1. Bölüm

678 124 272
                                    

Karanlığın içine hapsolmuş göğün ortasında kalmış iki beden. O kadar karanlık, o kadar ulaşılmaz, o kadar imkansız, ve bir o kadarda tutku heyecan aşk kazanacağına ant içmiş. İki beden, iki ruh, iki sesleniş, iki huzur.Bir o kadar  imkansız, bir o kadarda yer gök inletecek cinsten.
Bir kafes içinde kalan kuş misali.

Asmin yaralı dağ Ceylan'ı. Akıllı  olgun. Herkesin gönlünü fet etmiş. Dik duruşlu, kendini ezdirmeyen.

Merhametli, ama dik duruşu kendini savunma şekli ve onu güçlü kılmasaydı. Lakin kimse bilmiyordu bu dağ Ceylan'ı kırgın ve yaralı. Aslında onu güçlü kılan yaşanmışlıkları.

Küçük yaşta kimsenin görmek ve yaşamak istemediği şeyleri görüp yaşaması.

Onu herkes bundan kız olmaz dese de bu kızdan bir halt olmaz desede o buna mecburdu .Güçlü dik duruşlu, ve gözü kara tuttuğunu koparan, kimsenin onu yenmesine izin vermeyen bir dişi kaplan misali olmaya mecburdu.

O kadar yıl okumuştu sırf töre olayını kaldırmak için. Türkiye'nin en önde gelen avukatlarından olmuştu. Bugüne kadar ne bir dava, ne bir duruşma kaybetmişti hele mağdur olan kişi eğer bir kadınsa, canını bile önemsemeden o davayı kazanırdı. Kadın olduğu için çok tehdit alır çok kişi ona musallat olurdu.

Kendisi Mardin'de büyümüş bir aşiretten gelmişti.
Asıl avukatlığı seçme sebebi de Mardin'de Yıl olmuş iki bin kaç yinede kan davaları ölümler, küçük yaşta kızların berdel olması, kuma olması gibi şeylerle devam eden saçma bir töre kavramının olmasıydı. Buna artık birinin dur demesi gerekiyordu, o kişinin de kendisi olması için bunca yıl okumuş ve avukat olmuştu.

Aslında biraz önünü kesebilmişti. Ama velakin bilmiyordu, kendiside berdele benzer bir şekilde evleneceğini?

&&&&&&&&&&

Yine şafak sökmüş bir kız daha kurban gidiyordu.
Bunuda önleye bilecek kişi sadece Asmindi.
Yaralı dağ Ceylan'ı Asmin.

Ama Asmin şansa İstanbulday'dı, önemli bir boşanma davası vardı ve çok heyecanlıydı, ama üzgündüde çünkü bir kişinin daha yuvası yıkılıyordu .

Beyaz teninin üstüne kırmızı cesur bir elbise giyip, hafif bir makyaj yapmıştı ve hazırdı.

Devran Karaman Türkiye'nin en iyi avukatlarından biriyle davası vardı. İlk kez bu adamla kapışacaktı. Daha gelmemişti kimse. 20 dakika sonra başlayacaktı duruşma. Her yere 20 dakika önce gitmek onun önemli bir alışkanlığıydı. Bir yere geç kalmaya tahammülü yoktu.

Gireceği davada müvekkiliyle yüz yüze görüşmemişti. Sadece telefonda konuşmuştular. Kocası  boşanmak istiyordu ama müvekkili kocasından boşanmak istemiyordu. Düşünceler içindeyken. Telefonu çaldı açtı ve telefonuna baktığında. Hiç duymak istiyemeyeceği şeyi duydu. 17 yaşındaki genç bir kızın kuzeni Ömer ile kaçtığı için ölümlerine karar verilmişti. bunu duyar duymaz kalktı yerinden. Duruşma daha başlamamıştı. Hiçbir şey 17 yaşında bir kızdan ve kuzeni Ömer'den önemli değildi.

Geldiği gibi mahkeme salonundan çıktı. O hızla çıkarken birine çarpmıştı. Tam düşeceken adam onu belinden tutup yüzüne bakmayarak kulağına doğru eğilip. "Dikkatli olun küçük hanım."demişti Ama adam onun yüzüne hiç bakmamıştı, o da adamın yüzünü görmemişti doğru düzgün. Adam ona bakmayarak bırakırken adamın yüzünü gördü, ama adam onun yüzüne yine bakmamıştı. Arkasını dönüp gitti kalbi bando ekibi kurmuş gibi atmaya başlamıştı.
Adamın yüzü kara kalemle sanki ustalıkla çizilmiş gibiydi. Kara kaşılı kara gözlüydü. Bir de adamın kokusu Asmini çok fena affalatmıştı. Affalama sebebi ise daha yeni gördüğü adamı, en son 15 yaşındayken ve  gazetelerde magazinler'de görmüştü.

13 yıl önceyi hatırlamıştı birden. 15 yaşında genç bir kızken Mardin'de yine böyle bir karşılaşmaya tanışmışlardı, ayağını takıp düşüceken yine onu böyle tutmuştu, ve o günden beri bu adamı her gördüğünde kalbi böyle atar olmuştu.

15 yaşında bu adamı ilk defa gördüğünde bu adama böyle tutulmuştu, ve biliyordu İstanbul'da bir şirkete patron ve Mardin'in en büyük ağasının oğluydu. Hatta adamın babasını aşirette söz sahibi olan kişiydi. Adamın babasını severdi, her zaman Asmine yardım edip onu savunan bir kişiydi ve Asmini kızı gibi gören biriydi.

&&&&&&

Çoğu zaman İstanbul'da yaşadığı için İstanbul'da bir evi vardı. O hızla evine girip kıyafetini değiştirdi.

Nihayetinde ora bir köy yeriydi. Giydiği kıyafet yüzünden laf söz olurdu. O yüzden boydan su yeşili güzel bir elbise giyip evden çıktı. Taksiyle birlikte 15 dakikada havalanına varmıştı. Mardin'e kalkan ilk uçağı bindi.

Gireceği dava çok önemliydi. Çünkü bir yuvanın bozulmasını istemiyordu. Düşünceleri bırakıp kimse bir şey demez, hakimde duruşmayı erteler ve boşanmazlar, diye düşündü, ama bilmiyordu arkada onu parçalıyacak şekilde kızgın ve sinirli bir adam bıraktığını.

Ona göre hiçbir şey bir kadından veya bir canlıdan önemli değildi. Birde o kişi suçsuz ve 17 yaşındaysa .
Mardin'e iner inmez amcasının oğlu Baran onu karşılamıştı. Köye aşiretin toplandığı yere gitmişlerdi hemen arabadan İnince ağaların İçine girdi. "Yetişemedim mi?" diye sordu bütün ağaların kaşları çatılmıştı. Bu kızın her şeye burnunu sokması hoşlarına gitmiyordu, bir ağa öne çıkıp.   " Yinemi sen her şeye burnunu sokma dedik karışma girme kız başına bu işlere. Mahsum ağa; Bu kıza haddini bildir yeter artık her şeye kız başına burnunu sokmasın, sen buranın en büyük ağası değil misin? Bu kıza haddini bildir eğer bildirmezsen ben bildirmesini bilirim."

Bağırarak sarf ettiği cümlelerini Mahsum Ağa kesip. "Kes sesini Ağit ağa. Senin o kızla ne alıp veremediğin var. Yeter karışmayın bir açıklaması vardır elbet.
Dediğin gibi burada söz sahibi olan kişi benim ve benim de diyeceğim şudur, o kız haklıysa o kızı dinleyeceğiz. Evet kızım daha kimse ölmedi ve bir kararda verilmedi. Senin haklı bir açıklaman varsa konuş senide dinleyelim."

Dediğinde kız birden ortaya atlayarak." Berdele karşıyım ama burada iki kişi ölecekse berdel yapılsın, çünkü daha kız 17 yaşında ve senin kardeşinin kızı Mahsun ağa.  Kuzenimde daha 20 yaşında o yüzden berdel olsun.

Adam bir müddet düşündü, aslında kızın bunu diyeceğini tahmin edebiliyordu . Eline gelen şansı kullanacaktı Mahsun ağa. "Herkes fikrini söyledimi, ona göre karar verilecektir." dediğinde hep bir ağızdan İtirazlar döküldü.

"Olmaz Mahsun ağa kızın on yaşında bir kız kardeşi vardır. Onumu berdel yapalım. Olmaz bu iş ikisinide gebertelim gitsin. " dedi Ağit ağa. Asmin bu adamın hiç mi vicdanı yok diye düşündü. "Siz berdeli Kabul edin ben biliyorum kimleri yapacağımı berdel. " Hepsi suspus olmuştu. Mahsun ağa da söze başladı. "Herkes sustuğuna göre berdeli kabul ediyorsunuz o zaman." deyip genç kadına döndü. "Karar verilmiştir ölüm olmayacak ama berdel olacak o Berdelde..."

Vefa gecesi Where stories live. Discover now