Sabah beni Yoongi hyung uyandırdı.
Keyifsiz bir şekilde banyoya girip rutin işleri hallettim.Aynadan yüzüme baktım. Evet, gayet iyi görünüyordum.
Üzerimi giyindim işte falan..
Hyunglarımla kahvaltı yaptım.
Eun-Shii aradı beni.
"Günaydınnnn!"
"Günaydın."
"Sesin? Keyifsiz gibisin?"
"Yok. Buluşuyor muyuz?"
"Arkadaşlarım dün gelmişler. Onlarla tanıştırayım mı seni?"
"Tamam."
"Konum attım. Yarım saate herkes gelecek."
"Tamam. Seni alayım mı?"
"Olur"
"Sonra görüşürüz."
Telefonu kapatıp cebime koydum.
Saçımı düzelttim ve evden çıktım.
Arabaya binmemle Perry aradı.Keyifsiz olan günüm berbat olmaya başlıyordu.
"Ne var?"
"Jeon Jungkook. Ofisime gel. Babanda burada."
"Lanet herifin tekisin"
"Biliyorum. Hemen gel"
"Himin gil"
Telefonu suratına kapatıp arabayı onun şirketine doğru sürdüm.
Yolda Eun-Shii aradı.
"Efendim?"
"Beni almayacak mısın? Geç oluyorda"
"Acil bir işim çıktı. Sen gidebilir misin?"
"Evet. Sen?"
"Ben biraz geç gelirim. Kapatmalıyım."
"Tamam"
Aramayı sonlandırıp arabayı park ettim.
Telefonu navigasyon için katılan yerden aldım. Cebime koydum ve isteksizce ofisine girdim.
Kapıyı tıklatmaya tenezzül bile etmedim direk içeri girdim.
Babam o adam bir de Caeyona vardı.
Kapıyı kapattım, babamın yanına oturup ona baktım.
Jungkook: Günaydın baba.
Babam kafasını "sanada günaydın" dercesine salladı gülümseyerek.
O adama döndüm.
Jungkook: Benim ne işim var burda?
Perry: Yarın akşam iş yemeği-
Jungkook: Haberim var.
Caeyona: Ben söyledim.
Perry: Okula 1 ay kaldı. Kızımın seninle aynı sınıfta olacağını biliyorsun.?
Jungkook: Evet.?
Perry: Okulda ona yardımcı olacaksın.
Jungkook: Ihım... Arkadaş edinebilir. Okuldaki tek öğrenci ben değilim.O sırada telefonum çaldı.
Babama bakınca 'aç' dercesine bakıyordu.
Odadan çıkıp köşedeki camın önünde duran koltuğa oturdum ve açtım.
"Efendim?"
"Ya Kook! Trip mi atıyorsun?"
"Hayır. Neden atacakmışım?"
"Dünki konuşmamızdan sonra. Ben olmaz dedim diye mi?"
"Bunun için neden trip atayım?"
"Kookie bunu derken bile tavırlısın. Fark etmiyor musun?"