talk

3.3K 326 101
                                    

Hermione'den yediği azarlar ve aldığı tavsiyelerden sonra Harry Draco'yu gizli gizli takip etmek yerine normal insanlar gibi konuşmak için fırsat aramaya başladı. Düşündüğünden zordu. Ne zaman bir adım atmaya kalkışsa ya donup ne diyeceğini unutuyor ya da Draco çoktan kaçıp gitmiş oluyordu.

Bir gün dünya yüzüne gülmeye karar verdi. Ron'un derslerden çakmasına az kaldığı için Hermione ona öğretmenlik yapmaya karar vermişti. Harry'i de davet etmişti ama Harry yeni çifte kuşa üçüncü teker olmak istememişti. Ama tamamen bomboştu ve yapacak hiçbir şeyi yoktu. Koridorlarda rastgele dolaşmaya başladı. Aklında belli bir kişi dolaşıyordu. Niye bu kadar aklını kurcaladığını düşünüyordu.

Omzunda bir el hissetti. Buz gibi. Bir an tüm vücudu irkildi. Daha sonra onu durduran kişinin sesini duydu.

"Potter."

Kafasını çevirdi ve gri gözlere kilitlendi. Bir an çok hayal kurduğunu ve karşısındakinin de bir hayal olduğunu sandı.

Bu sefer adını nefret dolu bir şekilde söylememişti. Fark etti ki o kadar bakışmadan sonra bu sene ilk konuşmalarıydı. Normalde bin kere kavga etmeleri daha sonra asalarını çekip çocukça düello lazımdı ama sanırım bu sene her şey farklıydı.

"Malfoy?"

Draco elini Harry'nin omzundan çekti. Siyah eldivenlerini giymişti. Harry aynı zamanda Draco'nun ilk defa birine isteyerek temas ettiğini görmüştü. Garip bir şeyler oluyordu.

Draco elini mavi saçlarından geçirerek düzeltti. Harry bu hareketine karşı erimiş gibi hissediyordu. En ufak hareketi ona çekici geliyordu ve neden bu kadar çekici olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Hermione'nin bir fikri vardı ama bunu düşünmek istemiyordu.

Draco alt dudağını ısırdı. Yardım istemeye çekiniyordu ama zorunda olduğunu biliyordu."Kabul eder misin bilmiyorum, ama yardımına ihtiyacım var. Çataldili biliyorsun değil mi? "

Harry yanlış duyduğunu sandı. Birinin niye çataldiline ihtiyacı olsun ki? "Evet, biliyorum." Duraksadı. Draco'nun bir şeyler planladığını kendisi söylüyordu. Bu da onu kaçırma veya öldürme planlarından biriyse? Aptal değildi, yılanları içeren bir şeyde Draco'ya yardım etmeyecekti. Ama Draco'yla konuşmak istiyordu. Asıl bu fırsatı kaçırırsa aptallık olurdu.

"Yani yardım edebilirim." Bu sefer şaşırma sırası Draco'daydı. Kabul etmesini beklemiyordu. Sadece gerçekten çaresizdi. Niye kabul etsin ki? 5 yıldır Harry'nin hayatını cehenneme çevirmişti. Sadece arkadaşlığını geri çevirmesine sinirliydi. Babasının onu doldurmasıyla siniri biraz daha artmıştı. Ve Harry'nin çok sevilmesiyle biraz daha...

"Güzel. Beni izle Potter." Döndü ve koridorda ilerlemeye başladı. Harry de ona uydu. Adımları çok hızlıydı. Koridorları geçtiler ve zindanlara indiler. Birkaç Slytherin ona garip garip baktı ama ne Draco ne Harry umursadı. Kimsenin uğramadığı ıssız kısımlara geldiklerinde Draco durdu. Duvara doğru döndü ve bir şeyler fısıldadı. Duvar titredi ve yıkılarak yere döküldü. Bu şatoda akıl almayacak kadar fazla gizli geçit vardı.

Draco içeri girdi. Harry'nin şaşkın bir şekilde arkasında durduğunu fark edince gülümsedi ve gelmesi için işaret etti. Daha önce Harry'e küçümeseme amacı dışında hiç gülümsememişti. Bu seferki sıcaktı.

"Odama hoş geldin, Potter."

I C E P R I N C E |drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin