Darling | vmin

◇ [9]: Tell me

Beni medyaya gömün..

~

Darling, Episode: 9

Kim Taehyung'dan..

Yaklaşık yarım saatten beri yürüyorduk ancak tek bir kelime bile etmemiştik.

"Hey şuradaki cafeye gitmeye ne dersin? Pastaları cidden harika" dedim dilimi dudaklarım etrafında bir tur dolaştırarak.

"Pasta mı?" Dedi, yutkunarak.

Kafamla onaylayıp elinden tuttum ve içeri çekiştirdim.

Girdiğimizde kapının üstündeki çalan pembe zil gözüme çok mantıklı gelmişti. Odama koyar ve Yoongi hyung girince anlayıp uyanırdım, böylelikle anamdan emdiğim süt burnumdan gelmezdi.

"Hoşgeldiniz"

"Hoşbulduk" dedik aynı anda ve cam kenarındaki bir masaya oturduk.

"Bugün bendensin, ne istersin bakalım?"

"Neden sendenmişim? Zengin misin?" Dedi gülerek menüye bakarken.

"Hayır, borcumu ne çabuk unuttun?"

Göz kırparak sorduğum soruyla kaşlarını çattı.

"Borç?" Birkaç saniye düşündü ve "ha şu markette verdiğim para.. saçmalama be borç olarak kabul etmemiştim ben onu, ahmak"

"Şuna bak! Ismarlıyoruz işte sus ve seç, aptal"

"İyi be, iyilik meleği"

Garson bize doğru yaklaştığında, Jimin de menüyü kapatıp gülümsemeye başlamıştı.
Şu el kadar çocuğu kim üzüyor olabilir Tanrı aşkına?

"Seçtiniz mi efendim?"

Başımızla onayladık ve aynı anda seçimimizi söyledik.

"Çilekli pasta lütfen"
"Çilekli pastaa lütfenn"

Kadın şaşırarak bize bakarken biz de gülerek birbirimize bakıyorduk.

Kafasıyla onaylayıp gittiğinde elimi yanağımın altına koydum ve yüzünü inceledim.

"Hey şöyle bakma, utanırım ben"

"Kim, sen mi? Götümle gülerim ben buna"

"Niye? Ben orospu çocuğu muyum?"

"Ben öyle birşey mi dedim? Aileni tanım-"

Elime vurduğunda gülerek sustum ve tekrar gözlerimiz birleşti.

"Bana anlatmak istemediğinden emin misin?"

Garson önümüze tabakları koyduğunda, gözlerinden kalp fışkıran Jimin'e baktım. Tam ağzımı tekrar açacakken, lafıyla bölmüştü beni.

"Taehyung lütfen şunu yedikten sonra konuşsak olur mu? İştahımın kaçması şuan isteyeceğim son şey olabilir"

Konuşurken ikide bir pastaya bakması tekrar gülmeme neden olmuştu.
Bende çatalımı alarak pastaya sapladım. Ağzıma götürecekken önümde pastaya eziyet eden bir Jimin görünce, merakla baktım.

"Ne yapıyorsun?"

"Eziyorum?"

"Amacın ne be senin?" Dedim hâlâ pastayı ezen çocuğa.

"İnan bana böyle daha güzel, dene istersen"

Kafamı olumsuz anlamda sallayacakken, kendi çatalıyla pastamı yukardan aşağı presslemesiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı.