Üzerimdeki Jk'nin kazağını çıkarıp dolaptan pandalı bi sweet çıkardım.
Onu giyip altımdaki bu pantolonu çıkarmadım.
Saçımı açıp düzleştirdim. Kakülümü düzeltip Jungkook'un kazağını dolabıma koydum. Yarın haftasonu zaten. O zaman veririm.
Makyajımı tazeleyip aşağı indim.
Hei de hazırlanmıştı.
Jk'yi aradım.
"Tavşanım?"
"Efendim pandam?"
"Biz hazırız. Kendimiz mi gidelim. Sen mi alırsın?"
"Ben alırım. Birazdan ordayım"
"Tamam."
Telefonu kapatıp babamı aradım hemen.
"Alo? Kızım?"
"Dad... Noldu şu haciz işi?"
"Bay Jeon'la beraber uğraşıyoruz kızım... Malum şıp diye olmuyor o işler."
"Hmm"
"Ama evi kurtardık. Eşyaları getirtiyoruz şimdi"
"Aslansın babişim!"
"Sen niye bu kadar sevindin bakalım? Daha öncede ortağıma haciz gelmişti ama sen bu kadar üstüne gitmemiştin? Hem Jeon Şirket ile ortaklığı çok istedin? Acaba bi sebebi mi var?"
"Ne sebebi olacakmış ki cânım.."
"Bilmiyorum artık ama Jeon'ların oğluyla alakalı değildir umarım."
Ops! Tamda onunla alakalı!
"Alo? Alo? Sesin gelmiyor baba?"
"Alo? Eun-Shii?"
"Babaaaa... Alo? Çekmiyor mu?? Alooo!"
Diyip telefonu suratına kapattım.
İçimden 'ucuz yırttın' diyip Hei'ye döndüm.
Eun-Shii: Babam Jungkook'la ilgili mi diye beni sıkıştırdı bende hat çekmiyo numarası yaptım kanka. Umarım değildir dedi ama ya! Ben nasıl tanıştırcam şimdi onları?
Hei: Jungkook'u tanısın iyi anlaşırlar.
Birkaç dakikaya gelmişti Jungkook.
Arabada camış gibi yayılmalarını bekliyordum ama hepsi sanki beyefendiymiş gibi oturuyordu. Sehun bile.
Şaşırarak ön koltuğa geçtim.
Jungkook'un üzerindeki tavşanlı sweeti görünce gülmemek için kendimi zor tuttum.
Jungkook: Yakışmadı mı? Agh Tae seni geber... Yani sana göstereceğim.
Eun-Shii: Yok ya çok ponçik olmuşsun. Sadece senden siyah kazak veya ne bilim siyah bi sweet bekliyordum tavşanlı olunca değişiğime geldi.
Hei: Nazar değdirmek istemem ama bunlar niye insan gibi duruyor?
HeRan: Gelirken hepsini biraz tartaklamış olabilirim.
Sehun: Ne tartaklaması ya! Kafamı kopardın!
HeRan: Abartma.
Mark: Jimin'e olan hıncını bizden çıkardı. Jungkook zor aldı.
Junior: Canım Eniştem.
Jungkook gülümseyerek arabayı çalıştırdığında arkadaki Jimin'in arabası da çalıştı...
Birkaç dakikaya büyük Avm ye varmıştık.
Kontrolden geçip içeri girdiğimizde Sehun, Mark ve Junior zıplaya zıplaya şarkı söylemeye başladı.
Sehun: Mini mini bi maymun konmuştu
Mark: Kafama oturmuştu
Junior: Aldım onu içeriye car car konuşsun diye
Mark: Agidi gugidi derken sıçtı
Sehun: Ellerim boklu kaldı!
Bu mallar tüm dikkati bize çekerken Namjoon Hyung 'susun' bakışları attı.
Jin: Ben şu üçünü tanımıyorum. Siz tanıyor musunuz?
