Veda bile yoktu

30 2 13
                                    

Kollarımın arasında olan Xayah'ın nabzı atmıyordu artık. Bedeni solmuştu. Gözlerim dolduğunda ona sarılarak ağlamaktan hiç çekinmedim. Gözlerimi kapattığımda saraydaki anılarımız aklıma gelmişti.

'Tüm bunlar bittiğinde insanların yediklerinden mi yesek?'

'Güzel bir yemek mi?'

'Çikolata!'

Ona iyice sarıldığımda ağlamam daha çok şiddetlenmişti. Gözlerimi açtığımda Xayah'ın bacakları parıltılar halinde havaya yayılıyordu. Hayır hayır, olamazdı. O beni bırakamazdı. Hızla diğerlerine döndüğümde onlar da dolu gözlerle izliyorlardı. Bağırmaya başlamıştım.

"BİR ŞEYLER YAPIN O GİDİYOR!"

Sarılırken Xayah'ın saçlarını okşayıp öpüyordum.

"Şşh korkma güzelim bir şey olmayacak. İyi olacaksın."

Xayah'tan tepki gelmediğinde burukça gülümseyip ağlamaya devam etmiştim. Bir buçuk saat sonra Xayah'tan bana kalan son şey üç tane tüyü olmuştu. O tüyleri öpüp pelerinime taktığımda ayağa kalktım.

"O güçlü olmamı ister."

O sırada odada Xayah'ın sesi duyuldu.

"Rakan, ağlama hayatım. Ben buradayım."

Herkes şaşırdığında ben odada etrafa bakıyordum. Ona seslenmiştim sonrasında, ama cevap yoktu. Ve zorla da olsa geri dönmüştük. Geri döndüğümüzde sarayda kalmıştım. Lux kendini suçlu hissediyordu fakat birkaç saat öncesine kadar mektup aldığını söylemişti. Xayah'tan. Suçlu Lux değilmiş. Doğru olan buymuş. Beni kurtarmak için kendini feda etmiş. Ve beni uyandırmış. Neden ben ölmemiştim? Neden sevdiğim kişi?

Yatakta uzanırken onun uyuduğu yastığı sarılmaktan darmadağın, ağlamaktan su gibi etmiştim.

Dışarıdan gelen duyuru sesi ile kafamı kaldırıp dinlemeye başladım.

'Bugünki zaferimiz için herkesi tebrik ederiz. Savaşta şehit düşenlerin yakınlarına da sabır diliyoruz. Şimdi şehit düşenleri okuyacağız.
.
.
.
Asi Xayah
.
.
.
Bu kişilerin yakınlarına sabır diliyoruz'

Okunan isimlerin arasından tek duyduğum sevgilimin ismiydi. Birkaç dakika sonra ise odamın kapısı tıklanmıştı. Cevap vermediğim için biraz bekleyip odama girmişti kimse. Yatağa oturup elini omzuma attı. Konuşmasından erkek olduğu belliydi.

"Xayah benim öz kızım değildi ama onu hep öz kızım gibi gördüm. O çok sevebilen bir kızdı. Ve sana daha küçükken bir mesaj bıraktı."

Elindeki mektubu önüme koyup odadan çıkmıştı. Mektubu açtığımda karşılaştığım karmaşık el yazısı ile şaşırmamıştım.

'Merhaba gelecekteki erkek arkadaşım! Bunu okuyorsan ben büyük ihtimal ölmüşüm değil mi? Haha. Umarım seni üzmem! Keşke ölmeseydim."

Okumayı bırakıp ağlamaya başladığımda kağıt titremişti. Okumaya devam etmeye karar verdim.

"Hey! Ağlama ama! Ağlamanı istemiyorum tamam mı? Sen güçlü birisin.'

"Seni seviyorum Xayah."

Hıçkırıklarım arasında konuşup mektubu okumaya devam ettim.

'Ben de seni seviyorum. Kendine iyi bak olur mu? Ben hep yanındayım.

İmza: Xayah'

Mektubu incelikle katlayıp cebime koydum. Bir süre daha ağladıktan sonra uyuyakalmıştım.

Son umutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin