BUZLAR GRUBU 15 YENİ MESAJ.
Kardelen: Bu hafta sonu basketbol turnuvasının kızlar maçı var.
Kardelen: Hazır mısınız gönlümün çiçekleri!?!
Ahsen: Her zaman patron!
Kardelen: Aferin asker, şimdi sırana geç.
Gece: Hazırım efendim.
Kardelen: Kızlar şaka maka bu maçı ya aldık ya aldık.
Kardelen: Alamazsak ödül Ateş'lere gidecek.
Kardelen: Ölürüm de buna izin vermem.
Kardelen: Tamam Eflah çok güzel bir bebek olabilir ama olmaz yani anladınız mı olmaz.
Ahsen: Öhöm.. Haklısın çiçeğim, balım.
Ahsen: Bartu bana bakarken erisem de biz kazanacağız lan!
Gece: Kızlar, yoksa...
Kardelen: GECE SUS.
Ahsen: O AĞZINI AÇAYIM DEME SAÇINI BAŞINI YOALRIM BAK.
Gece: Ne ya, yoksa siz çok mu hırslandınız diyecektim.
Kardelen: Ay.
Kardelen: Tabii bebweğim çok hırslandkl.
Ahsen: webet hırsdndık.
Gece: Hım. Anlıyorum....
Gece: SİZ AŞIK OLMUŞSUNUZ.
Kardelen kişisi Gece kişisini gruptan çıkardı.
Sinirle ön sırada oturan Kardelen'e elimdeki kalemi fırlattım. Hocanın uyarı dolu bakışları bana döndüğünde hızla başımı eğdim. Ahsen yan tarafımda sırıtırken ters bir bakış attım. Bugün başka bir okulla basketbol maçımız vardı. Günlerdir buna hazırlanıyorduk ve o kadar meşguldüm ki kafamı kurcalayan şeyleri bir kenara atmıştım. Derin bir nefes alıp Hiç'in mesajlarını okurken pencereden dışarıya baktım. Kimdi bu? Ve en önemlisi sakladığı şey neydi? Zilin çalmasıyla birlikte kızlar hızla ayaklanmıştı.
"Haydi Buzlar, maç zamanı!" Ahsen heyecanla konuştuğunda sıradan kalkıyordum. Sınıf arkadaşlarımız bizi destekleyen cümleler kurarken sınıftan çıkmıştık.
"Şimdi heyecandan düşüp bayılacağım." Kardelen bir elini kendine yelpaze yapmış sallarken konuştuğunda gülerek ona baktım.
"Alt tarafı bir maç," dedim gülmeye devam ederken.
"Alt tarafı dediği maça bir haftadır hazırlanması haricinde bir sorun yok bence," dedi Ahsen.
"Ne var?" dedim soyunma odasına girerken. "İşimi garantiye almayı seviyorum."
Hızlıca formalarımızı çıkarıp maç formalarımızı giyerken takımdaki kızlar aralarında bir şey konuşuyorlardı tam onlara katılmak için hareket edeceğim sırada telefonuma bir mesaj gelmişti. Siyah çorabımı dizime kadar çekerken telefonu elime almıştım.
Hiç: Başarılar güzel Lilyum.
Hiç: Bugün seni izleyemeyeceğim ama eminim her zamanki gibi sahaya ışık saçacaksın.
Mesaja cevap vermek yerine telefonumu tamamen kapatıp ayağa kalktım. Saçlarımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptığımda Murat hoca soyunma odasına girmişti.
"Buzlar, hazır mısınız?"
Derin bir nefes aldım.
İşte başlıyorduk.
"Gece." Murat hoca bana seslendiğinde hep birlikte soyunma odasından çıkıyorduk. "Bu maç bizim için çok önemli. Alırsanız şehirlerarası maçlara çıkacağız."
"Biliyorum hocam," dedim sahanın kenarında yerlerimizi alırken. Kapalı spor salonu neredeyse doluydu.
"Bugün iyi bir oyun kurucu olmanı istiyorum." Elindeki su şişesini bana uzattı. "Hücumların kusursuz olmalı." Hırsla başımı salladım. Maçın başlamasına çok az bir süre kalmıştı. Kardelen ve Ahsen sahada ısınırken yerimden kalkıp yanlarına doğru ilerledim. Bu sırada tribünlerdeki bir çift siyah göz dikkatimi çekmişti.
Ateş grubu full takım buradaydı.
Bakışlarımı hızla Asil'den kaçırırken Ahsen'in Kardelen'e attığı topu çevik bir hareketle kapıp potaya attım.
"Nesin sen goddess of balls mu?" dedi Ahsen potaya attığım topu izlerken.
"Gece reis bizi coşturuyor," dedi Kardelen elindeki topu yerde sektirirken. Sahanın içinde düdük sesi yankılandığında maçın başlayacağını anlamıştık. Karşı takım sahadan içeri girerken tek tek hepsini kısaca süzmüştüm. Bizim formalarımız siyahtı. Onların mavi formaları vardı ve kızların boyu o kadar uzundu ki bir ara Kardelen'e kısık sesle küfür ettiğini duydum.
Hepimiz yerlerimizi aldığımızda karşı takımın oyun kurucusu olduğunu düşündüğüm sarışın kıza başımla selam verdim. Aynı karşılığı aldığımda top aramızda havalandı ve sarışın kız topu tuttuğu gibi koşmaya başladı. Sınıf arkadaşlarım haricinde okulda tanımadığım insanların bile bizi desteklediğini duyduğumda hızla kızın arkasından gittim. Topu almak için sol tarafına yöneldiğimde topu sağ tarafına çevirip arkadaşına pas attı. Kardelen topu kıvrak bir hareketle kızdan alırken tribünlerdeki sesler çığlıklarla dönmüştü.
"Haydi kızım," diye mırıldandım koşmaya devam ederken. Kardelen topu potaya gönderdiğinde top filelerden içeri girdi ve ilk sayımızı almış olduk.
"Yes!" Ahsen heyecanla bağırdığında ben de gülüyordum.
"Helal lan!" Şaşkınlıkla tribünlere baktığımda Eflah'ın iki elini ağzının kenarına yerleştirip bağırdığını görmüştüm. Bartu sinirle onu tutup yerine oturturken bakışlarım Kardelen'i buldu. Başını öne eğse de yanaklarının kızardığını görmüştüm.
Maç uzun bir süre soluksuz devam etmişti. Berabereydik ve neredeyse bir sayı kazanacaktık ama öyle aptalca bir hareket yapmıştım ki bu bize sayı kaybettirmişti. Deli gibi sinirliydim. O yüzden elimde sektirdiğim topu yere öyle sert çarpıyordum ki avucum kızarmıştı. Karşımda bana doğru gelen kıza baktım. Bakışlarım potaya çevrilirken aramızdaki mesafeyi hesaplamaya çalışıyordum. Eğer topu buradan potaya atabilirsem bu bize üçlük sayı kazandıracaktı ve maçı da kazanacaktık. Kulaklarım uğuldarken artık seslerin hepsi bulanıktı. Sadece yere çarpan topun sesi ve aldığım nefesin sesleri vardı. Bir de bana doğru koşan şu dev kızın ayak sesleri. Derin bir nefes aldığımda topu yavaşça sektirdim. Bunu yapabilirdim.
Yapacaktım.
Sadece potaya baktım. Kendime düşünme şansı tanımadım ve ayarladığım mesafeden topu havaya kaldırıp potaya doğru attım. Top yuvarlandı, yuvarlandı ardından potaya çarptı, daha sonra filelerden içeri girdiğinde bir düdük sesi duydum. Sonra çığlıklar. Herkes bir tarafa koşmaya başlarken birisi boynuma atladı. Gözlerim potanın yan tarafında yanan kırmızı ışıklara kaydığında sırıttım.
Kazanmıştık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lilyum | Texting
Teen Fiction+054****: Her gece sokak lambasının altına bıraktığın zambaklar bir gün solacak. +054****: Kimsenin seni görmediğini düşünüyorsun. +054****: Ama ben görüyorum. +054****: Bugün o duvara bir çentik daha atma. Bırak 1230 çentik olarak kalsın.