Hayat güzel. Hayat bir reçel kavanozunun içine parmağınızı daldırıp ufak bir yaramazlık yapmak isteyeceğiniz kadar tatlı. Tüm sivri köşelerine rağmen -yuvarlak bir dünyamızın olması bunu değiştirmiyor- toz bir şeker kadar tatlı hem de. Şimdi böyle s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Desteğinizi yürekten hissederken sizlere sarılma imkânım olsa nasıl güzel olurdu diye düşünüyorum pamuk şekerlerim. Burcu'nun masamıza damlamasından, Toprak'ı çok iyi tanıdığına dair hareketler sergilemesinden ve bir de üzerine benim gözlerine mısralar yakıştırdığım adamı bahis konusu yapmasından ne kadar rahatsız olduğunuzu tahmin edebiliyorum. İnanın şahsına söylediğim ya da söyleyeceğim hiçbir cümle içimi soğutacak kıvamda olmayacaktı. Yoksa kendisine tatlı bir imada bulunmanın ötesine geçmekte hiç zorlanmazdım.
Benim önümü sanki iyiliğimi düşünür gibi kestiği günden sonra elbette Burcu'yu kollarımı açarak bekleyemeyeceğimi tahmin edebiliyorduk. Fakat böyle Toprak'la oturduğumuz koltuğun diğer köşesinde kendisine bir yer bulmasından, sonra da başının üstünde görünmeyen bir hareyle dolaşıyormuş gibi davranmasından hoşlanmıyorum. Yani tiksiniyorum. Yüzümü buruşturmadan yüzüne bakmayı başardığımda kendime tezahürat yapmak istiyorum hatta.
Akşam kızlarla konuşurken, nenemin gözlerimin çok yakında bozulmakla kalmayıp hiç göremeyeceklerini düşünerek hazırladığı havuç tabağı önümdeydi. Katır kutur yiyor, Toprak'ın bu kamp gezisine gelmezse planlarımızı alt üst edeceğinden bahsediyordum. Hangi planlardan söz ettiğimi ben de çok iyi bilmiyorum ama mutlaka haklı bir davanın peşindeyim. Burcu'nun ben demiştim bakışları atarak karşımda gözlerini kırpıştıra kırpıştıra oturma ihtimalini düşününce midemde bir enkaz yaşanıyor. Beni kocaman dişleri olan bir tavşana dönüştüren hayatın Burcu'yu haklı çıkarmasını kaldırabileceğimi hiç zannetmiyorum.
Saatlerce tartıştıktan, bir gülüp bir ağladıktan ve konudan sapar gibi olduktan sonra bu işi riske atamayacağımıza karar verdik. Gülşah, Emir'in kanına girerek eksiksiz bir şekilde orada olacağımızı sağlamakla görevlendirilmişti. Canım arkadaşım neden hep en zor aşamalarla kendisinin ilgilendiğini sorarken Emir'le mesajlaşmayı da ihmal etmiyordu. Hatta daha sonradan öğrendiğimize göre bir dersinin karışan notlarını düzene sokmanın da hakkından gelmişti. Aynı anda birkaç işi birden yapabildiği için kendisini grubun en yetenekli ismi ilan etmiştik. Neticede yetenekli kimseler operasyonların en kritik noktasında rol oynamakla bilinirler.
Toprak'ı kamp gezisine dâhil etmek de önemli bir operasyon şekerparelerim. İsmi bile var. Operasyon: Heykeli doğayla tanıştırma sanatı.
Eğer planımız bir işe yaramazsa kampta tüm mutsuzluğumla çadırın içinden çıkmayacağımı tahmin ediyordum. Belki biraz çıkardım ama diğerleri eğlenirken boşluğa bakmayı bırakamazdım. Baktığım her boşlukta Toprak'ın muntazam yüzünü görmeyi de öyle.
Emir, kız arkadaşının söylediklerini harfiyen uygulamayı kafasına koyduğu için şanslıyım. Üstelik arkadaşlarıyla sevgisini aynı ortamda bulundurmaya ant içmiş gibi davranma kararı aldığını sizler de biliyorsunuz. Arkadaşlarının Gülşah'la hiçbir problemi olmadığını kanıtlamak üzerine tez yazmasını söylesek günlerce evden çıkmadan yazmayı deneyeceğini düşünüyoruz. Hal böyleyken de Gülşah esaslı bir bahaneye sahip. Toprak ondan hoşlanmamış olabilir miydi? Hep beraber olacağımızdan bahsedilmişti, şimdi neden gelmemek için çırpınmaya başlanmıştı? Belki de Toprak'ın kampa değil, Gülşah'a alerjisi vardı.
