On Üç. 'Aşık olmuşum, haberim yok.

276 20 9
                                    

"Özledim." Ali, bunu belki yüzüncü kez belki de bininci kez diyordu.
Gözleri kızarmıştı.
Eylül gideli tam 1 ay oluyordu bugün. Onsuz geçen tam 30 gün...

Kaan'ı gerçek babasına vermiş, soyadını geri almıştı ondan.
Merve'den nefret ediyordu. Ama o olmasa; Eylül'e aşık olduğunu anlamayacaktı.

Gülümsedi elindeki resme, konuştu sonra.

"Baba, ben aşık olmuşum haberim yok."

"Öyledir evlat. Aşk olmasa dayanamaz insan, ben annene aşığım. Aşık olmasam onunla bir dakika bile durmam."

"Haklısın baba. Ama biz boşandık.."

"Yaptığınız kağıt üstünde bir evlilikmiş zaten oğlum! Bana yalan söylemişsin."

"Baba.."

"Tamam, oğlum. O konuları açacak değilim. Sen; aşkının peşine git."

"Gideyim değil mi baba?"

"Git, oğlum."

...
"Eylül için hala umut yok mu, doktor?"

"Maalesef. Şimdilik durumu aynı, iyiye gitmesini planlıyoruz ama her şeye hazırlıklı olun."

Cemre, bir kez daha yıkılmıştı. Tam bir ay, bir aydır Eylül komadaydı. Doktorlar böyle devam ederse organlarının iflas etmeye başlayacağını söylüyordu.

Flashback

O adımı attıktan tam 10 Kilometre sonra, o kaza olmuştu.
Eylül yol boyunca ağlamış, gözlerinin yaşını kurutmuştu.
Elinde Ali ile olan bir fotoğrafı, onu öpüp durmuştu.
Sonra otobüs, karşıdan gelen kamyonla çarpışmıştı.
O kazada durumu ağır 4 kişi, hafif yaralı 8 kişi vardı.
Eylül, çarpmanın şiddetiyle kafasını cama çarpmış bayılmıştı..
Ali ile olan fotoğrafı ise yere düşmüş ve o otobüsle birlikte kül olmuştu.
O günden beridir de hasteneydi..
Flashback End.

Ali, Meral'i aramıştı. Songül ve Kader açmayınca umudu Meral'de aramıştı. Ama o da açmamıştı. En son Cemre'yi aramıştı. Cemre zorlukla açmıştı telefonu.

"A-Ali?" Dedi zorlukla. Sesi boğuk boğuktu. Ağlamaktan kızarmış gözleri de dahildi ona.

Ali, "İyi misin, Cemre?" Diye sormuştu tek nefeste.
Arkadan gelen ağlama sesleri onu daha da korkutmuştu.

"Hayır." Demişti Cemre.

"Eylül... O iyi mi?" Diye sormuştu Ali.

Cemre yine olumsuz bir cevap verdiğinde Ali, göğüs kafesinin sıkıştığını hissediyordu.

"Neredesiniz siz?" ,

"Hastanede."

Ali, hastanenin adını öğrenince hızla arabasını o tarafa yönlendirmişti.
Şoförle değil; kendisi gelmişti.
....

Hastanede.

Kızlar her şeyi Ali'ye anlatınca, Ali ortalığı birbirine katmıştı.
Her şeyi fırlatmış, kırmıştı.
Songül sinirle ona bağırmıştı.

"Yeter lan! Bu yaptıkların onu geri getirmeyecek!"

O an, Ali anlamıştı.. Eylül'ün durumu çok ağırdı..

"Özür dilerim," dedi fısıldar gibi.
Sonra çıkışa gitti, Eylül'ün kaldığı yeri sordu. "56. Yoğun Bakım Odası"

"Saolun."

...

Doktor şeklinde içeri girdi Ali, hasta yatağında yatan Eylül'e baktı.
Bağlı olduğu cihazlara, kalp atışının hızına, sesine..
Yüzünde hafif hafif yara izleri vardı. (1 aydır hastanede, yaraları iyileşmiş)
Ama en çok omzundaki yaraya baktı Ali, Eylül'ün dövmesi vardı orada.
'A' yazıyordu. Dövmesinin üzerinde çapraz bir yara vardı. ( "/" bu şekle benzer.)
Dövmeye dokundu Ali, okşadı bir kaç dakika.
Eylül'ün yüzüne baktı, zayıfladığı çok belliydi.

Aşk Savaşı  EyAlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin