Umut.. Ne güzel şey değil mi? Kimini yaşamda tutuyor, kimini yaşamdan söküp alıyor.
Ben umut... İçinizde tutup bırakmayı beceremediğiniz o umut. Ya döner umudu, belki sever umudu, ya da belki yaşar umudu.
Umudun tersi ise korkudur, o şeyin gerçekleşmeyeceği beklentisine girmektir.
Kısa bir örnek vereyim mi? Düşünün, her şeyin sonundasınız, sevdiğiniz sizi artık sevmiyor. Ne yapacaksınız?
Umut edip onun 'Seni Seviyorum' demesini mi bekleyeceksiniz yoksa çekip gidecek, her şeyi kırıp dökecek misiniz?Eylül şu an tam bu ikilemdeydi. Ali'nin vuruluşu, yere düşüşü...
Ağzından tek kelime düşmüyordu ama gözlerinden yaşlar hızla akıp gidiyordu.
Ali'nin ellerini okşuyor, gitmemesi için yalvarıyordu.Eylül...
Tek kelime çıkmıyordu ağzımdan. Onu böyle bu şekilde görmek... Gözlerimin önünde yere yığılışı...
Okşadım yeniden saçlarını, kızlar ambulansı arıyorlardı sanırım.
Ellerini tutup dudaklarıma götürdüm."Aşkım.. Ben buradayım tamam mı? Sakın gitme benden. Lütfen gitme."
Gözleri hafif açıktı, bayılmamıştı ama zor dayandığı her halinden belliydi.
Yine, yeniden kendimi suçladım. Tüm bunların sorumlusu bendim.
BEN.3 Gün Önce
Otobüs Istanbul'a varmıştı. Önce kızlar inmişti, sonra erkekler.
Onları karşılamaya Ali'nin babası gelmişti."Oğlum!"
"Baba. "
Ali ve babası sarılırken kızlar da valizleri çekiştiriyordu.
Eylül de gitti ve babası sayılan adama sarıldı."Sonunda barıştınız yahu!"
"Aşk kazandı baba." Demişti Ali, sonra Eylül'ün elinden tutup öptü.
Eylül *resim* baktı Ali'ye, gülümsüyordu. Mutluydu.
Şimdi evlerine gidecektiler.Herkesin içinde Ali biren eğilmişti dizlerinin üzerine.
"Seni çok üzdüm ama, yine de beni affeder misin? Benimle gerçekten, yeniden evlenir misin?"
Eylül büyük bir sevinçle 'Evet.' demişti ki, kızlar coşkuyla onları alkışlamaya başlamıştı.
"Yarından sonra, hepinize yemek ısmarlayacağım. Tamam mı?"
Herkesten onaylar sesler çıkınca evlere dağılmışlardı.
3 gün sonra, yemeğe giderken
3. KişidenSilahlı adam belindeki silahı kontrol ederken etrafa bakıyordu.
Hedefini gördüğü an silahını çıkartıp tetiğini çekmişti. Nişan alıp beklemeye başlamıştı.
Eylül, Ali'nin kolunda yürüyordu.Eylül
Restorana doğru yürüyorduk. Ali, elimi nedensizce çok sıkarken bir silah sesi gelmişti.
Kimin vurulduğuna bakarken, Ali'nin vurulduğunu görmüştüm.
Ali'nin, benim Ali'min...
Ali, sesli bir iniltiyle yere düşünce bende onunla birlikte dizlerimin üzerine düşmüştüm.
Onu bu şekilde görmek...
...
Eylül
Ambulansın gelmesini bekliyorduk. Ali her geçen saniye daha da güçsüzleşiyordu.
Gözlerimden yaşlar akarken nefes alışım zorlanıyordu. Sonra karşımda bir silüet belirdi, sarışındı galiba.Tek kelime edemiyordum... Elindeki silahla bana bakan Serkan'dı.
Merve'nin eski sevgilisi, Kaan'ın babası..
Önce güldü, Ali'ye baktı. Sonra eğildi ve yüzümü kendine çevirdi."Bitti. Merve'yi benden aldınız, bende sizden onu aldım!" Dedi tek nefeste.
Alamazdı, kimse benden Ali'yi alamazdı.
Pişkin pişkin gülerken ona bir tokat attım. Sonra ağzıma ne gelirse bağırıp çağırmaya başladım. Ali gidiyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum."Bir şey yapın! Ambulans çağırın!" Diye bağırıyordum.
Yardım çağırımı biri duymalıydı, KIZLAR!
ONLAR NEREDEYDİ?Artık gücümün kalmadığını hissediyordum, yavaşça kendimi Ali'nin yanına bıraktım. Onun kokusu içime dolarken Serkan konuşmuştu.
"Tek nefes, tek kurşun."
....
Hastanedeydiler. Hepsi hastanedeydi.
Eylül kendini bıraktıktan bir kaç dakika sonra ambulans gelmişti.
Kızlar polise haber vermeye gitmişler, erkeklerde hastaneye gitmişlerdi.Ali'nin durumu krikti...
Cemre'den
Eylül'e sakinleştirici vermişlerdi. Ali'yi ise ameliyata almışlardı. Saatlerdir gelecek iyi haberi bekliyorduk.
Hemşirelerin biri giriyor diğeri çıkıyordu.
Eylül geçen her dakika daha çok ağlıyordu. Kimsenin ona diyecek tek lafı yoktu, onun acısını hiçbirimiz anlayamazdık.
Onun saçlarını okşadım, gözlerinden yaşlar akıyordu. Polisler Serkan'ı yakalamak için uğraşıyordu.
Eylül, hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ederken Songül geldi yanımıza."Kardeşim, ağlamanın Ali'ye hiç bir faydası yok. Kendine zarar veriyorsun. Ağlama anasını satayım! Ağlama."
Kader de geldi sonra, Meral de su almaya gitmişti.
Hepimiz perişandık, ama Eylül'ün acısı en büyük olandı.
Ağlayacak gözyaşı bile kalmamıştı neredeyse.Eylül, Ali ile olan fotoğrafına bakarken bende ağlamaya başlamıştım.
Hadi Ali, gel... Şu kızı üzme.......
Devam Edecek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Savaşı EyAl
Romance"Ben seni 8 yaşımdan beri seviyorum.." "..." .... Eylül, çocukluk aşkı olan adam için canını vermeye razıydı. Onun gözlerine ilk baktığında aşık olmuştu ona. O günden beri de kafasındaki tek isim o olmuştu.. ---EyAl---