0.7

115 15 13
                                    

Bi sen, bi sigaram var üstüme sinen. İkinizde birbirinizden beter.~onur can özcan, yalnızlığın ezgisi

Acılarla okuyun...
~~
Aklımdaki düşünceler savaşıyorlardı. Öyle bir araftaydım ki, Tanrı bile bana üzülüyor olmalıydı. Sanki cennetteydim,ama yanıyordum. İki farklı dünyayı bir arada yaşıyordum. Aklımda koyduğum son beni bitiriyordu. Ama beni onlar zorlamıştı.

Son sigaramı söndürüp ayağa kalktım. Karnım aç olduğundan dolayı makarna suyunu üzerine verdim.

Bir kaç dakika sonra makarna hazırdı ve ben, deli gibi yedim. Son yemeğimmiş gibi yedim.

Hayatta birçok şeyden korkarım Natalie. Yükseklikten,hayvanlardan,lunapark aletlerinden...

Banyoya ilerlerken başka bir korkumu gerçekleştirecektim. Klozetin önüne oturdum. İşaret parmağımla orta parmağımı birleştirip boğazıma soktum.

Evet, kusmaktan bile korkardım.

Yediğim ne varsa, belki de yemediğim, her şeyi çıkardım. Bir ara gözlerimden yaş geldi. Ama durmadım. Başka çarem yoktu. Kusmam bittiğinde kendimi öyle kötü hissediyordum ki hemen yatağıma kıvrıldım. Aklımdaki plan, belki benim sonum olacaktı ama umrumda değildi.

Bunu onlar istedi Natalie.
--
"Angela!"
Arkamdan duyduğum sesle yerimde durdum. Kalbimin sahibi, bana sesleniyordu. Yavaşça ona döndüm.

"Efendim?"

"Sana çok teşekkür ederim. Her şey için." Bana her şey için teşekkür ediyordu. Benim her şeyim olduğunu bilmiyor muydu?

"Rica ederim." Soğuk sesim onu şaşırtmış olmalı ki yavaşça arkasını döndü ve gitti.

Sadece gitti Natalie. Sorgulamadı. Nasılsın diye sormadı. Oysa sorsaydı ilk defa doğruyu söyleyip "kötüyüm" diyecektim. Haykıracaktım yüzüne. Ölüyorum, görmüyor musun?

Ben ölüyordum Natalie, ama o görmüyordu.
Belkide kördü.


Yavaşça sınıfıma adımlarken bir ruhtan farkım yoktu. Rose'un yanına yerleşince cilveyle konuştuğu çocuktan ayrılıp bana döndü.

Birkaç dakika kaşları çatık bir şekilde bana baktı. Ona ne olduğunu soramayacak kadar yorgundum Natalie.
Belki günlerce uyusam, bir ipte sallanan ruhum dinlenmeyecekti.

"Sen hasta mısın? İyi görünmüyorsun. Yemek yedin mi sen? Gel sana yemek ısmarlayayım!"

Onun derdini anlamıştım Natalie. Benim zayıflamamı istemiyordu. Güzelleşmemi istemiyordu. Ama ben kafama koymuştum.

"Hayır, teşekkürler. Daha bu sabah bayağı bir yemek yedim. Tokum, sağ ol." Yemek yiyesim gelmiyordu, aksine kusasım geliyordu. Ama o beni zorla kantine çekiştirdi. Bir tost ısmarlayıp yerine oturdu. Belki o görmeden yemem diye düşündüm ama karşımda oturmuş gözlerimin içine bakıyordu. Zorla tostu yemeye başladım.

Hayatımda ilk defa zorla yemek yiyordum Natalie. Bu, değişik bir histi.

Her zaman zayıf insanlara özenirdim. Onlar gibi iddialı giyinmeyi, öz güvenli olmayı, çıkma teklifi almayı...
Bunların hiçbirini yaşamadım Natalie ve içimde bir ukde kaldı.

Tostu bitirdiğimde kendimi tutamadım Natalie ve Rose yeni aldığı çıkma teklifini anlatırken tuvalete koşmaya başladım.

Tanrım, çok kötüydüm.
Bulduğum klozete çöktüm ve içimde ne varsa çıkardım. Artık boğazım yanmaya başlayınca kafamı kaldırdım.

Rose kapıyı tıklatıyordu.
"Angel, iyi misin?"
Derin bir nefes aldım ve kabinden çıktım. Ona iyiyim bakışları atarken aslında hiç iyi olmadığımı haykıran bakışlarımı ayaklarıma indirdim.

Bunu yapmaktan nefret ediyordum Natalie. Berbat bir haldeyken iyiyim demekten.

Hızlı adımlarla evime adımladım. Eve vardığımda kapıyı anahtarla açtım. Mutfağa baktığımda annem yoktu. Birkaç ses duyduğumda yatak odasına ilerledim. Duyduğum inleme sesiyle hemen kapıyı açtım, anneme bir şey oldu sanmıştım.

Ama gördüğüm manzara, belki yıllarca unutamayacağım yaralarıma eklenmişti.
Annem, başka bir adam...

Birkaç dakika önce kusmuştum Natalie. Ama bu iğrenç görüntüye dayanamadan tekrar tuvalete koştum.

Etrafımdaki herkes çok kötü Natalie, ve ben fazla iyiyim.

~~~
Yazarken midem bulandı.
Annem telefonuma el koyduğundan dolayı bölüm geç geldi, kusura bakmayın.
Aslında kimsenin kusuruna bakmayın, çünkü insanoğlu kusurlarıyla güzel.🖤
Acılarla kalın...

Natalie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin