Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın
İyi okumalarr ❤❤
***
1 hafta 5 günBüyük gün geldi tekrardan GDB testine gireceğim gün...
Bu 1 hafta 5 gün içerisinde deli gibi çalışmıştım ne kadar sonuç alamasamda elimden gelenin en iyisini hatta daha fazlasını yapabilmek için deli gibi çalışmıştım.
Odama kendimi kitleyip bu süre içerisinden Adrian veya Kang Lee ile hiç konuşmamıştım. Bıkmıştım artık çünkü... Bugün kendimi kanıtlamak istiyordum daha fazla dalga konusu olmak istemiyorum...
X- Sky ! Test odasına ! Hadi !
Görevlinin bana bağırması ile dolabıma yöneldim.
(Giydikleri )
Saçımı sıkı bir at kuyruğu yapıp güçlü görünebilmek için ilk defa makyaj yaptım. Odadan çıktığımda ise tek bir şey vardı aklımda
Başaracağım!
Okulun koridorunda ilerlerken kendime ters bir şekilde özgüvenli ve omuzlarım dik bir şekilde yürüyordum. Beni gören bütün öğrenciler ilk defa benimle dalga geçemediler. Ya onlara attığım bakışlardan korkmuşlardı yada yüzümden hiç eksik olamayan gerçek olmadığı aşırı belli olan gülümsememden dolayı delirdiğimi düşünüyorlardı.
GDB testinin olacağı odaya geldiğimde bir kaç hizmetli beni görmüş ve aniden değişen beni gördüklerinde yüzlerindeki şaşkınlığı gizleyememişlerdi. Choi Öğretmen bilgisayarın başına geçip bana kısa bir bakış atmıştı. Tepki göstermeyip bilgisayarın başına oturdu ve beni makinenin olduğu yere geçmemi anlatan kısa bir el hareketi yaptı.
Makinenin olduğu yere geçip ellerimi yeni yapıldığı belli olan el izlerinin olduğu yere bastırdım bir elim sağ tarafta bir elim ise sol tarafımda makinenin metal yüzeyinde baskı yapar halde bekliyordu.
Ö- Başla!
Gelen emir ile bacaklarımı iyice yere sabitleyip gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alıp şu hayatımda yaşadığım bütün kötü olayları düşündüm. Acılarımı... Yaşadığım haksızlıkları... Zorbalıkları... Ailemin ölüşünü... Başarısız aşkım olan Adrian'ı... Bana sürtük olduğumu iddia eden bütün kız öğrencileri... Ve o anlarda yaşadığım iğrenç ezilme duygusunu, içimden bir sıcaklık ellerime oradan da makineye geçerken hiç bir şey düşünemiyordum. Sadece yaşadığım nefret duygusu benim bütün zihnimi ele geçirmişti...
Ağızımdan güçlü bir bağırış çıkarken ilk defa damarlarımdan akan kanların akış hızını dahi hissetmiştim. Etrafımda kulağıma gelen boğuk bağırış sesleri yankılanıyordu. Adımı sesleniyorlardı ama şuan tek düşünebildiğim ilk kez hissettiğim o güç duygusuydu. O hissin gitmesini istemiyordum bu yüzden ellerimi çekmek yerine daha da yüklendim makineye..
Gözlerimin önüne kesik kesik görüntüler gelmeye başlamıştı... Siyah... Kanat ... Güç ... Savaş ... Kız Black Angel 'ler... Aniden gelen acı ile gözlerimi açıp ellerimi makineden çektim ve dizlerimin üstüne düştüm. Derin derin nefes alırken ne zamandır beri nefes almayı unuttuğumu hatırlamaya çalışıyordum.
Nefeslerim düzene girerken başımı kaldırıp bana dehşet ile bakan öğretmenlerime kaydı gözlerim bütün okul buraya toplanmıştı. Müdür , öğrenciler ve öğretmenler hepsi buradaydı. Etrafa daha fazla göz attığımda yanmış ve artık çalışmayacağı belli olan makineye ve makinenin ellerimi koyduğum yerlerde belli olan siyah çatlaklara ve aynı renkte olan yanıklara gözüm takıldı siyah çatlaklar adeta bir sarmaşık edasıyla yerlere uzanmış ve büyük bir alanı kaplamıştı.
Ayağa kalktığımda o an aklıma gelen ama şuan ki durumda en saçma olan soruyu sordum.
"Geçtim mi ? Okuldan atılacak mıyım ?"
Okulun müdürü sanki sorumu duymamış gibi yanıma gelip beni dikkatlice süzdü.
M(müdür )- Gücünün ne olduğunun farkında mısın? hangi derece olduğunu... Biliyor musun ?
Kafamı olumsuz anlamda salladığımda sakin tavrını koruyup kısa süre için ayırdığı gözlerini tekrar yüzüme çıkardı.
M- Sen bir Black Angel' sin Sky
Sen bir Black Angel' sin Sky
Bu cümle kafamda yüzlerce hatta binlerce kez tekrarlanırken mutlu mu olsam yoksa üzülsem mi bilemiyordum. Şuan tek yapabildiğim şok ile kasılmış bedenim ile müdürün karşısında dikilmemdi.
"B-Bu n-nasıl olur ?"
M- Lanet yüzünden güçlerini kullanamamışsın Sky, az önce ise laneti kırdın güçlerini kullanabilirsin en başta böyle bir şey olacağı aklıma gelmişti ama bu kadar güçlü olabileceğin aklımın ucundan dahi geçmemişti.
Bir adım geri sendeleyip ellerimle sert bir şekilde ensemi ovmaya başladım. Hala şok içindeydim. Gözüm öğrencilerde gezinirken aralarında benim gibi şok içinde olan bir Adrian onun biraz sağında ise Adrian' ın aksine bana gülümseyerek bakan Kang Lee'yi gördüm. Ağızını oynatarak 'başardın ' demişti. İkimizde gülümserken uzun zamandan sonra ilk defa kendimi bu kadar huzurlu hissetmiştim. Derin bir nefes rahatladığımda gülümseyerek içimden sadece tek bir kelimeyi defalarca tekrar ediyordum
Başardım!!
.
Herkeze merhaba
Yazarınız uyumak yerine size bölüm attı kıymetimi bilin 😂😂
Hikayenin ilerleyişi sizce nasıl ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden To Give Up
Novela JuvenilYou're the most abnormal but beautiful thing that ever happened to me. *Sen başıma gelen en anormal ama en güzel şeysin* ~Hikayenin tutması ve sevmeniz dileğiyle iyi okumalar... ~