Onların yanında geçirdiğim 5. Ayımdaydım. Artık bana daha yakınlardı. Hepsi ailem olmuştu sanki. Bir gece sona'nın acı içinde inlemesiyle uyanmıştım. Telaşla ışığa koştum ve ışığı açtım. Karnı kanıyordu. Bunun sebebi ise benim tüylerimden biriydi. Korkarak Kayn'ın odasına koştum onu uyandırıp durumu anlattım. Beraber tekrar Sona'nın yanına döndük. Kayn Sona'yı sakinleştirmeye çalışırken karnındaki tüyü çıkarıp bana uzattı. Tüyü tutup incelemeye başladım. Ucu çok keskin bir tüydü.
Kayn Sona'ya bakıp bir şeyler söyledi. Daha sonra Sona başını sallayıp Kayn'a yaslandı. Kayn onu odanın köşesindeki piano benzeri şeye götürdü. Sona hızlıca bir müzik çalmaya başladı. O sırada etrafta yeşil bir daire oluştu. Bir süre sonra Sona müziği bırakıp Kayn'dan ayrıldı ve bana bakıp gülümsedi. Kanaması durmuştu. Gelip bana sarıldı.
"Büyüyorsun Xayah. Büyüyorsun miniğim çok mutluyum."
Bana kızmamış olması beni çok garip hissettirmişti ben de ona sarıldım. Sonrasında Kayn gelip tüyü istedi. Ona uzattığımda da biraz o incelemişti.
"Xayah sen savaşmak için doğmuşsun. Bu elimdeki tüy jiletten daha keskin bir uca sahip. Ve bunu kendi kendine oluşturmuşsun. Bu da demek oluyor ki senin güçlerin var. Yarın sabah bahçede nelerin varmış görelim. Haydi uyuyun"
İyi geceler diyip odadan çıktığında Sona da bana gülerek Kayn'ı taklit etti. Çok komikti ben de kahkaha atmaya başladım. Daha sonra yatağa tekrar dönüp uyumaya koyulmuştuk. Ha derseniz ki "sen 10 yaşındasın neden Sona ile yatıyorsun?" Çünkü tek yatmaktan korkuyorum.
Sabah olduğunda hergünki gibi odadan çıktığımda Tresh ile karşılaştım. Kaşlarımı çatıp gülümsedim ve banyoya koşmaya başladım. Her gün banyo için yarışıyorduk. Ve yine ben kazanmıştım! İşlerimi halledip banyodan çıktım. Çıktığımda Tresh hafifçe enseme vurup hergele diyerek banyoya girdi. Gülerek aşağı indim ve mutfağa gittim. Tamam bugün farklı bir şeyler vardı. Mutfağa girdiğim an Sona ile Kayn'ı görmüştüm. İlk başta anlamasam da sonradan Sona'nın Kayn'a yemek yedirdiğini görmüştüm. Donup kalmıştım. Daha sonra öylece sandalyeme oturmuştum. Sona'ya baktığımda suratı kıpkırmızı olmuştu. Kayn ise gülüyordu. Kaşlarımı çatıp onlara baktım.
"Bana gerçeği söyleyin!"
Kayn sırıtarak cevap vermişti.
"Sona bana aşık. Ne yazıkki karşılıksız."
Sona şok olmuş bir suratla Kayn'a döndüğünde Kayn kahkahalar atıyordu. Ee şimdi kız tarafı nazlı olur Sona aniden küstüğünde Kayn özürler dilemeye başladı ve Sona'ya sarıldı. O sırada ise yere düşen bir şeyin sesi ile hepimizin kafası kapıya dönmüştü. Tresh öylece dikilip ikisine baktığında tepkisiyle kahkaha atmıştım. Elindeki kahve bardağını düşürmüş ifadesiz bir şekilde bakan bir Tresh düşünseneze. Kayn aniden Sona'dan ayrılıp boğazını temizledi ve yemeğini yemeye devam etti. Tresh çözüldüğünde kahkahalar atarak masaya doğru gelmeye başladı.
"Kayn bunca yıldır bana hanımcı olduğunu hiç söylemedin yazıklar olsun"
Kayn elindeki ekmeği Tresh'e fırlattı. Daha sonra üzerinde fazla durmayıp yemeğimize devam ettik.
Yemek bittiğinde Kayn ile bahçeye çıktık. Kayn üstüne rahat bir şeyler giyinmişti. Ben hala pijamalarımlaydım tabii.
"Şimdi Xayah, tehlikede olduğunu hisset. Gözlerini kapat ve o siyah adamları düşün. Sana geliyorlar."
Gözlerimi kapatıp canlandırdım. Sağ elimde bir kıpırdanma hissettiğimde hızlıca gözlerimi açıp ellerime baktım. 3 tane tüy vardı. Kayn alkışlayarak bana baktı. Daha sonra ise arkadaki siyah kuklaları gösterdi.
"Şimdi onları vurmalısın"
Tüyleri teker teker kuklalara fırlattım. Siyah olan çoğu şeyden nefret ederdim. Kısacası hepsini tam tutturmuştum. Bittiğini düşündüğümde Kayn'a dönmüştüm. O sırada elimde tekrar bir kıpırdanma hissettim. Elimi hareket ettirdiğim an tüyler bana geri dönmüştü. Tekrar Kayn'a döndüm bana içeri girmemiz için bir işaret yaptı. Beraber içeri girip salona gittik. Bugün pek televizyon izleyesim yoktu. Dışarı bakarken sokaktan geçen sarışın bir çocuk gördüm. Benim gibiydi. Çok şaşırmıştım. Onu bir daha görebilir miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son umut
FanfictionBen Xayah. Asi Xayah. Kabilemi ve ikinci babamı kurtarmak adına çıktığım yolda bana yardım eder misiniz?