Farkındayım bölümler geç geliyor. Özür dilerim ama hem internet kesildi hem de sınavlar derken Eee malum bide ygs lys derdi var hikayeyi yarıda bırakmak istemediğim den kısa zamanda final yapmayı düşünüyorum :-)
Hatırlatma
İlerleyen saatlerde herşey çok eğlenceliydi. Ateşle muhatap olmamaya özen göstermiştim ve başardım da. Tarik;
"Azracım biz kalkalım mı seninle konusacaklarim var "
Biraz şaşırsamda "peki" dedim ki Ateş'in yanından geçerken Ateş kolumdan tuttu.
Tek kaşımı kaldırıp ne var dercesine Ateşe baktım. Oda anlamış olacak ki
"Bende sizinle geleyim ordan eve geçeriz " dedi.
"Geçeriz derken Ateş bey "
"Bırak şu tribi Azra sabah çekip gittin konuşacağız. Ayrıca unuttun mu bende kalıyorsun? "
"Trip attığım yok Ateş o asistanı savunduktan sonra zaten konuşacak birşey kalmadı. Ayrıca unuttun mu benimde burada bir evim var? "
"Sen olmadan uyuyamıyorum Azra sende farkındasın lütfen "
"Biraz düşünmeme izin ver. Yarın görüşürüz bu arada sende kendini denemiş olursun? "
Dediğim gibi Tarık'ın yanına gidip restoranttan çıktık. Eğer cevabını bekleseydim hem konu uzardı hemde ben dayanamazdım. Şuan bile o durumdayım.
Gözlerindeki acıyı, kimsesizligi görmek beni mahvediyor ki karşımda ağladığında bende dayanamıyorum. Benim aklım hala onun gozlerindeyken çoktan arabaya binip oturmustuk. Tarık'ın boğazını temizlemesiyle anladım dalıp gittiğimi. Başımı ona doğru çevirip gülümsedim.
"Ateşle aranızda birşey mi var? ""Hayır " diye net bir şekilde cevap verdim. Gerçeği de buydu zaten. Niye böyle birden sorduğunu anlamış değilim ama anlaşılan konuşacağımız konu bu.
"O zaman Ateşe karşı birşey mi hissediyorsun? "
İşte bu düşündürücü bir soruydu. Anlamadığım şeyse neden bu soruya net bir cevap verememiştim. Aslında cevabı belli değildi. Bazen o kadar uzaklaşıyordum ki ondan, bazen de yanından ayrılmak istemiyordum. Ben bu karmaşanın içindeyken böyle bir soru, sadece yola odaklandım. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Tarık da fazla üstelemedi zaten. Benimle tam olarak ne konuşacağını merak ediyordum. Sahile geldik. Arabadan inip oradaki kayaların birine oturdum. Tarık da gelip yanıma oturdu. İkimizinde dizleri kendine çekilmiş ve kollarımızı da dizlerimize dolamış öylece karşıya bakıyorduk. Geceleri deniz ayrı bir güzeldi. Sessizliği bozan Tarık oldu.
"Azra bir bilinmezliktesin bunu gayet iyi görebiliyorum. Biz neredeyse bebeklikten beri beraberiz ve bu durumun canımı sıkıyor. "
"İnan bana benimde canımı sıkıyor Tarık. Bende halimden memnun değilim artık düşünemiyorum kafam o kadar karışık ki bir türlü toparlayamıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu sefer araftayım."
Anlaşılan buraya dertlesmeye gelmiştik. Zaten Tarık ne kadar deli dolu biri olsa da bazen cidden abim gibiydi. Tabi ki bunu benden başka kimse bilmezdi. Geceleri terasa çıkar uzun uzun konuşurduk. Şimdi de böyle bir zamandaydık anlaşılan ama farklı bir şekilde, farklı bir yerde..
"Biliyorsun her zaman yanındayım. Senin yanında değilim yurt dışında okuyorum ama bu konuşamayacağımız anlamına gelmiyor. Telefon var, internet var olmadı bir uçağa bakar. Ben iki hafta sonra gidiyorum. Seni böyle bırakmak istemiyorum. Bugün bu konuyu halledeceğiz hanımefendi başla bakalım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HADİ HAYIRLISI..(ASKIYA ALINDI)
Chick-LitAzra ve Ateş hiç olmayacak bir anda karşılaşırlar. Ve Ateş'in ağzından dökülen kelimeler: "Evet Azra Yıkılmaz bilmesen de hayatıma hoşgeldin."