Eun-Shii'den...
Jungkook'u koltuğa geri uzandırmış ve en yakın arkadaşımın abisini aradım. Kendisi uzman doktor ve beni çok sever.
"Alo? Oppa?"
"Vay sen beni arar mıydın?"
"Çok ama çok özür dilerim oppa. Ama sana ihtiyacım var."
"Söyle kardeşim. Hallederim"
"Ya birinin eline bir şey girmiş cam gibi bişi.. Dudağını patlatmış sonra sinir krizi geçirmiş herhalde şu an görüyorum karnında tırnak izleri var. Malzeme alsana"
"Neden hastaneye getirmiyorsun?"
"Çok bitkin. Şu anda baygın. Nasıl getireyim?"
"Tamam geliyorum hemen."
Telefonu kapatıp yere oturdum ve dirseklerimi koltuğa dayayıp yanaklarıma yerleştirdim ellerimi ve Jungkook'un yüzüne bakmaya başladım.
O güzel gözleri kapalıydı. Saçı dağılmış ve ıslanmış boncuk boncuk terlemişti.
Parçaladığı dudaklarını mazur görürsek çok yakışıklıydı.
Ya bana neden bakmıştı ki?
Tamam bende güzelim ama okulun en güzel kızı Minnie...
Ben erkek olsam ona teklif ederdim yani.
Agh yine saçmalıyorum.
En iyisi susayım.
Kapı çaldığında hemen açtım.
Minho: Selam Eun. Hastamız nerde?
İçeriyi işaret edip kenarı çekildim.
O girince kapıyı kapattım ve peşinden oturma odasına ilerledim.
Minho Jungkook'u görünce donup kaldı birkaç saniye.
Erkek beklemiyordu değil mi?
Minho: Bu da kim?
Eun-Shii: Erkek arkadaşım.
Minho: Ha arkadaşınsa iyi. Sevgilin değil yani.
Eun-Shii: Ha?
Minho: Arkadaşım dedin? Erkek cinsiyeti.
Eun-Shii: O kadar tıp okursan beynin yanar tabi oppa! Sevgilim sevgilim!
Minho: Hm..
Gidip Jungkook'un karşısına geçti.
Minho: Ne zamandır baygın?
Eun-Shii: Yarım saat oldu herhalde.
Minho: Uyandırmaya çalıştın mı?
Eun-Shii: Denedim ama olmadı. Bende bir şey olmasın diye bıraktım.
Minho: Su getirsene.
Eun-Shii: Tamam.
Tam arkamı dönecekken duyduğum mırıltıyla geri döndüm.
Jungkook gözlerini yarıya kadar açmış yorgun bakışlarıyla Minho'ya bakıyordu.
Ellerini mahvettiği için doğrulmasına yardım ettim.
Homurdanarak önüne gelen kaküllerini üfledi ve Minho'ya döndü.
Jungkook: Bir şeyim yok.
Minho: Elleriniz çok kötü duruyor. Yardım edeyim.
...
...
Akşam olmuş ve Minho gitmişti.
Jungkook bende kalmış Hei bir işi olduğundan gitmişti.
Şu ansa ben Kook'un kucağında pizzamı yiyordum.
Dilimi bitirip yeni bir tane aldım ve Jungkook'a uzattım.
Gülümseyerek pizzayı ısırdı..
Film bittiğinde yeni bir tane açtık.
Filmin ortalarına doğru pizzalar bitmiş, ellerimizi yıkamış ben onun yanında otururduk.
Kafamı omzuna yasladım ve seslice nefes verdim.
