Sisliydi kirpiklerin, ve gözlerin yağmurlu.Yorulmuşsun,hakkını almış yılların.- Elfida,haluk levent.
-----
Gördüklerim beni kahretmişti.
Hayat,acısıyla tatlısıyla güzel derlerdi. Ben hiç tatlı tarafını görmemiştim.
Bruno'dan bahsetmek istiyorum size.
Bruno...
Bruno benim dört yıllık sevdam,rüyalarımdaki prens,ağladığımda beni durduran duraktı.
Zaman geçti. İkimizde büyüdük. Ben hep ona aşıktım,o ise hep Rosa'a.
Çok iyi kalpliydi o Natalie. Hiçbir canlıyı incitmezdi,incitemezdi ki! Büyük bir Tanrı inancı vardı. Benim aksime onun dua edecek bir tanrısı vardı. Annesini üzecek bir davranışta bulunmazdı,sigara alkol tüketmezdi.
Bir kız kardeşi vardı. Küçük bir kız çocuğuydu ama Bruno onu öyle severdi ki ağzınız açık kalırdı. Bundan dolayı hiçbir kadına hadsiz,saygısız davranmazdı.
Demiştim ya;ben yere düştüğümde ve her yerim açıldığında ceketini fırlatmıştı üzerime. Öyle ince düşünürdü.
Şimdi ise yıllardır bakmaya utandığı kadın onu başka erkeğin kucağında oturarak aldatıyordu.
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Başka birisi olsa mutlu olurdu muhtemelen. Hemen gidip Bruno ile konuşur,masum kız taklidi yapar, Bruno'nun güvenini kazanıp onun ile birlikte olurdu.
Bense yıkılmıştım. Bruno bunu hak etmiyordu. O sevilmeyi,saygı görmeyi,gözlerinden öpülmeyi hak ederdi. Bunu ona yapmamalıydı.
Mike endişeyle bana bakarken ben ise Rose'un yanına gidip gitmemekle kararsızdım.
"Artık neler olduğunu anlatacak mısın Ann?"
Derin bir nefes aldım.
"Biliyor musun Mike,küçükken büyükannem anlatmıştı. O zamanlardan aklımda kalan tek şey bu. Demişti ki ;"Çok iç çeken,derin nefesler alan birisini görürsen bil ki onu hayat kırmıştır. Çünkü o, derin nefesleri içindeki yangını söndürmek için alıyordur." Galiba ben de bu yüzden çok derin nefes alıyorum."
Mike anlamlandıramadı.
Olan biteni anlattım ona. Beni dinledi.
Uzun zamandır kimse beni dinlememişti.
Anlatımım bittiğinde derin bir nefes alarak ona döndüm.
"Ne yapmalıyım Mike? Nasıl yaşarım ben böyle?"
Mike zorlanmış gibiydi. Onun yüzündeki kararsızlığı görebiliyordum.
"Karışmamalısın Angela. Bruno Rose'un nasıl biri olduğunu kendi anlamalı. Bundan sonrası seni aşar."
Ona yalvaran gözlerle baktım.
"Mike ne olur bir şeyler yap! Bruno üzülürse canım çok yanar!"
Mike bir bana bir Rose'a baktı.
Daha fazla dayanamamış olacak ki elindeki içkiyi bırakmadan elini kaldırdı ve birini çağırdı.
Anında yanımıza bir güvenlik geldi. Mike gözüyle beni işaret edince güvenlik bana döndü.
"Buyrun hanımefendi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Natalie.
Teen FictionTamamlandı ve Düzenlendi. O çok güzel Natalie. Ve ben... Ben çok çirkinim. Bu hikayenin bir tarihi yok çünkü her sabah kalbimde tekrar yazmaya başlıyorum ∞•