Eun-Shii'den...
Ona kavgayı nasıl öğrendiğimizi anlattık.
Uzun bir hikaye de değildi. Sabah onları görmüştük.
Biraz öyle takıldıktan sonra Hei ile evimize geldik. Uzun zamandır evde yemek yemediğimizden kendimize yemek yapıp yedik.
Pijamalarımızı giydik. Bizimkilerde gelince akşama kadar televizyon izleyip saçmaladık.
Geceye gelirken saat yatağıma uzandım ve cuma gününe 'hoşçakal' dedim.
Sabah beni uyandıran klasik Hei değildi, mesaj yüzünden uyanmıştım.
Tatlı Psikopatım: günaydın pandam
HazırlanBen: sanda günaydın da ne alaka?
Tatlı Psikopatım: karşına çıkacagim
Çabuk ol fikrimi değiştirmeden gelBunu okumamla kendimi yerde bulmam bir oldu.
Küt diye düşmeme aldırmadan cevap yazdımBen: konum at uçuyom
Tatlı Psikopatım: attım
... Konumu geldi.
Hemen banyoya girip rutin işleri hallettim.
Aceleyle siyah dar bir şort giydim. Sonra şortun sadece ucunu gösterecek beyaz bir tişört giydim. Ama şort kısaydı.
Beyaz bir spor ayakkabı giydikten sonra saçımı düzleştirip yukarıdan bağladım. Kakülümü düzeltip yüzüme kapatıcı sürdüm. Biraz rumel ve kırmızı bir ruj sürmemle işim bitmişti. Makyaj malzemelerini beyaz ince zincirli çantama koydum. Bileğime siyah ve beyazın uyum içinde olduğu üçgen bezi bağladım.
Telefonumu da elime almamla Hei kapımda belirdi.
Hei: Nereye?
Eun-Shii: Anonim çağırdı! Karşıma çıkacak!
Hei: Neeeee!
Eun-Shii: Beni bekleme. Sana ne olduğuna dair haber veririm.Koşarak evden çıktım.
Bana attığı konuma tıklayıp nefessiz kalmamak adına koşmayı bıraktım.
Bilmediğim bir yerdi.Bu yüzden temkinli adımlarla ilerliyordum.
Başıma bir şey açmayacağına tamamen inanmıştım.Yüzümde tedirgin bir gülümseme ile bana atılan konuma doğru ilerlemeye başladım.
Birkaç dakikaya varmıştım oraya.
Bir parktı. Daha önce hiç gitmediğim bir parktı.
Ama kimse yoktu.Tedirginliğim doruk noktalara çıkarken telefonumu çıkardım.
Ben: nerdesin
Jungkook'un anlatımından...
Derin bir nefes aldım. Kalbim adeta göğüs kafesimi deliyordu resmen. Nefessizlikten ufacık kalmış akciğerlerime oksijen yollarken ona da cevap yolladım.
Ben: arkana bak
Kafamı yere eğip beklemeye başladım.
Geçen her saniye bir asırmışçasına ağırdı.Sonsuza dek sürecekmiş gibi olan bu döngü nefessiz kalmama neden oluyordu.
Eun-Shii: Tatlı Psikopatım?