Dili damağıma değdiğinde inledim.
Kendimi durdurmam gerekti ama bunu yapacak güç bende yoktu."Cameron."
Diye inledim. Adını ilk defa ağzımdan duyduğu için şaşırdı biraz bekledikten sonra dudakları dudaklarımdan ayrıldı. Kan kırmızısı rujumun dudaklarına yayılmış olması kasıklarımı sızlatıyordu."Bana hep adımla seslen."
Diye mırıldandı.Gözlerine baktım.
"Şirket kuralları gereği-""Sikerim şirketi de kuralları da kızım adımı ağzından duymak istiyorum."
Duvara yasladığı kolunun altından geçmeye çalıştım.
"Siz benim patronumsunuz ama ben buna rağmen yeterince aptalca şey yaptım! Böyle devam edemeyiz."Kaşlarını çatarak beni duvara iyice yasladı.
"Ben nasıl istersem öyle devam ederiz Eva. Bundan zevk almadığını da söyleyemezsin!"Güldüm.
"Seni ciddiye alamıyorum."Kaşlarını kaldırdı. Şaşırmıştı.
"Ne?"Gülümsedim.
"Dudağında benim rujum varken seni ciddiye alamıyorum."Tıslayarak konuştu.
"Sana ne kadar ciddi olduğumu göstereyim o zaman güzelim."
Dudakları dudaklarımı tekrardan esir aldı.
Bu sefer daha tutkuluydu. Hareketleri sertti. Bu beni neredeyse inletecekti. Bundan sonraki adım bizi daha ileriye taşıyacaktı biliyordum.Elleri vücudumda dolaşıyordu, istekliydi. Barın kuytu köşelerinde onunla sürtüyordum ama umurumda değildi. Biri bizi yakalasa yine de dokunuşlarını durdursun istemezdim. O an için umurumda olan tek şey onun içime işleyen dokunuşlarıydı. Ve vücudum dokunuşlarına muhtaçtı.
Ellerimle omuzlarından güç aldım. Kalçalarımdan tutarak beni kucağına aldı. Ve beni çıldırtan hareketini yaptı. Kendini bana sürtmeye başladı. Tanrım, sertleşmişti!
İnledim.
Hırladı.
"Bundan sonrası için senden izin almak istemiyorum ama düşüncelerin benim için önemli. İleriye gitmek ister misin Eva? Hayır deme şansın yok sadece içim rahatlasın diye soruyorum."Kahkaha attım. O kadar güzeldi ki bu hâli.
"Durma Cameron. İleriye git."Sırıttı ve kendini bana sürttü.
"Sana bu berbat barda sahip olacağımı düşünmedin herhalde Eva. Seni eve götürebilmeyi çok isterdim ama dayanabileceğimi sanmıyorum. Arabama gitmemiz gerekiyor."Benden biraz uzaklaşıp elimi tuttu ve çekiştirmeye başladı.
"Hızlı ol, kaybedecek zamanımız yok!""Hey!"
Diye bağırarak onu durdurdum. Bana doğru döndü. Gözlerindeki şevk beni bitiriyordu.
"Dudağında benim rujum varken kalabalığa karışmayı düşünmüyordun ha Kovboy?"Tek kaşını kaldırarak sırıttı.
Elimle dudağını silmeye çalıştım. Silerken elimi yalayan Cameron'a kızgın bakışlar yollamaya çalışsam da bir şey fark etmiyordu. Çoktan ıslanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
touch me, boss
Short Storyvücuduma dokun, ellerini kadınlığımda gezdir. evet, bu çıldırtıcı. +18 ©goddessvera