On Dört. 'Merhaba, aşkım:)

182 16 4
                                    

Eylül
"Merhaba, aşkım."

Ali'nin sesleriyle açmıştım gözlerimi. Burnuma onun kokusu dolarken, kalbime de sözleri doluyordu.
Elleriyle saçlarımı okşuyordu. Otelde kalıyorduk, aynı odada değil tabii ki.
Ona dönmüştüm.

"Sana da merhaba, aşkım"

Ona ilk kez aşkım dediğimden mi bilmem, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşmişti.

Seni Seviyorum, hemde çok!

"Hadi kahvaltıya, kızlar bekliyor. Misafirlerimiz var."

"Kim?" Dedim ona bakarak.

"Aşağı iniyorum ben, sen de giyin gel. Aşağıda görürsün."

"Tamam, ya!" Dedim .
O çıkmıştı  çoktan, bende üstümü giymek için kalkmıştım.

....

O gün; kahkalar, espriler ve sevgiler olmuştu her yanda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O gün; kahkalar, espriler ve sevgiler olmuştu her yanda.
Songül'ün hamileliği en büyük sürprizin oluşu gibi, Eylül ve Ali'de gerçekten çıkmaya başlamışlardı.

"Kazanmışım! Yaa!" Cemre, fuarda tasarımlarını sergileme hakkı kazanmıştı.
Kızlar birbirlerine sarılırken, erkekler 'Neler oluyor?' Bakışı atıyordu.

♡♡♡
Eylül...

Bugün, çok güzel geçmişti. Birkaç ay öncesinden daha güzel, daha sevgi doluydu.
Ali'ye baktığım her saniye ona tekrar aşık olduğumu hissediyordum.
Onsuz bir hayat artık imkansız gibi geliyordu bana. Onsuz nefes alamazdım, onsuz göremezdim..
Ona o kadar çok aşıktım ki, artık hayal değildi o, yanımdaydı bir nefes uzağımdaydı sadece.
Yemek yiyorduk şimdi hep birlikte, Cemre'nin moda haftası 2 hafta sonraydı.

Ali elimi tutup masaya baktı. Telefonu çalınca yüzü bir anda solmuştu.

"Ben geliyorum," demiş ve kalkıp uzaklaşmıştı.

Meral'e kaş göz yaptığımda o, başını sallamış ve lavaboya gidiyorum diyerek Ali'nin peşine gitmişti.

Yazar anlatımı

Meral, Ali'yi dinliyordu.

"Neredesin sen Ali?" Telefonun ucundaki ses sormuştu bu soruyu. Ali'nin babasının sesiydi bu...

"Buldum onu baba! Buldum." Ali sevinçle söylemişti bu haberi babasına.

"Nasıl peki, iyi mi?"

"İyileşiyor baba. Geldiğinden beri komadaymış... Yeni yeni iyileşiyor, şimdi."

"Üzme artık şu kızı, et teklifini oğlum."

"Edeceğim baba,"

Meral, duyduklarının sevinciyle koşarak kızların yanına gitmişti.
Ali ise telefonu kapatıp kızların yanına geri gelmişti.

...

Eylül

Bir kaç gündür gözüme uyku  girmiyordu. Ali'ye olan sevgimden midir bilmiyorum ama içimde mutlu bir his vardı. Meral'in o gece duydukları...
Saat gecenin 3 ya da 4'üydü sanırım, yorganımı üzerimden atıp ayağıma ayakkabılarımı giymiştim. Balkona çıkacağım için yeleğimi geçirmiştim üzerime. Balkona çıktığımda hava biraz ılıktı ama rüzgar esiyordu.
Rüzgar tenimi okşarken ben de sandelyeye oturdum.

Manzaraya baktım. Bir kaç kilometre ötedeki evlere baktım. Kiminin ışığı yanıyordu kimininse yanmıyordu.
Ben ışığı yakmak yerine mumlardan bir kaçını yakmayı tercih etmiştim.
İçerisi loştu, dışarısı karanlık...
Son bir kaç ayda yaşadıklarıma gitmişti aklım istemsizce.
Hem duygulandım hem de sevindim.
Ali'yi tekrar görüşüm, onun olmayan bebeğini sahiplenmem, boşanmamız...

Bunca zaman kızlar olmuştu yanımda. Bu konuda çok şanslıydım.
Siz de istemez miydiniz, kardeşim diyebileceğiniz arkadaşlarınız olsun?

Benim küçükken aklıma hiç gelmezdi, ama onları tanıyınca şanslı olduğumu anlamıştım.

Yandaki balkona çevirdim kafamı, Ali'min balkonu.

Aklımı oradan aldım, manzaraya dikkat etmeye çalıştım. Hava hala karanlıktı fakat Ay'ın ışığı bana yetiyordu.

Çok zor değil mi? Işığı kendisine bile yetmezken o kapkaranlık geceyi aydınlatıyor...

...

Sabah olmuştu. Kızlar havuza girmeyi önerdikleri için erkekler sadece kabul etmek zorundaydı.

Meral; Bakın canısılar ilk ben dalacağım. Sonra en iyi kim dalıyor diye bakacağım.

Kader;Ay, görelim bakalım kim daha iyi dalıyormuş.

Songül;Yeter lan! Susun da dalın.

Eylül de onlara katılıp Meral'i izlemeye başlamışlardı.
Meral güzel bir biçimde dalmıştı ondan sonra, Eylül, Cemre ve Songül dalmıştı. Kader de suya girip ellerini açmış bekliyordu.

Meral;Kader'cim hayale dalmayacaksın, suya dalacaksın.

Herkes kahkahayla gülerken erkeklerde dalınca kızlara bolca su gelmişti.

Songül; Yavaş olsanıza lan!

Güney;Tamam aşkım, özür dilerim.

Ali&Mert; Kılıbık mısın lan sen?

Güney;Ne alaka? Aşığım aşık! Sizin gibi odun mu olsaydım?

O gün herkes kahkahayla güler ve günü bitirirler.
Akşamda otobüslerine binip İstanbul'a döneceklerdir.
...

Aşk Savaşı  EyAlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin