◇ [23]: Cemetery

1.5K 138 48
                                    

Uzun zamandan sonra, MERHABALAR AQ

Biliyorsunuz üzerinde çalıştığım 'friends' ficim var ve taslak olarak birsürü bölüm yaptım. (Bu arada bakabilirsiniz konusu hoşunuza gidebülüü ehhehe) Bölümler ilgi gördükçe yeni bölüm atıyorum, aynı zamanda yazmaya da devam ediyorum, bu yüzden geciktim.
Ne olur kusura bakmayın çünkü uzun zaman yb beklemek ne kadar kötü bir duygu anlayabiliyorum.

Sizi seviyore 💜

~

Darling, Episode: 23

Park Jimin'den..

"Seni bir yere götüreceğim, miniğim."

"Nasıl bir yere?"

Elimdeki domatesleri kesmeyi bırakmış ve omzum yardımıyla tuttuğum telefonumu elimle kavramıştım.

"Benim için çok özel olan bir yere, kıyafet değiştirmene gerek yok. Yoldayım güzelim."

"Peki o zaman, bekliyorum sevgilim~"

Telefondan gelen öpücük sesiyle gülmüş ve ben de aynı tonda öpücük sesi çıkarmıştım.
Konuşmayı bitirdiğimde, kesme tahtası üzerindeki domatesleri bir kenara koyarak küçük bir kâğıda not yazmaya koyulmuştum.

'Kahvaltı hazırlayacaktım ancak evren buna izin vermedi, Taehyung ile birlikteyim. Sana afiyet olsun.. her ne yersen..♡'

Direkt buzdolabına yapıştırarak koridora ilerledim ve montumu giyerek ayakkabılarımı aldım.
Demir kapıyı açarak ayakkabılarımı mermere koydum ve giyindim. Elimi de içeri doğru uzatarak anahtarlıktan anahtarımı aldığımda, geriye yanlızca dışarı çıkmak kalmıştı.

İkişer ikişer inerken bir yandan da saate bakıyordum. Bu saatte ne işimiz olabilirdi ki?

Kendimi dışarı doğru attığımda sol tarafıma doğru bakmış, sağ taraftaki korna sesiyle o tarafa dönmüştüm. Taehyung arabanın içinde minik bir el sallama bahşetmişti.

Zıplayarak arabaya doğru ilerlerken sırıtarak bana bakıyordu.

"Komik mi?"

Arabaya oturduğumda kemerimi bağlayacakken kolumdan tutarak kendine çekmiş ve dudaklarımı öpmüştü.

Şaşırarak ona bakarken o gülmüş ve kendi kemerini bağlayarak arabayı çalıştırmıştı.
Ben de sonradan kendime gelerek kemerimi bağlama işime devam etmiştim.

"Nereye gidiyoruz?"

Birkaç saniye bana bakmış ve ardından ise dudaklarını aralamıştı.

"Jonghyun'a."

Gelen cevapla kaşlarım şok ve aynı zamanda korkuyla çatılırken, ona doğru dönmüştüm.

"Ne? Taehyung nasıl? Ne oluyor anlamadım. Nasıl gidiyoruz? Bana bak yoksa uçurumdan mı atacaksın bizi? Korkuyorum, birşey söyler misin?"

Bana kısa bir bakış atarak küçük bir kahkaha atmış ve yola bakmaya devam etmişti.

"Sen bir aptalsın, oradan bakılınca bir psikopat gibi mi görünüyorum?"

"Evet?"

"Ne?"

Dediğim şey sonradan dank edince elimi olumsuz anlamda sallamaya başlamıştım.

"Ah yo yo, öyle demek istemedim. Yani siyah boğazlı kazak, siyah ceket ve siyah pantolonla biraz mafya gibi görünsen de hayır gerçekten öyle demek istemedim. Her neyse.. cidden nereye gidiyoruz?"

Sorumu bu sefer cevapsız bırakmıştı. Bense elimi cama koymuş ve kafamı yaslamıştım.

Birkaç dakika sonra toprak bir yerde durduğumuzda, buranın mezarlık olduğunu anladım.

Arabadan indikten sonra Taehyung elimi tutmuş ve yavaş adımlarla, ilerimizde olan toprak çıkıntısına doğru yürütmüştü.
Durduğumuzda, ona doğru bakma isteğiyle dolmuştu içim, öyle de yapmıştım zaten.
Yüzünde ufak, masum, içten bir gülümseme ile toprağa bakıyordu.
Jonghyun'una bakıyordu.

"Selam Jongie'm, bugün nasılsın? Ben.. uzun zamandır yanına gelemiyordum. Üzülmedin değil mi?"

Birkaç saniye cevap bekler gibi durmuş, ardından konuşmasına devam etmişti.
Bense her an dolacak olan gözlerimle onu izliyordum.

"Ama bu sefer tek gelmedim küçüğüm. Yanımda.. yanımda daha önce görmediğin biri var; sözümü bozduran adam var Jonghyun.
Sana söz vermiştim senden başkası olmayacak diye, ama üzgünüm. Beceremedim. Bu adam benim kalbimi ikinci kez hızlandırdı. Ellerimi birbirine dolandırdı resmen. Beni affedebilecek misin meleğim? Beni duyabildiğini biliyorum."

Göz pınarlarım dolu dolu mezar taşına bakarken, Taehyung'un aslında ne kadar hassas biri olduğunu anladım. Ne kadar kaba gibi görünen bir yapısı olsa da, o görüntünün altında minik ve tertemiz bir kalbi vardı: yanlızca sevdikleriyle dolup taşan bir kalbi..

Elimi iyice eline kenetleyerek yukarı kaldırdı.

"Beni affet Jonghyun, affet sevgilim.. Kalbime sahip bile çıkamıyorum."

Of bee 🚬

Nasıl buldunuz?🌈

Bu bolümü yazma amacım taşlar yerine otursun diyeydi. Çünkü Taehyung halen Jimin ile çıkarken suçlu gibi hissediyordu ve bu yüzden içini Jonghyun'a boşaltacak son hamleyi yaptı.

 Çünkü Taehyung halen Jimin ile çıkarken suçlu gibi hissediyordu ve bu yüzden içini Jonghyun'a boşaltacak son hamleyi yaptı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Diğer bölüm final 🤫)

Darling | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin