✨TUZAK

81 38 47
                                    

Will savaşın gidişatına baktığında bir felaket görüyor gibiydi. Çok fazla avcı vardı hatta kendilerinden kat kat fazla. Yaralı kolunu tutarak doğrulurken Robert ile göz göze geliverdi. Robert hala Ziver ile mücadele ediyordu. Yaralanan kollarını çıkardığında canı inanılmaz acıyordu fakat Will' in bakışlarından anladığına göre son bir güçle kollarını çıkarmanın vakti gelmişti.

Ziver saldırırken yerde uzanan Robert acıyla bağırarak kollarını çıkarıyordu bedeninden. Kendi kolları hariç sekiz tane ahtapot kollarının neredeyse altısı kesik veya yaralıydı.

Havada sıçrayarak kendisine kılıcıyla saldıran Ziver' i bir koluyla boynundan yakalayarak sarmalayıverdi. Diğer koluyla öldüreceğini anlayan Ziver, çırpınarak engel olmaya çalışıyordu. Attığı gümüş kılıç koluna saplandığında Robert büyük bir çığlık atarak sendeledi. Sarsılan Ziver iri kahverengi ahtapot koldan kurtulmaya çalışıyordu fakat Robert herşeye rağmen bırakmıyordu.

Onu havada asılı tutarken Will'e işareti verdiğinde Will tüm gücüyle bağırarak koştu. Ziver'i belinden yakalayıp çevirmesiyle sabit olan başı ters dönüverek korkunç bir şekilde boynu kırıldığı anda Robert acıyla haykırışlar içinde yaralı koluyla adamın bedenini çekerek başını gövdesinden ayırıverdi. Yorgunluk ve acıyla yere yığılıp kollarını içeri çekerken hızlı hızlı nefesler alıyordu.

Will Robert' ı kaldırırken
sürüsüne var gücüyle
"Geri çekiliyoruz." diyerek haykırıyordu.
Emri duyan sürü kalan avcılardan sıyrılmaya çalışırken verdikleri kayıpları ve liderlerinin acı ölümünü gören avcılar da çekilmeye başlamışlardı.

Weston sürüsü okula geldiklerinde çoğunlukla yaralı ve perişan haldelerdi.
Karl Dila' yı bulma umuduyla telaşla kapısı açık olan mahzene ilerlediğinde gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Panikle koşarak
"Kaçmış, Hüsrev kaçmış. Kafeste yok." diye bağırmaya başlamıştı. Duyunca başından aşağı kaynar sular dökülen Will
"Ne! Nasıl olur." diyerek inanamadı.
Robert' ı bırakarak mahzen kapısına koştu.
Sinirlr kapıya tekmeleyerek
"Bu imkansız." diye bağırdı. Adam ,
" O halde uzağa kaçamaz. Etrafı arayın buralarda olmalı. Mahzeni didik didik edin, hadi." diye bağırdı herkese.

Herkes Hüsrev'i ararken Karl, Dila' ya bakınıyordu fakat hiçbir yerde yoktu. Nefes nefese gelerek
"Dilâ da yok. " diyerek bağırıverdi sinirinden. Will artık dayanamayarak
"Başka kim yok. Herkes etrafındakilere bir baksın." diye bağırdığında duraksayarak karamsar bir bakış kaplamışken gözlerini Robert
"Flora yok dostum. O kadına hiç güvenmemiştim zaten." deyiverdi zar zor nefes alarak.

Bir bir gelen vampirler
"Kimse yok. Her yer bomboş. " dediğinde
Angela
"Bir sakin olun belki Eliz'le gitmiştir." deyince Charlot
"Tabi ya çocukları götürmesine yardım etmiş olabilir." deyiverdi. Köşede nefes nefese dayanmış duran Robert
"Peki Hüsrev tek başına nasıl kurtuldu arkadaşlar. Biri ona yardım etti. Biz savaşta olduğumuz için kalanlardan biri olmalı." deyince Will
"Bizden kimse böyle birşey yapmaz." diye karşı çıktı.

Robert Will'in gözlerine bakarak
"Haklısın dostum bizden kimse yapmaz." deyince imâyı anlayan Will sinirlenerek
"Flora bizden biri Robert. Sen yokken o vardı." diye bağırdığında Robert' ın yüzünden hayal kırıklığı okunuyordu.
Sinirinden gülerken
"Demek ben yokken o vardı ha." deyiverdi Robert.

Will söylediklerine pişman olunca üzülerek konuşacakken onu susturan dostu
"Bana değil ona güvenmeyi seçiyorsun yani. 170 yıl sonra birden ortaya çıkan lanet kadını aramıza alarak herkesi riske attın." diye bağırdı. Will
"Hayır Robert sadece onun hain olmadığını söylüyorum." dedi sakin bir sesle.
Sinirden gülen siyahi adam yerinden kalkmayı denerken acıyla irkildi. Vazgeçerek
"Görücez. Her zaman haklı olduğumu iş işten geçtiğinde anlıyorsun." diyerek yaslandı arkasına.

ISIRIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin