Saatlerce bilgisayar başında kodlarla uğraşmıştım. O kadar çok işim vardı ki hiçbir şey yememiştim. Aç ve yorgundum. Oturduğum tekerlekli sandalyeye yaslanarak kıyafetlerime bir göz attım. Tatlı bir dağınıklık vardı üzerimde. Siyah deri eteğim yukarıya doğru kıvrılmış, gömleğimin altındaki siyah sütyenim görünüyordu.
Gözlerimi ovaladım ve ofladım.
İşe biraz ara vermeliydim. Gözlerim bile açılmıyordu. Esnerken kapım çalınmadan pat diye açıldı. İlk başta biraz tedirgin olsam da bu şekilde sadece Amanda'nın kapıyı açtığını anımsadım."Hey, Eva! Neler oldu bilemezsin! Of Tanrım!"
Kaşlarımı çatarak heyecanlı arkadaşıma baktım. Ne için bu kadar heyecanlıydı?
"Neler oluyor Amanda?"Gülümsedi.
"Uzun zamandır serbest bir şekilde çalışıyorsun. Biliyorsun Eva, bir patronun yoktu. Bugüne kadar tabii."Kaşlarım hayretle havaya kalktı.
"Nasıl yani?"
Diye mırıldandım.Bir patrona ihtiyaç duymuyordum! Lanet olsun.
"Yeni bir patrona sahipsin, tatlım!Ayrıca şanslısın ki patronun çok yakışıklı! Tabii benim sakso çektiğim sexy patronumdan daha yakışıklı olamaz ama."
Koluna bir tane vurdum. Kıkırdadı.
"Neyse ne. Sana haberi vermeye gelmiştim. İşlerim var anlarsın ya."
Göz kırpıp haylazca odadan çıktı.Yerimden kalkıp ardından odadan çıktım. Ama hızlı adımlarla -ki o topuklularla nasıl yapıyordu bilmiyorum ama benden uzaklaşmıştı. Girişte Anna vardı. Yanına gittim.
"Patronumun olacağını ne zaman haber verecektiniz Anna Hanım?"
Anna tedirginlikle yüzüme baktı.
"Özür dilerim, Bayan Moss. Size söylemeliydim."Kaşlarımı çatıp yüzüne doğru eğildim.
"Umarım bu hata bir daha tekrarlanmaz Anna Hanım?"Sesli bir şekilde yutkundu.
"Elbette, bir daha tekrarlanmayacak Bayan Moss."Geri çekilerek koridorun sonundaki kahve makinasına ilerledim. Uykumun açılması için filtre kahveye ihtiyacım vardı. Bir kupa alıp kahve doldurdum. Gözlerimi kapatarak sıcak kahveyi kokladım. O kadar muhteşem bir kokuydu ki. Anında rahatlamıştım.
"Orgazm olduğunu düşünmeye başlayacağım Eva."
Gözlerimi açarak tedirginlikle Leo'ya baktım.
"Tanrı aşkına, korktum Leo!"Sinsice gülümsedi.
"Bu kahveden bende içmek istiyorum. Benimde rahatlamaya ihtiyacım var."Gözlerimi devirdim.
"Git kendini becer Leo."Beni masaya yaslayıp ellerini iki yana koydu. Kulağıma doğru eğildi ve konuşmaya başladı.
"Seni becersem daha güzel olmaz mıydı?"
Nefesi içimi gıdıklıyordu.Onu iterek kollarının hapsinden kurtuldum.
"Asla olmayacak hayaller kurmayı kesmelisin."Geri çekildi ve sırıttı.
"Göreceğiz, Bayan Moss."Kahvemden büyük bir yudum aldım. Bu sırada Leo'da kahve makinası ile uğraşıyordu.
"Yeni patronun hakkında ne düşünüyorsun?"Omuz silktim.
"Görmedim bile.""Benim de kızlardan duyduğum tek şey kasları ve dövmeleri."
Gözlerimi devirdim.
"Oh Tanrım. Kaslı bir patrona sahibim. Bu harika(!)"Leo güldü ve kahvesinden bir yudum aldı.
"Neyse, gitmem gerek. Bana ihtiyacı olan çalışanlarım var. Sonra görüşürüz."
Göz kırptı.Gülerek el salladım.
"Bay."Kahvemle birlikte odama geri döndüm. Odamın içerisine girip kahvemi masanın üzerine koydum. Dağılmış saçlarımı ve kısa siyah deri eteğimi düzledim. Üstümdeki derin dekolteli beyaz gömleği de düzenledim.
Altın sarısı saçlarım belime kadar dümdüz uzanıyordu.Aynada işim bitince esnedim. İş çıkışına sadece 1 saat kalmıştı. Biraz daha dayanabilirdim ve sonra eve gider iyi bir duş alırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
touch me, boss
Short Storyvücuduma dokun, ellerini kadınlığımda gezdir. evet, bu çıldırtıcı. +18 ©goddessvera