Bölüm 4

13.9K 1.6K 436
                                    


Işıl: Hayatı sorguluyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Işıl: Hayatı sorguluyorum. Hem de nerede biliyor musunuz? Tuvalette. Herkesten ve her şeyden nefret ederek... Bakın ben nefrete meyli olan bir insan olmadım hiçbir zaman. Bunu biliyorsunuz. Ama hayat beni bir klozetin üstünde otururken âşık olmanın avanaklar için olduğunu düşünmeye itti. Kendimden, duygularımdan, içimde saklamaya pozitif bakmaya başladığım sevgimden utanacak raddeye geldim. Kızlar, beni benimle bırakın diyeceğim fakat yalnız kalmayı hiç içim almıyor. O yüzden lütfen beni şahsımla baş başa bırakmayın. (13:44)

Gülşah: Ne oldu hemen be öyle? (13:45)

Büşra: Kafa kopartmaya gelelim mi? (13:45)

Işıl: Güzelim dedi güzelim. Canıma kastı var bu heykel kılıklının. (13:45)

Büşra: NE?! (13:45)

Gülşah: Yuh! Bu da dünden razıymış. (13:46)

Işıl: Telefonu çaldı biz yemekteyken. Açar açmaz karşı tarafa güzelim dedi. Belki de kuzeni ya da yakın arkadaşıdır. Bilmiyorum. Her şey mümkün tabii ama içim cız etti kızlar. Galiba şu Burcu meselesini bastırmışım ben. Kız bir yerlerden kafasını çıkartıp bana hain hain gülmeye başlayacak diye korkuyorum. (13:47)

Büşra: Deli olma kızım. Yanımızdayken bir kere böyle bir şey dedi mi o Burcu cadısına? Demedi. Mantıklı düşünelim. (13:47)

Işıl: Gülşah? (13:47)

Büşra: Benim lafım ciddiye alınmıyor mu? Aşk olsun be pötürcük. (13:47)

Işıl: Ay mantıklı düşünelim deyince onun fikrini alayım dedim. Biz daha bulutları seven takımdanız ya fıstığım. (13:48)

Gülşah: Bence de Burcu değildir. Onların arasında henüz o tarz bir şey yok. Henüz diyorum çünkü ne olacağını bilemeyiz. Bundan bahsetmiştim. Elimizi çabuk tutalım. Toparlan hadi. Çıktığında konferans yaparız. (13:48)

Işıl: Öptüm sizi. Bana şans dileyin. (13:48)

Burada peş peşe devireceğim hiçbir dakikanın bana pozitif anlamda geri dönüşü olmayacağını biliyorum. Bu yüzden tuvalet kabininden çıktığım gibi aynanın karşısındaki yerimi alıyorum. Eğer şu anda bir filmin içinde olsaydık ve ben o anlayıp dinlemeden karşı tarafı yaftalayan esas kızlardan birine dönüşseydim mekânı ağlayarak terk etmem gerekirdi. Veyahut şu anda bir kitabın en klişe sahnesinde yer alan o umutsuz karakter olsaydım eve gittiğim gibi kendimi kilere kilitleyebilirdim. Kiler dedim, çünkü bizim evin kileri ağlamak için gayet müsait bir ortam bana kalırsa.

Hiçbiri değilim. Ben sadece Işıl'ım. İsmini vurgulamaktan keyif alan, bu sebeple gülümserken iki tane gamzenin gözbebeklerine yerleştiğine inanan bir kızım.

Portakal Çiçekleri AçtığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin