Annelik İçgüdüsü?

26 1 5
                                    

Öncelikle bu kitabı yazarken fazla okunma beklemiyordum Wattpad'de lol bilen kesim pek fazla yok çünkü. Ama yine de 100 okunmayı bu kadar sürede aşmış olmak güzel bir duygu.

Eve yaklaştığımızda Neeko bizi camdan görmüş olacak ki kapıdan hızla çıkıp kucağıma atlamıştı. Gülümseyerek onu tuttum ve yanaklarını öptüm.  Neeko'yu Rakan'ın kucağına verip Sona anneme koştum ona sarılıp uzun mavi saçlarındaki nane kokusunu içime çektim.

"Hoş geldin minik kuşum."

Sonrasında ise Kayn babam da sarıldığında annem fazladan sarılma ile şok olmuştu. Kıkırdayarak annemin suratına baktığımda annem donup kalmıştı. Babamı görmeyi beklemiyordu. Geri çekilip özlem gidermelerini izledim. Bu sırada Neeko elimi tutmuştu. Ona döndüğümde Rakan'ın da elini tutuyordu. Gülümsedim, çocuğumuz gibi duruyordu şuan.

"Bakın size ne göstereceğim."

Bizi Tresh'in odasına sürüklediğinde gördüğüm görüntü ile kahkahamı tutamamıştım. Odanın ortasında küçük bir oyuncak masa, sandalyelerde bebekler ve pembe prenses kıyafetli bir Tresh.

"Siz gelmeden önce çay partisi yapıyorduk!"

Tresh seslerle bize döndüğünde onun ifadesiz suratına baktım. Pembe ona yakışmıştı.

"Hey prenses Tresh'in bir isteği var mı?"

Dediğimde Tresh yanındaki pembe tüylerle kaplanmış lambasını sallamaya başlamıştı. Odada kahkahalarım yankılanırken Rakan beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hey hey tamam nefessiz kalacaksın şimdi."

Sonunda gülmem bittiğinde ciddileşerek onunla da selamlaşıp salona döndük. Koltuklara yayılıp televizyonu açtığımızda Tresh çok sevdiği yeşil tekli koltukta, annem ve babam televizyonun tam karşısındaki kanepede sarmaş dolaş, ben ayaklarımı Rakan'ın dizlerine uzatmıştım ve kucağımda da Neeko ile hep beraber televizyon izliyorduk.

Film bittiğinde Neeko ayağa kalkıp bir elini heyecanla havaya kaldırdı.

"Bahçede barbekü yapmaya ne dersiniz?"

Dediklerine katıldığımda babam Neeko'yu tanımadığı için şaşkınca bakıyordu.

"Bu kim?"

Annem hemen 'Xayah ve Rakan'ın çocuğu' diye lafa atladığında suratım kızarmaktan alev almıştı. Babam gülmeye başlayıp Neeko'ya elini uzattı ve beraber markete gittiklerinde ,Tresh bahçede barbeküyü hazırlıyordu, annem ise mutfakta tabakları falan hazırlamaya gittiğinde onaylandığını anlamıştım. Ben hala düşünürken Rakan gelip benim elimi tutmuştu.

"Hey güzelim neden bu kadar utandın ki? Hoşuna gitmedi mi? Yani aslında Neeko'yu ikimiz tek başına bulmuştuk kısmen bizim kızımız sayılmaz mı?"

"Yani evet.. Kızımız olursa mutlu olurum fakat ona karşı iyi bir anne olabilir miyim?"

"Tabii olursun! Seninle çok mutlu o. Hem sorsak hemen kabul edeceğine eminim."

Bana sarıldığında gülümseyip ben de ona sarılmıştım. Neeko geldiğinde bunu ona sormalı mıydım? Hayır hayır.. Biraz zaman lazımdır belki de. Ona yakın olmalıyım.

"Hey, Rakan sen öylece bana sarılarak oturacak mısın?"

"Yani, evet?"

"Hayır! Yürü bahçeye iş yap."

Kahkaha atıp yanağıma öpücük kondurup bahçeye gittiğinde bir süre daha kendi başıma düşündüm. Babam ve Neeko geldiğinde Neeko'yu yanıma çağırıp odama çıktım. Dolabıma ilerleyip ona bir ceket çıkarıp giydirdim.

"Sakın çıkarma bunu bahçede."

"Tamammm."

Uzatarak söylediğinde kaşlarımı çatıp ona baktığımda o da gülümsemişti. Sonrasında dolabımın alt kısmından annemin bana verdiği (ama giyemediğimi asla düşünmediği) ayakkabılardan birini çıkartıp giydirdim. Kullanılmadıkları için temizlerdi zaten evin içinde şimdilik gezebilirdi.

En sonunda elinden tutup merdivenlerden indik ve bahçeye çıktık. Bahçedeki herkes neşeliydi. Neeko elimi çekiştirip Rakan'a koştuğunda gülümsedim. Kıyafetlerini ve ayakkabısını gösteriyordu.

"Bak bunu annem verdi."

Anne dediği anda Rakan bana sırıtarak baktığında şaşırmıştım. Sonrasında gülümseyip Neeko'ya sarıldım. Rakan ise bize yaklaşıp Neeko'nun hizasına eğildi.

"Hadi canım sen biraz oyna baba da anneyle konuşsun."

Neeko başını sallayıp uzaklaştığında Neeko'ya bakarken Rakan'ı dinliyordum.

"Bak kendisi kabul etmiş bizi ha?"

"Evet ama sence gerçekten iyi bir anne olabilecek miyim?"

"Bunu bir daha sorarsan seni Neeko'nun çay partisine yollarım."

Ona bakıp göz devirdim ve sarılıp Neeko'yu izlemeye devam ettim.

"Neeko bırak o elindeki kurbağayı!"

"Ama uçurumdan atlayacaktı!"

"O sadece bir taş ve göle atlayacaktı! Çabuk buraya gel!"

"Tamam ya.."

Neeko geldiğinde Rakan'a masadan ıslak mendil getirmesini söyledim. Getirdiğinde ise bir tane çıkarıp Neeko'nun ellerini sildim.

Neeko Rakan'a baktığında Rakan da ben bilmem hareketi yapıyordu. İkisine gülüp sarıldım.

"Hadi yiyecekler hazır gelin."

Hep beraber masaya oturup o akşamımızı da beraber mutlulukla geçirmiştik.

Son umutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin