t h i r t e e n

333 39 2
                                    

doğum günleri tarihindeki en güzel doğum gününü geçiriyorum,” dedi irene yüzünde silik bir gülümsemeyle. mutluluğunu dışarı vurmamaya çalışıyordu, bu bir zayıflık göstergesiydi onun için.

ashton kıkırdadı. “rica ederim.

irene kaşlarını çatarak ona baktı. “teşekkür ettiğimi hatırlamıyorum.

şişesindeki son yudumu almadan önce, “teşekkür ettiğini varsayıyorum,” dedi ashton ve omuz silkti.

irene bunu hiç kimseye söylememişti ama ashton’a fazlasıyla minnettardı ve onu çok seviyordu. ve bu sevgi, arkadaşlıktan ya da kardeşlikten çok uzaktı ama korkuyordu. ashton’ı kaybetmekten korkuyordu.

birisine onu sevdiğinizi söylerseniz sizi terk ederdi.

ve irene her ne kadar terk edilmeye alışık biri olsa da, ashton’ın onu terk etmesini kaldıramazdı.

ashton kaputun üstünden kayarak ayağa kalktı ve gülümseyerek irene’in karşısında durdu. “iyi vakit geçirdiğini görmek beni mutlu ediyor.

neden?

çünkü bunlar nadir zamanlar. çok gülümsemiyorsun.

gülümsememem mutlu olmadığım anlamına gelmez. senin yanında hep mutluyum, ashton.” dudağını ısırdı ve ashton’ın gözlerinin içine baktı, sonra ashton’ın yutkunduğunu fark etti.

irene uzanıp ashton’ın ellerini tuttu ve sonra uzun parmakların ellerinin arasından kayıp belinin iki yanına yerleşmesine izin verdi. ellerini ashton’ın omuzlarına yerleştirdi, uzanıp solgun dudaklarını hayalini kurduğu pembe dudaklarla birleştirdi.

turuncu gökyüzünün altında şimdiye dek hiç olmadığı kadar mutlu hissetti.

common [a.f.i + i.t.w]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin