touch me, boss

0.8"Hisler."

Eliyle kalçamı iki yana ayırdı. Nefes nefese dokunuşlarını hissetmeye çalışıyordum.
Biri yakalar korkusu bile yoktu içimde. Ne ara bu kadar gamsız olmuştum  hiçbir fikrim yoktu. Zaten bir önemi de yoktu. O an için önemli olan tek şey Cameron ve onun dokunuşlarıydı.

Eliyle kalçalarımı iyice ayırdıktan sonra hırlayarak aletini sürtmeye başladı. Tırnaklarımı omzuna batırdım ve inledim. Aleti kalp gibi atıyordu adetâ. Sürtünmesi bile beni bitiriyordu. O mükemmeldi.

"Oh, bebeğim nasıl da ıslanmışsın!"
Hırlayarak aletini deliğimde dolaştırmaya başladı.

İnledim. Gözlerime onayımı istiyormuş gibi baktı. Gülümseyerek onay verdim ve aleti içime girdi.

Kesik bir nefes alabildim sadece. Dar içimde yavaşça git gel yaparken tırnaklarımla sırtını çizmeye başladım.

Zonklayan aleti içimde hareket ediyordu. Cameron hırladı. Hareketlerini hızlandırmaya başladı. Kesik kesik inleyerek onu içime kabul ettim.

"Daracıksın amına koyayım!"
Hayalarının kalçalarıma çarpmasıyla oluşan erotik sesler beni daha da azdırıyordu.

"Oh, Cameron!"
İki elimi de arabaya yaslayıp bacaklarımı iyice ayırdım.
"Daha hızlı!"

Cameron beni çığlık çığlığa bırakacak kadar hızlı bir şekilde içimde gidip geliyordu. O kadar harika bir duyguydu ki..

Eliyle çenemi tuttu. Gözleri şehvetle bakıyordu. Baş parmağını dudağıma sürtmeye başladı. Parmağını öptüm. Derin bir nefes alıp parmağını ağzıma soktu. Hâlâ içimdeyken parmağını emmeye başladım. İnledi ve kendini tamamen içime itti. Çığlık atarak parmağını hafifçe ısırdım.

İçime sertçe köklemeye devam ederken parmağını somurmaya devam ettim.

"Sikeyim, aklımı alıyorsun!"
Diyerek sitem eden Cameron'a parmağı hâlen ağzımdayken gülümsedim. Aklını mı alıyordum? Neden bu kadar hoşuma gitmişti?

Parmağını boğazıma doğru ittirdi. Boğuk bir şekilde inleyip kendimi öne doğru ittim.

"Sana neler yapmamı isterdin Eva?"
Titrek bir nefes alıp,
"Gerçekten hızlı davranmanı isterdim Cameron. Sert bir kovboya ne dersin?"
Diyerek fısıldadım.

Gülerek kendini daha hızlı içime itti. Bu hareketi bana çığlık artırmıştı.
"Gerçekten istiyor musun?"

Dudağımı ısırdım. Hayır, hayır, şu an cesur olma sırası değildi!
"Neler yapabileceğini göster bana Cameron."

Hareketleri daha da sertleşirken arabaya doğru uzandım ve zevkle inledim. O sırada çalan polis sireni ile hareketimiz duraksadı. Şaşkınlıkla etrafa baktım. Çok yakından geliyordu sesler. Cameron hızla içimden çıktı. Ne olduğunu anlayamadan dağılan kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Yırtılmış tangamı da çöpe fırlattım.

Ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu ama yüksek ses beni iyice germişti. Dağılmış üstümle Cameron'a baktım. Onun işi benimkinden kısa sürmüştü tabii.

Dudağını elimle güzelce sildim.
Hırlayarak konuştu.
"Sorun tahmin ettiğimden küçükse onları pişman edeceğim."
Derin bir nefes aldı.
"Siktir, kendimi çok dolu hissediyorum."