni annem ile buraya getirip soyadımı kendi soyadı yapmıştı. Neden yaptığını bilmiyordum ama hiç sorgulamamıştım. Zaten babamın vefatından 4 ay sonrada maalesef annem vefat etmişti.Buraya geldiğim ilk gün Doruk ile tanışmıştım ve o günden beri onunla arkadaşız. Arkadaştan daha çok bana hep abilik yaptı. Her zaman yanımda oldu ve beni koruyup kolladı. Hatta bir keresinde dedem beni azarlarken ona karşı bile gelmişti. Ona çok düşkündüm. Öz abim olsa bu kadar sevebilirdim herhalde. Ben 24 o ise 27 yaşında ama aramızda 3 yaş olmasına rağmen çocukluğumdan beri ona Doruk dememi isterdi. Bende hep ona Doruk derdim. Ben bunları düşünürken Doruk çoktan gelmişti. Beni aradı bende aşağıya inmek için ayaklandım. Doruk beni arabanın içinde bekliyordu. İlerleyerek soför koltuğunun yanında ki yolcu koltuğuna oturarak Doruk'a sarıldım.
"Ooo tatlı kız. Her zaman ki gibi çok güzel olmuşsun."
"Yaa beni utandırmaktan zevk alıyorsun değil mi?"
"Her zaman ama ciddiyim çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim."
Doruk gaza basarak arabayı yolda kaydırmaya başladı.
***
"Eee Asel hâlâ yokmu senin hayatında kimse?" Cem'in sorduğu soru ile gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Neden her buluşmamızda bu soruyu soruyordu ki? Ona neydi yani?
"Yok Cem'ciğim. Ne oldu ki? Hem neden bu soru seni bu kadar ilgilendiriyor? Şu yüzden diyorum her seferinde sormaktan bıkmadın da."
"Tamam tamam. Birşey demedim. Sakin ol şampiyon. Sadece sordum. Yani senin kadar güzel bir kızın hâlâ nasıl bir erkek arkadaşı yok anlamıyorum."
"Ceem" Pınar'ın sesi ile Cem sustu ve bana dönerek.
"Ee hayatım görmeyeli neler yaptın. Şu dün kü iş adamının davetinde gördüm seni ama selam vermeye gelirken birden kayboldun ortalıktan."
"Sorma Pınar ya. Garson ile çarpıştık üstüme içki döküldü. Erken ayrılmak zorunda kaldım bende. Bir yandan da iyi oldu aslında. Biliyorsun. Sevmiyorum öyle ortamları. Zaten sıkılmaya başlamıştım."
"Ay canım ya keşke bana da haber verseydin. Bende gelirdim seninle."
"Neyse ya boşver. Dedim ya zaten acele ile çıktım. Selini göremedim ben gelmedi mi?"
"Ben onu aradım ama işi varmış o yüzden gelemedi."
İyi ki de gelmemiş. Hala sevmiyordum onu. Bundan 1.5 yıl önce benim eski sevgilim Mert'i onunla beraber basmıştım ama artık Merti sevmediğim için Selin'i de umursamıyorum ama Selin Pınar'ın kuzeni olduğu için araları açılmasın diye kimseye anlatmamıştım. Sadece ayrıldık demiştim.
"Anladım. Ya buraya beni konuşmak için mi geldik? Sizler ne yaptınız, nasılsınız?"
3.5 saatin nasıl geçtiğini anlamazken saat çoktan ikindiye yaklaşmıştı. Herkes evlere dağılmak için kalktığında bende Doruk ile arabaya doğru ilerledim.
"Güzelim. Diyorum ki seni kaçırayım. Eve gitme beraber bir şeyler yapalım."
"Olmaz Doruk ya. Akşam dedemin bir iş yemeği varmış. Benimde orada olmam gerekiyormuş."
"Tamam güzelim. Sonra buluşup bir şeyler yaparız o zaman. Haydi üşüyeceksin bin arabaya."
Doruk'un bana açtığı kapıdan arabaya bindim ve o da arabanın önünden dolaşarak sürücü koltuğuna oturup, arabayı çalıştırdı ve evime doğru sürmeye başladı.
***
Kapının önüne geldiğimizde Doruk'a teşekkür ettim ve içeri gelip gelmeyeceğini sordum.
"Şimdi olmaz güzelim. Birkaç işim var. Başka zaman gelirim."
"Tamam ama başka zaman itiraz kabul etmiyorum."
"Tamam güzelim. Necdet beye selamlarımı ilet."
"Tamam. Haydi görüşürüz." diyerek ona sarıldım ve arabadan inip eve doğru ilerledim. Zili çaldığımda kapıyı Nezaket teyze açtı.
"Hoş geldim kızım."
"Hoş buldum Nezaket teyzem. Dedem evde mi?"
"Hayır kızım. Necdet bey daha gelmedi ama sanırım akşama bir iş yemeği olacakmış. Senin 19.00' da hazır olmanı istedi."
"Evet haberim var Nezaket teyze. Ben mi gidecek mişim yoksa almaya mı gelecekmiş? Bir haberin var mı?"
"Deden 18.30'a doğru eve gelecekmiş o da hazırlanıp çıkacakmışsınız."
"Tamam Nezaket teyze. Teşekkür ederim haber verdiğin için. Ben odama çıkıyorum birkaç işim var. Onları halledip hazırlanmaya başlarım. Dedem gelince bana da haber verir misin?"
"Tabi kızım git sen. Ben çağırırım seni."
Nezaket teyzeye gülümsedim ve yukarı katta ki odama çıkmak için merdivenlere yöneldim. Daha ne giyeceğimi bile bilmiyordum. Dedemin dün ki tavrına bakılırsa Ediz bey baya önemli birisiydi. O yüzden şık bir şeyler giymeliydim ama ne? Saate baktığımda çoktan 16.30'u geçtiğini gördüm. Zaman ne kadar hızlı geçmişti böyle. Yarım saat bilgisayarımda ki mailleri kontrol ederek geçirdim ve 17.07'de duşa girmek için bilgisayarın başından kalkarak banyoya ilerledim. Kısa bir duşun ardından saçlarımı tarayıp kurutarak banyodan çıktım ve odama geçerek ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Elediğim kıyafetler sonucu sona kalan kıyafetim siyah bir tuluma karar kıldım. Tulumumun hafif bir göğüs dekoltesi vardı ve belinde de bir kuşağı vardı. Tulum gayet sade ve şıktı. Zaten bu havada ince bir elbise giymezdim. O yüzden en iyi karar tulum oldu. Tulumun altına da parlak gümüş rengi tek bant topuklu ayakkabılarımı seçtim ve üzerime tulumu ayağıma da topuklu ayakkabıları geçirerek makyaj masamın önüne oturdum. Hafif bir makyaj yapmaya karar verdim. Zaten yoğun makyajları sevmiyordum. Zorunlu kalmadıkça da yapmıyordum. Makyajımı tamamladıktan sonra da Doruk'un bana doğum günü hediyesi olarak aldığı özel tasarım, pırlantalarla süslü olan küpe ve kolye setimi taktım. Tekrar banyoya ilerleyerek saçlarımı düzleştirdim ve ensem de rahat bir topuz yaparak banyodan çıktım.(Saç ve makyaj medyada ki gibi) Çantamı da elime alarak boy aynasının karşısına geçip kendime son birkez baktım. Gayet hoş ve şık olmuştum. Saçlarımın önünden bıraktığım bir iki tutam saçta bana oldukça hoş bir hava katmıştı. Kapımın çalınması ile kendime bakmayı kestim ve kapımın önünde duran Nezaket teyzeyi dinlemeye başladım.
"Kızım Necdet bey geldi. Aşağıda seni bekliyor."
Nezaket teyzeye kafamı salladım ve makyaj masamın üstünde bulunan telefonumu elime alarak merdivenlere doğru yöneldim ve aşağı indim. Dedem beni görünce ayaklandı ve kapıya doğru ilerledi. Bende ona yetiştim."Aferin." Dedemin bu lafı ile şaşırmıştım. Çünkü dedemin benim yaptığım bir şeyi beğenip, beni onurlandırması çok nadir olurdu. Beraber arabaya doğru ilerledik ve korumalardan birinin benim için açtığı kapıdan arabaya bindim. Yaklaşık 1 saat süren yolun ardından sonunda varabilmiştik. Dedem geç kaldığımız için sürekli homurdanıyordu ve hızlı hareketler ile çok şık görünen restoranta girdik. Orada çalışan bir kadın bizi masamıza doğru yönlendirdi. Masanın oraya yaklaştığımızda bize sırtları dönük bir şekilde oturan bir adam ve bir kadın gördüm.
"Haydi acele et. Geç kaldık gelmişler."
Dedemin sözleri ile biraz daha hızlanarak masanın yanına kadar geldik. Ayakkabılarımın çıkardığı tok ses sayesinde gözler bize dönmüştü ve ben karşımda oturan göz göze geldiğim adam ile dumura uğramış bir şekilde olduğum yerde kalakaldım. Ne yani yeni ortak bu adam mıydı?

-BÖLÜM SONU-

Nasıldı bölüm?
Peki Asel'in yemekte gördüğü adam sizce kim?
İnşallah bölümü beğenmişsinizdir ve yorum yapmışsınızdır. Oy vermeyi unutanlar yıldızın yerini biliyorsunuz.
Sizi çokkk seviyorum. 🥰
Yeni bölüme kadar hepiniz kendinize iyi bakınn.
İnstagram
001poncik
🥀🥀🥀

Düşman Hediyesi "AŞK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin