Üç. 'Nefret'

418 19 5
                                    

"İstemiyorum ya!" Dedi bağırarak. Zorlanıyordu, evlenmeye. Kaçıncı yüzyıldaydılar da zorla evlendirilmek vardı?
Babasıydı -karşı gelirse olacakları bildiğinden- bir şey diyemedi. Ama sabrı taşıyordu. Bu kız saplantılı mıydı? Yoksa sadece evlenmek için miydi bu kadar şey?
Arkadaşını aradı.

"..."

"Geliyorum, kardeşim. Bekle."

...

"İnanabiliyor musunuz? Bu salak evleniyor.."

"Salak demesene Songül!"

"Benim sevme şeklim böylee.."

"Ya kızlar.. Tamam. Ne giyeceğim ben?"

"Sana en güzel elbiseyi bulacağız Eylül."

"Bu işte biri bize yardım edebilir.."

"Kim?''

"D-Defne.."

"Ciddi misin?!"

"Evet. Onun zevki cidden iyi Eylül, biliyorsun."

"Off, tamam.."
Eylül koltuğa oturup nefes alış-verişini düzene sokmayı denemişti.
Nefesi belli bir düzene girdiğinde ayağa kalktı.
"Ben yürüyüşe çık-"

"Bende geliyorum." Dedi Cemre. Diğerleri üstelemedi. Eylül de onaylayınca ikisi dışarı çıktı.

"Çok soğuk.." Dedi Cemre.

"Evet.. O'nun kalbi gibi.."

"Ben... Takma, alışır. Dikkat et!"

Hızla gelen araba az daha Eylül'e çarpacaktı ki durmuştu.

"Öküz müsün be!?"

Arabadan inen bedene baktı kızlar.
Cemre'nin ağzı şaşkınlıkla açılırken, Eylül'ün göz bebekleri büyüyordu.

"A-Ali?"

"Öküzüm ben! Sen nesin asıl? Kimsin ki sen?! Beni niye evlenmeye zorluyorsun!? Ben başkasıyla çıkıyorum! Ne diyeceğim o kıza?"

"..." Eylül konuşamamıştı. Derin derin nefes alırken sadece göz bebekleri sağa-sola hareket ediyordu.
Gözleri dolmaya başlamıştı.

"Ben zorlamadım! Baban söyledi! Sanki ben sana meraklıyım, aptal!"

"Doğru konuş! Hem meraklı olmasan niye benim peşime köye gelesin ki!?"

"Annem için geldim, Akıllı! ANNEM İÇİN!''

"Bağırma."

"Senden tiksiniyorum biliyor musun?! O kadar tiksiniyorum ki, anlatamam. Acizsin. Sevgi nedir bilemeyen birisin. Senin için sevgi sadece öpüş koklayış. Bulutların üzerinde yaşar gidersin, gidersiniz hatta!"

"Bak.." Ali'nin sesi sonlara doğru kısılmaya başlamıştı.

"Ben seni 8 yaşımdan beri seviyorum seviyorum!"

"..."
Konuşamamıştı, boğazında birden bire bir yumru olmuştu. Onun da gözleri doluyordu. Hayatında -biri olmasa bile-  o olması saçma gelmişti ona.

"Artık git. Ne istersen yap Ali Göktürk. "

Cemre'ye döndü ve derin bir nefes verdi.

"Gitsek mi? Sıktı burası.."

...

(T)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(T)

Yine oturmuştu. Gecenin siyahına o da karışmıştı sanki. Güneşin saflığı gibiydi eskiden, onu tanıyana kadar.
Onu sevdiği andan itibaren bir çamura saplanıp kalmıştı.
Ne dese boştu, ne dese gereksizdi..
Içindeki o duygusuzluk hissi gittikçe artıyordu. Gittikçe siyahta kayboluyordu.
Gözünden akan damlayı sildi ve burnunu çekti.

"Yemin ederim gitmemem için yalvaracaksın! Görürsün.."

Demişti. Telefonuna gelen mesajla irkilip telefonu eline almıştı.

Bilinmeyen Numara
Saat 8'de hazır olun. Geleceğiz
-Ali

"Ne?!" Eylül'ün seslice dediği şeye kızlar şaşırmıştı.

"Ne oluyor canısı?"

"A-Ali ge-gelecekmiş..''

"Oha! Hani istemiyordu!"

"Hadi hadi! Hazırlanmamız gerek."

Aşk Savaşı  EyAlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin