Darling | vmin

◇ [13]: Foot Sprain

Darling, Episode: 13

Park Jimin'den..

Dediği şeyle kaşlarımı kaldırdım.

nE?

"Ya da her neyse işte, istersen Yoongi hyunga söyleyebilirim?"

Benden uzaklaşarak söylediği cümleyle şaşkın bakışlarımı normale indirdim.
Ardından ise omuz silktim.

"Gerek yok, bir gün idare edebilirim"

Bana tekrar yaklaşarak elini duvara koydu.

"Sen bilirsin Chim"

Daha sonra ise hemen yanımdaki kapı kulunu indirerek çıktı.

Ne dedi bu şimdi?

"Sanki anasına küfür ettik, 'son bolorson', trip mi atıyorsun anlamıyorum ki yani.. ben bilirim tabi"

Duvardan ayrılarak pantolonumu yukarı çekiştirdim ve çıktım.

"Buldum, lunaparka gidelim"

"İyi fikir Jungkook"

Jin hyunglar yine mutfakta sohbet ediyorlardı.

"Arkadaşlar, şey ben çıkıyorum da onu söylemek istemiştim. Herşey için çok teşekkür ederim, beni evinize aldınız. Söz veriyorum en kısa zamanda borcumu çok güzel bir şekilde ödemeye çalışacağım"

Mutfağa girer girmez söylediğim şeylerle herkes ağzı açık bana bakıyordu. Hatta Jungkook'un ağzındaki ekmek bile düşmüştü.

"Ah Jiminie, gitmek istediğine emin misin? Biz de sen varsın diye plan yapıyorduk dışarı çıkmak için. Gerçekten gidiyor musun?"

Hoseok'un söyledikleriyle gülümsedim.

"Sizinle arkadaş olmak bile benim için çok keyifliydi, ama eve gitmem gerekiyor"

Herkes dudak büzerken Taehyung'a baktım. Telefondan başını kaldırarak bende birkaç saniye göz gezdirdi, ardından ise tekrar kafasını telefona çevirdi.

"İyi eğlenceler size, benim için de eğlenin"

El sallayarak dış kapıya yürüdüm ve ayakkabılıktan ayakkabımı, mini dolaptan da montumu alarak kapıyı açtım.

Ayakkabılarımı giyerken arkamda beliren beden ile yerimde sıçradım. Hızla bağcıklarımı bağlayıp arkamı döndüğümdeyse Taehyung olduğunu gördüm.

"Teşekkür ederim.."
"Teşekkür ederim.."

Kaşlarımı çatarak gülümsedim.

"Sen neden teşekkür ediyorsun ki?"

"Güzel bir 17 saatti, en azından benim için."

Tek elimi omzuna attım.

"Benim içinde. Teşekkür ederim Taehyung, arkadaşız öyle değil mi?"

"Arkadaşız.."

Elimin altındaki omzunu yavaşça sıkarak gözlerinin içine baktım.

"Kendine iyi bak"

Gülümseyerek kafasını salladı.

Bende aynı şekilde gülümseyerek el salladım ve merdivenlere yöneldim.

Apartmandan çıktığımda havanın dünki kadar soğuk olmadığını fark ettim, hatta güneş bile kendini gösteriyordu.

Eve yürümeye başladığımda değişik bir dükkan gördüm; heryeri rengârenkti ve güzel çiçeklerle doluydu etrafı.