I C E P R I N C E |drarry

warm

Harry Dumbledore ile kabuslarıyla ilgili konuşmaya gidiyordu. Aslında çok büyük bir şey yoktu. Sıradan kabuslardı, artık alışmıştı. Sadece biraz içini rahatlatmak ve belki de Draco ile ilgili birkaç şey sormak istiyordu. Mesela neden herkesten uzakta gizli bir odası olduğu ile ilgili sorular.

Draco hakkında ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Artık eskisi için sinirli veya kinli değildi ama bu kadar çabuk onu affetmesine de şaşırmıştı. Eski Draco'nun gerçek Draco olduğunu düşünmüyordu. Tabii Draco hala kibirli, kendini beğenmiş biriydi ve kötü özellikleri vardı ama bu özellikler onu çok çekici  kılıyordu. Ve gözleri, ince vücudu, gülüşü...

Hayallerinden sıyrılıp Dumbledore'un odasına girecekken Draco dışarıya fırladı, etrafı soğuk hava dalgası kapladi ve koridor duvarına çarptı. Harry şaşkınlıkla bakarken Dumbledore ofisinden çıktı ve Draco'nun yanına koştu. Sakin olmasını ve yatışmasını söylüyordu.

Draco deli gibi titriyordu ve sayıklıyordu.  "Çok soğuktu çok s-soğuk. Durdurama-dım. S-soğuktu." Gözlerindeki bakış çok boştu. Sanki başka bir yerdeydi.

Dumbledore asasını çıkardı ve Draco'ya tuttu. Kısa süre sonra Draco gözle görünür şekilde  düzelmeye başladı. Kendine gelmişti ama hala titriyordu. Dumbledore yüzündeki acı ifadeyle çocuğa baktı, daha sonra Harry'e döndü.

"Kusura bakma Harry. Genç Draco birkaç sorunla mücadele ediyor ama artık iyi. Senin için sorun olmazsa ona odasına kadar eşlik edebilir misin? " Sanırım  Dumbledore Draco'nun odasına olan küçük yolculuğunu biliyordu. Onayladı ve Draco'nun koluna girip ayağa kalkmasına yardım etti. Draco itiraz etmeden Harry'nin koluna tutundu.

Vücudunun Draco'ya değen kısımları üşüyordu ama artık çocukla birlikte olduğunda üşümeye alışmıştı. Birkaç Slytherin'in garip bakışları altında zindanlara indiler ve koridorun sonuna ulaştılar. Draco elini güçlükle duvara koydu ve duvar yıkıldı. İçeri birlikte girdiler.

Harry nazikçe Draco'yu yatağa yatırdı. Draco bir şeyler mırıldandı ama Harry anlamadı.  Draco'nun üstünü ince yeşil bir örtüyle örttü.
Daha sonra buz gibi odayı azıcık olsa bile ısıtmak için şömineyi yaktı. Girmeden önce son bir kez daha Draco'ya bakmak için yatağa yaklaştı. Gözleri kapalıydı. Hala titriyordu. Harry çok çaresiz hissetti. Yapabileceği bir şey olmadığını biliyordu. Gitmek için dönüyorken Draco Harry'i kolundan tutup yatağının içine sürükledi.

Harry sersemlemiş bir şekilde Draco'ya baktı. Gri gözleri açılmıştı ve aynı şekilde Harry'e bakıyordu. Titreyen elini kaldırdı ve Harry'nin  gömleğinin düğmelerini zar zor açtı. Sonunda  Harry'nin göğsü ortaya çıktığında elini yavaşça göğsüne koydu. Titremesi bir süre sonra durdu ve yüzünü huzurlu bir ifade aldı.

Şaşkın şaşkın bakan Harry'i görünce Draco açıklamaya karar verdi. "Ben sıcağı hissedemiyorum. Sen... seni hissedebiliyorum. Çok sıcaksın."

Harry ne tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Başta üşümüştü ama artık rahat hissediyordu. Açıkçası Draco'nun ona dokunması hoşuna gitmişti. Daha fazlasını istiyordu.

"Draco,bana ne olduğunu anlat. Neyin var?" Draco sorusuna karşılık iç çekti. Parmağıyla Harry'nin göğsünde daireler çizmeye başladı. "Anlatmaya korkuyorum. Neler yapabileceğimi bilmiyorsun. Sana zarar vermek istemiyorum."

Harry gülümsedi. "Ne zamandır beni umursuyorsun? "

"Yaklaşık 6 yıldır. Sadece duygularımı farklı yöntemlerle belli ediyorum."

Harry göz devirdi."Konuş benimle Draco. Başıma o kadar çok şey geldi ki. Kendimi savunabilirim." Yani savunabileceğini umuyordu. Draco söz konusu olunca pek emin değildi.

Draco elini Harry'den çekti. Sırtını Harry'e döndü. Yeşil örtüsünü üstüne doğru çekerek düşüncelere daldı. 2 dakika geçtikten sonra konuşmaya karar verdi. "Yarın, yemekten erken ayrılıp gel. O sırada zindanlar boş oluyor.  İlgi çekmek istemeyiz, değil mi?"