Sabahın ilk saatlerinde uyandım. Elimle yüzümü ovuşturup camdan dışarı baktım. Rakan'ın belimdeki ellerinden yavaşça kurtulup ona baktım. Uyurken çok sevimliydi. Askılıktaki bize özel hazırlanan savaş kıyafetlerine baktım. Sanırım bunları giymeliyim.. Üstümdeki eflatun elbiseyi çıkartıp altın rengindeki parlak kıyafeti giyindim. Beyaz ve altın rengi bir elbiseydi. Eflatun elbisemle aynı özellikte gibiydi. Ardından pelerini de giyip şapkasını kapadım. Aynaya gidip kendime baktığımda kraliçe gibi hissediyordum. Savaş için yapılmasına rağmen çok asil bir elbiseydi. Aynadan Rakan'ın da uyandığını gördüğümde gülümseyerek yanına gittim.
"Günaydın uykucu."
"Günaydın güzellik."
"Havandasın yine, hadi kıyafetini giyin de gidelim."
O kalktığında ben de yatağa oturup onu izlemeye başladım. Ona özel hazırlanmış kıyafetler de yine aynı özelliktelerdi. Aynı tarz fakat renkler beyaz ve altındı. O da giyindiğinde kalkıp ona yaklaştım ve öpüp kapıya koştum.
"Hadi kahvaltı yapalım hemen."
Peşimden geldiğinde hızla toplanma alanına gittik. Gelen gönüllülere dağıtılan yemeklerden alıp yedikten sonra gelenlere baktık. Çok kalabalıktık. Demekki Lux çok seviliyordu. Büyük kapılar tekrar açıldığında Lux'ı parlak beyaz bir elbise ile gördük. Kısa beyaza yakın sarımsı saçları o çok güçlü görünüyordu.
Uzunca bir konuşma yaptıktan sonra halk onu desteklemek için bağırmaya başladılar. Halkın kıyafeti beyazdı fakat en önde aralarda altın olan ekip vardı. Bir keskin nişancı yanında yumruk sallayan bir kadın, somurtan ama elindeki yuvarlak silahla dimdik duran genç bir kız, elinde silah olan ve biraz ince olan esmer bir genç, ve şapkalı pelerini bıçaklı olan bir erkek daha.
Lux biraz daha öne çıkıp değneğini havaya kaldırdı.
"BUGÜN EVE ZAFERLE DÖNECEĞİZ!"
Komutanların da komutu ile kapılar açılmaya başlamıştı. Kapılar açıldığında halk hızla çıkıp karanlık ormana ilerliyordu biz de altın ekip ile halkın arasından geçerek en ön safhaya gittik.
——-
Akşam iyice çökmeden önce geniş bir yerde durduk. Getirilenlerle birçok kamp yapılıp yemekler yendi. Daha sonrasında ise herkes gruplar oluşturarak uyumuştu bazı gruplar uyuma ihtiyacı duymuyordu. Onlar nöbetteydi, diğerleri ise birbirlerine yakın olarak uyuyordu.
Sabah olduğunda herkes bir çığlıkla uyanmıştı. Nöbetçiler kan içerisinde Lux'ı arıyordu. Lux onlara hızla gidip neler olduğunu sordu.
"Gece yakınlardan sesler duyduk ve oraya gidip ne olduğuna bakmaya karar verdik. Sonrasında gölgeler bizi buldu. Aramızdan birkaç kişi ele geçirildi ikisi de öldü."
"Anlıyorum. Doktorlar! Yardım edin!!"
Rakan ve ben bu sırada kendimize bir ekip oluşturup gölgelere baskın yapmaya gitmiştik. Kimsenin haberi olmadan gidiyorduk. AslındaLıx'a söylemiştim ben ama sayılmaz o. Kaleye vardığımızda bahçedekileri temizlemeye karar vermiştik. Gölgeler güçlülerdi. 27 kişi gitmiş olmamıza rağmen bahçedekiler 19 kişi bırakmıştı sadece. Kalenin içinden sesler çıkmaya başladığında başım dönüyordu. Son gördüğüm şeyler yandaşlarımı öldüren gölgeler ve beni yakalarlarken arkadan izleyen Rakan.
"Üzgünüm güzelim ama böyle olması gerekiyordu."
——-
Uyandığımda bir tür zindanın içerisindeydim. Karşıdaki zindanda ise Lux yatıyordu. O nasıl gelmişti buraya? Ben bunları düşünürken Rakan gelmişti.
"Hey uuhh canım böyle olmasını ben de istemezdim güzel kızdın fakat bana verilen emir buydu. Kraliçe ve asiyi getirmek. Seni elde etmem kolay oldu. Buraya geldiğimizde ise büyüyü üstünden kaldırdım ve bayıldın. Kraliçeyi ise geri dönüp seni yakaladıklarını söylediğimde aldım. Çok basitti. Oyunuma düştü."
İğrenç bir duyguydu. Büyü altında kontrol edilmek. Sahte duygular ile doldurulmuştum. Şimdi ise burada ölecektim.
"Ha ayrıca sana bir hediyem var."
Rakan'ın arkasından biri gelmişti.
"Bu üvey baban değil mi?"
Gözlerim dolmuştu. Daha sonra ise bileğimdeki zincirden keskin bir acı hissettim. Gözlerim ağırlaşmıştı.
"İyi uykular güzelim."
Babam gittikten sonra Rakan da gülüp gitmişti ve ben karşıdaki yatan Lux'a gözyaşları ile bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son umut
FanfictionBen Xayah. Asi Xayah. Kabilemi ve ikinci babamı kurtarmak adına çıktığım yolda bana yardım eder misiniz?