S*çtı Cafer bez getir, yayıldı tez getir...

2.5K 160 533
                                    

Bölümü geç yazmaya başladım çünkü eve biraz geç geldim. Daha erken yayımlamadığım için üzgünüm!

Ve sınırı geçtiniz! Oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim! Hayalet okuyucularım ise kalbimi çatır çatır kırmaya devam ediyor... Bir sonraki bölüm için:

Oy Sınırı:45

Yorum Sınırı:500

Oy vermeden ve yorum yapmadan geçenler birbirinin hakkına giriyor ona göre :D 

Herkes her şeyi unuttur dedim ve hiç unutmam tarih bile unuttu tekerrür ettiği yeri.Kara tarihin, kötü sayıların, çirkin tahayyüllerin, dolu hinliklerin bile üzerini örten zaman, benim beynimde fil.Zamanın üzerini örttüğü her dün, benim göğsümde pim.

Geçen bölümden alıntı:

'Peki ya... ' Sözümü kesti ve daha keskin baktı gözlerimin içine.

'Dur bir dakika, sen neden evlilik konusunu bu kadar çok merak ettin? Birisine aşık olmadığına gerçekten emin misin?'

Şimdiki zamandan devam:

Bu soruyu sorarken sanki gerçekleri zaten biliyor da bir de benim ağzımdan duymak istiyor gibiydi. Ya da tüm bunlar benim paranoyamdı. Paranoya yaptığımı fark ederek ölümüne inkar etmeye ve bunu yaparken saçmalamaya  başladım:

'Aa! Hayır dedim ya hocam! Hem ne alakası var? Merak edemez miyim? Ne olmuş yani özellikle evlilik konusunda daha fazla sorduysam? Bu illa birisine aşık olduğum anlamına mı geliyor, hı? Yani siz şimdi birisine evlilik ile ilgili iki üç tane soru sorarsanız o kişi sizin başkasına aşık olduğunuzu mu düşünmeli?'

'Papatya, arada nefes al konuşurken bak bana emanetsin, eğer böyle konuşurken ölürsen hem ailene hesap veremem hem de mezar taşına 'Konuşurken nefes almayı unuttu mübarek' yazdırırım, anladın?'

'Hıııı siz çok biliyorsunuz hocam!'

'Tabi ki biliyorum. Ha ayrıca saçmalayarak kafamı karıştırmaya çalıştığını da fark etmedim sanma. Bu da aslında reddettiğin şeyin gerçek olduğu manasına gelir. Yani birisine aşıksın.'

'I ıh aşık değilim ben! Sadece sırf evlilik konusunda daha fazla soru sordum diye böyle bir anlam çıkarıp bu soruyu tekrar sorduğunuz için sinir oldum ve azıcık hızlı konuştum!'

'Yahu M134 makineli tüfeğin kurşun sıkma hızı senin konuşma hızının yanında halt etmiş sen hala gelmişsin diyorsun ki azıcık hızlı konuştum!'

'Öyle mi hocam? Hah! İyi o zaman ben daha çok konuşup başınızı ağrıtmayayım da gidip araştırma yapayım. Malum, bana öğretecek olan kişi benim konuşmama katlanamıyor ya!'

Gür bir kahkaha yankılandı evin içinde Toprak'ın dudaklarından dökülen ve birisi kalbimden büyükçe bir parçayı kopardı sanki... O ne güzel gülüş öyle vicdansız adam?..

'Ben sana çok konuşuyorsun ve başımı ağrıtıyorsun mu dedim Papatya? Sadece çok hızlı konuşuyorsun dedim. Niye alınganlaştın sen son zamanlarda bu kadar?'

'Yok, alınganlaşmadım ben hiç...' dedim haklı olduğunu fark edince. Sırtındaki yastığı çıkardı ve ben ne olduğunu algılayamadan çat diye yüzüme vurdu. Şok içinde baktım ona.

'Hocam, ne yapıyorsunuz ya! Ay öyle vurulur mu aniden? Korktum!'

'Korktuysan eğer kendine gelmişsin demektir. Hadi soru sormaya devam et.'

Hoca Branşın Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin